YAŞAMAK İÇİN MÜCADELE ŞARTTIR

YUSUF SADIK’IN KÖŞE YAZISI Bir özdeyiş olan,” Yaşamak için mücadele şarttır”  tümcesiyle anlatılmak istenen, yaşamanın bir çaba ve emek gerektirdiğidir. En basitinden, vücudumuz bile işlevini sürdürebilmek için sürekli çalışmaktadır. Dış etkenlere karşı kendini korumaya birçok durumla karşılaşmak zorunda kalırız. Bu durumlarla mücadele etmek, istediğimiz gibi yaşayabilmek için gereklidir. Çünkü, eğer hiçbir emek ve çaba harcamazsak, […]

YUSUF SADIK’IN KÖŞE YAZISI

Bir özdeyiş olan,” Yaşamak için mücadele şarttır”  tümcesiyle anlatılmak istenen, yaşamanın bir çaba ve emek gerektirdiğidir. En basitinden, vücudumuz bile işlevini sürdürebilmek için sürekli çalışmaktadır. Dış etkenlere karşı kendini korumaya birçok durumla karşılaşmak zorunda kalırız. Bu durumlarla mücadele etmek, istediğimiz gibi yaşayabilmek için gereklidir. Çünkü, eğer hiçbir emek ve çaba harcamazsak, hayat istediğimiz gibi olmaz,  normal sayılabilecek yaşantımız oldukça güçleşir. .

Yaşamak demek hayat demektir.. hayat ise kimilerine göre çatlak bardaktaki su gibidir; içsen de bitecek içmesen de… Yaşasan da bitecek yaşamasan da, dün geçmiştir, yarının ne olacağı belli değil.., bugünden tat almaya bak. Ve unutmayınız ki!..Yaşam, aldığımız soluklarla değil, soluk kesen anlarla ölçülür. Tıpkı verdiği mücadele ile hayatını devam ettirmeyi başaran eşek hikayesinde olduğu gibi.. Hikaye şöyledir:

Adamın birinin eşeği,  kör bir  kuyunun dibine  düşmüş. Hayvancık saatlerce acı içinde kıvrandı, anırdı, feryat etti kendi dilinde. Sesini duyan sahibi gelip baktı ki vaziyet kötü. Zavallı eşeği kuyunun dibinde melül mahzun bakınıyor. Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız, köylüleri yardıma çağırdı. Köylüler baktılar, eşek yaralı mahzun bir şekilde acıdan kıvranıyor. Bunu çıkarsak bile yaralı eşek işe yaramaz diye söylendiler. Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek.

Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak attılar. Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe döktü. Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükseldi, sonunda yukarıya kadar çıkmış oldu. Ve koşarak çifte savurarak uzaklaştı. Köylüler bu duruma ağzı açık bakakaldı…

Hayat, bazen bizim de üzerimize abanır. Toz toprakla örtmeye çalışanlar… Biraz da işiniz iyi ise üzerinize gelen çok olur. Bunlarla baş etmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır. Kör kuyuda olsak bile!…

Hikayemizle örtüşen ,”Büyük Atatürk ‘ün ,”Hayat demek, mücadele ve müsademe demektir “ özlü sözünü de hatırlatarak, verilmesi gereken yaşam  mücadelesinde  başarılı olmak için   aşağıdaki başlıklarda sunacağımız önerilerimizi dikkate almanız  ve uygulamanız    yeterli olur kanısındayım.

O halde ne yapmalı:

Düşüncelerinizi endişelerinizden arındırın, çoğu zaten hiç gerçekleşmez…

Basit yaşayın, elinizdekilerin kıymetini bilin..

Kalbinizi nefretten arındırın, affedici olun.

Daha az bekleyin.

Daha çok verin. Veren el alan elden daima iyidir…

Sadece neşeli arkadaşlarınız olsun. Gülünüz,  güldürünüz, çünkü  gülücük bedelsiz bitmez  bir sermayedir. Suratsız negatif insanlardan daima uzak durunuz…

Ünlü ozan Orhan Veli’nin dediği gibi..

“Biliyorum, kolay değil yaşamak,

Gönül verip türkü söylemek yar üstüne;

Yıldız ışığında dolaşıp geceleri,

Gündüzleri gün ışığında ısınmak.”

Ve san’at güneşi  Zeki Müren’in şarkılara döktüğü: “Yaşamak zevki verir ruhuma sonsuz kederim” dizelerinde anlamını bulan yaşam  öykümüzün herkes için mutlu geçmesi en büyük dileğimizdir.

 

 

Exit mobile version