Tuzağa Düşmemek / Öznur Küçüker Sirene Yazdı

Değerli analiz ve yorumlarını ülkemizde ve dünyada binlerce insanın severek takip ettiği Uluslararası İlişkiler Uzmanı Sayın Öznur Küçüker Sirene’nin Twitter hesabında bugün paylaştığı analizi yayımlıyoruz.     “Soğuk Savaş’tan beri aslında birbirlerine ekonomik anlamda bağımlı ve muhtaç devletler birbirleriyle doğrudan savaşmıyor. “Hard power” (sert güç) bir devletin kamuoyu nezdinde itibarını zedeleyebileceği için daha karmaşık yöntemlere başvuruyorlar. […]

Değerli analiz ve yorumlarını ülkemizde ve dünyada binlerce insanın severek takip ettiği Uluslararası İlişkiler Uzmanı Sayın Öznur Küçüker Sirene’nin Twitter hesabında bugün paylaştığı analizi yayımlıyoruz.    

“Soğuk Savaş’tan beri aslında birbirlerine ekonomik anlamda bağımlı ve muhtaç devletler birbirleriyle doğrudan savaşmıyor. “Hard power” (sert güç) bir devletin kamuoyu nezdinde itibarını zedeleyebileceği için daha karmaşık yöntemlere başvuruyorlar. Ne yapıyorlar biliyor musunuz? İstihbarat servisleri özellikle rakip gördükleri devletlerin Aşil topuğunu yani zayıf noktasını tespit ediyor. Sonra bu rakip devleti Aşil topuğundan vuruyor. Bunu da doğrudan yapmıyorlar tabii ki. İçeriden kendilerine maşa ve ajanlar tayin ediyorlar. Bu kişilerin görevi ülkede iç karışıklık çıkarmak oluyor. “Böl ve yönet” stratejisi ile en güçlü ülkeler bile sarsıntı yaşıyor.

Ülkemiz üzerine birçok oyun oynanıyor. Tabii ki bu oyunları fark etmek için uluslararası ilişkiler ve devletler arası stratejilerden biraz anlamak gerekiyor. Bir ülkede bir karışıklık, savaş, darbe girişimi yaşanıyorsa bu, hiçbir zaman dünya gündeminden bağımsız bir şekilde meydana gelmiyor. Brics’e katılmak isteyen, İsrail’e meydan okuyan Bolivya’da yaşananları gördünüz. Ülkemizde ABD bağlantılı Fetö’nün neler yaptığını gördünüz. Bu bitmedi, bitmeyecek. Ülkemiz üzerine her gün yeni bir senaryo yazılıyor.

Ülkemiz yürüttüğü insani diplomasi doğrultusunda milyonlarca Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yaptı, yapıyor. Dünyada birçok büyük ülkenin de nüfusunun önemli bir kısmı göçmenlerden oluşuyor. Diğer ülkelerde de olduğu gibi Suriyeliler sosyal ve ekonomik hayata doğru entegre edilmeleri şartıyla ülkemize katkı sağlayabilirler. Fakat sorun çıkaran, entegre olamayan, suç olaylarına karışmış kişilerin ülkemizde tabii ki kalmaması gerekir. Ayrıca bunca yıldan sonra sığınmacıların ülkelerine güvenli geri dönüşü öncelik hedefimiz olmalıdır.

Ancak Türkiye’nin İsrail’e açıkça meydan okuduğu bir dönemde Suriyeli bir sapık üzerinden NATO ve İsrail destekçisi bir kesimin milliyetçilik maskesi altında Suriyeli sığınmacı düşmanlığını had safhaya çıkarması tabii ki iyi niyetli değildir. Suriyeli sapık diğer her sapık gibi en ağır cezayı hak etmiştir. Ama buradan bütün Suriyelilerin aynı olduğu çıkarımını yapmak ırkçılıktır.

Bu konu maalesef bizim zayıf noktamız haline gelmiştir. Suriyelilerin mevcut durumu, kaç kişinin ülkesine döndüğü, ülkemize katkıları gibi konular noktasında doğru iletişim olmadığı, yalan haberle anında mücadele edilmediği müddetçe de bu bizim zayıf noktamız olmaya ve ajanlar için kullanılmaya müsait bir konu olmaya devam edecektir.

“Her gördüğün sakallıyı deden sanma”.

Ülkemizin menfaatlerini savunduğunu iddia eden, milliyetçilik taslayan çevrelerin ülkemiz hakkında bambaşka amaçları olabilir.

Tuzağa düşmemek için ülkemizde yaşanan her olaya sağduyu, akıl ve mantık çerçevesinde yaklaşmalıyız.”

Kaynak link: https://x.com/SireneOznur/status/1807743683766153385

Exit mobile version