Hasan Pir
1973-1977 döneminde Erzurum’da okuduğum yıllarda Risale-i Nur talebesi büyük Alim Mehmet Kırkıncı Hocamı ve Kırkıncı Hoca’nın talebeleri Celalettin Atamanalp, Alaaddin Başar, Şener Dilek, Vahdet Yılmaz, Hanefi Uygur ve Kemal Boynukalın’ı tanıma ve onlarla beraber olma şansımız oldu.
Kırkıncı Hocamın Risale-i Nur sohbetleri bizim için ikinci bir üniversiteydi. O yıllarda Erzurum’un ilikleri donduran soğuk kış günlerinde bizi ısıtan, bize ruh veren Risale-i Nur sohbetlerini unutmak mümkün mü?
***
Erzurum’da okuduğumuz yıllarda Risale-i Nur dersanelerinde bizimle birebir ilgilenen Mehmet Kırkıncı Hocam başta olmak üzere, dar-ı bekaya giden tüm abilerimizi ve Vahdet Yılmaz Ağabeyi rahmetle anıyorum.
Dört yıl önce, 2020 yılının 12 Eylül’ünde Hakka yürüyen Vahdet Abi, bizim için hep rol model olmuştur. 1945 yılında başlayıp, 2020 yılında dünya bölümü hitam bulan 75 yıllık bir ömür…
Talebelerin yaylı demir ranzalarını, yataklarını, bavullarını omuzuna vurarak onları ev ev gezerek yerelleştirip rahat ettiren bir Vahdet Abi’den bahsediyorum.
Sabah namazlarına acaba kalkabildiler mi diyerek ev ev gezip talebeleri namaza uyandıran bir Vahdet Abi’den bahsediyorum.
***
Yıl 1974…
Vahdet Abi; bizi, Kur’an tefsiri Risale-i Nur kitaplarını okumaya teşvik etmek için bir gün bize Risale-i Nur Külliyatı’ndan bir cümle sordu. Bu cümlenin hangi eserde geçtiğini 10 gün içinde bulana bir takım elbise alacağım dedi. Gayesi bizi kitap okumaya teşvik etmekti.
Evimizde kalan diğer talebe kardeşlerimiz gibi ben de verilen cümlenin geçtiği yeri aramaya başladım.
O yıllarda Risale-i Nur kitaplarının cümle arama fihrist kitabı henüz yapılmadığı gibi, risale-i nur eserleri bilgisayar ortamına da aktarılmadığından ve bugünkü gibi internet olmadığından Risale-i Nur kitaplarından dijital cümle ve kelime arama imkânı da yoktu. Tek çare kitapları bizzat okumaktı…. Ama, merakımızdan kitapları sıra ile okumak yerine gelişigüzel sayfalarda aramaya başladık. Ve sonunda on gün dolmadan verilen cümlenin geçtiği eseri ve sayfayı bulmuştum. Vahdet Abi, dershanemize gelince de kendisine arz ettim. Mutlu idim, ama Vahdet Abi’ye elbiseyi almayacağımı söyledim…
Vahdet Abi’nin bulmamızı istediği cümle şu idi: “Eğer istersen hayalinle Nurşin karyesindeki Seyda’nın meclisine git bak: Orada fukara kıyafetinde melikler, padişahlar ve insan elbisesinde melaikeleri bir sohbet-i kudsiyede göreceksin. Sonra Paris’e git ve en büyük localarına gir, göreceksin ki akrepler insan libası giymişler ve ifritler adam suretini almışlar ilâ âhir…”
***
Vahdet Abi, vefatından bir yıl önce 8 Eylül 2019 Pazar günü Gümüşhane’ye gelmişti. Çok sevdiği Süleyman Daltaban kardeşimizin babası Ataman Daltaban abimizin cenaze töreni için Gümüşhane’ye geldiğinde kendisine sohbet sırasında 45 yıl önceki bu olayı hatırlatarak “Abi, o gün elbiseyi almadım ama, bugün alabilirim” diye latife ettim. O da olayı hatırladı ve her zamanki abilik şefkati ile tebessüm ederek “Hay hay…” dedi. Ama, elbiseyi ben yine almayacağımı söyledim…
***
Vahdet Yılmaz Abimizin çevresinde yetişen kardeşlerimiz 2023 yılında Vahdet Abi adına “Vahdet Yılmaz Kültür ve Eğitim Vakfı” kurarak onun hizmetlerine ara vermeden devam ediyorlar.
12 Eylül 2020 tarihinde İstanbul’da vefat eden ve 13 Eylül 2020 tarihinde İstanbul Edirnekapı Tokmaktepe Mezarlığı’nda defnedilen Vahdet Yılmaz Abi’nin bu yıl vefatının 4. Yılı. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Onun güzel hizmetlerini devam ettiren kardeşlerimizi de tebrik ediyorum. Allah hepsinden razı olsun.