Ümit Dünyası / (Şeyrani) Âdem Oğuz

ŞAİR ÂDEM OĞUZ Evveli, ahiri asla bilemem. Misak-ı ezeli bilsem ne olur! Ömrühayatımı görsem bulamam, Dünyaya gelirken gülsem ne olur!                                    (Ana rahmi) Hayal değil, suret değil, kaş değil. Bahar değil, hazan değil, kış değil. Gözlerimden akan kanlı yaş değil. Erkenden büyüyüp kalsam ne olur!                                    (Bebek) Cihana her gelen çarkından geçer. Abıhayat bilir, suyundan […]

ŞAİR ÂDEM OĞUZ

Evveli, ahiri asla bilemem.

Misak-ı ezeli bilsem ne olur!

Ömrühayatımı görsem bulamam,

Dünyaya gelirken gülsem ne olur!

                                   (Ana rahmi)

Hayal değil, suret değil, kaş değil.

Bahar değil, hazan değil, kış değil.

Gözlerimden akan kanlı yaş değil.

Erkenden büyüyüp kalsam ne olur!

                                   (Bebek)

Cihana her gelen çarkından geçer.

Abıhayat bilir, suyundan içer.

Vakit, saat dolar; âlemden göçer.

Salimen yaşayıp gelsem ne olur!

                                   (Hayat)

Serveti tükenmez, varlığı hoştur.

Teşbihte misali “kanatsız kuştur.”

Teşrikimesai bazen nahoştur.

 Eşraftan, erkândan olsam ne olur!

                                   (İnsan)

Ağzı var dili yok lisanıhâldir.

Ne yer ne de içer, meskûn mahaldir.

Kudret sarayına tek gülnihaldir.

Âlemi gezerek dolsam ne olur!

                                   (Dünya)

Nasılı muamma? Bir meçhul zaman!

Hünerli, sır küpü; vermiyor aman.

Rotası aşikâr, garip bir liman!

Gizemli hâllere dalsam ne olur!

                                   (Ecel)

Acep sorgu sual… Cevap var m’ola?

Makberde beklerken yerim dar m’ola?

Ahirim serin mi yoksa nar m’ola?

Ölmeden haberi alsam ne olur!

                                   (Ahiret)

Şeyranî,  çıkılmaz yokuşlardasın,

Ümidi tükenmiş bakışlardasın.

Ummana yaklaşmış akışlardasın,

Hızır’ı, İlyas’ı bulsam ne olur!

                                   ( Ölüm)

  Ankara, 24 Nisan 2020 / (Şeyrani) Âdem OĞUZ

Exit mobile version