YAZARLAR GÜMÜŞHANE GÜNDEMİNİN PEŞİNİ BIRAKMIYOR

Gümüşhane’nin gündemini son iki yıldır yoğunlukla işgal eden Yeni Devlet Hastanesi ve hastanenin sorunlarına bağlı olarak gelişen devasa toprak yığın tehlikesi ile geçen haftalar meydana gelen Karamustafa köyündeki maden işletmesinde yaşanan atıkların dereye karışması ve Kırcova bölgesindeki SİT alanı Gümüşhane gündemindeki yerini koruyor. Dün Gümüşhane Olay Gazetesi’nde Tema Gümüşhane temsilcisi Yusuf Oral’ın köşe yazısı, yine […]

Gümüşhane’nin gündemini son iki yıldır yoğunlukla işgal eden Yeni Devlet Hastanesi ve hastanenin sorunlarına bağlı olarak gelişen devasa toprak yığın tehlikesi ile geçen haftalar meydana gelen Karamustafa köyündeki maden işletmesinde yaşanan atıkların dereye karışması ve Kırcova bölgesindeki SİT alanı Gümüşhane gündemindeki yerini koruyor.

Dün Gümüşhane Olay Gazetesi’nde Tema Gümüşhane temsilcisi Yusuf Oral’ın köşe yazısı, yine dün Yusuf Oral’ın sosyal medya hesabından Gümüşhane Milletvekillerine yaptığı çağrı, bugün ise Gümüşkoza Gazetesi’nde gazetenin başyazarı ve sahibi Hüseyin Çelik’in köşe yazıları Gümüşhane gündemindeki gelişmeleri ortaya koyuyor.

İŞTE O YAZILAR:

YUSUF ORAL’IN GÜMÜŞHANE OLAY GAZETESİ’NDE 29.07.2019 PAZARTESİ GÜNÜ YAYIMLANAN KÖŞE YAZISI

İŞGAL EDİLEN MAKAMLAR!

Çevre sorunları ile boğuşan, insan ve çevre sağlığı açısından hanesine her gün yeni bir vaka eklenen Gümüşhane.

Ve günden güne dilden dile dolaşan o acı söz; ‘’sahipsiz şehir Gümüşhane’’

Adeta insanının aklı ile alay edilen, madencilik faaliyetlerinden dolayı git gide yaşanmaz hale gelen şehrimizde vatandaşlarımızın ‘’yaşam hakkı’’ yöneticilerimiz tarafından hiçe sayılmaya devam edilmektedir.

En son Karamustafa Köyünde bulunan maden işletmesinde meydana gelen çevre felaketinin ardından ‘’iyi niyetinden şüphemiz olmayan’’ Sayın Valimizin açıklamalarının dışında yöneticilerimiz tarafından herhangi bir açıklama veya bu olumsuzluklarla mücadele edilmesi adına gösterilen bir çaba göremiyoruz.

Karamustafa’da meydana gelen çevre felaketinde çok ciddi miktarda kimyasal madde ve ağır metal içerikli atık Karamustafa deresine, oradan da vadi boyunca Harşit Çayına ulaşmıştır. Bu durumda şükrettiğimiz tek nokta Gümüşhane Valiliğinin açıkladığı verilere göre tahlil sonuçları zarar verecek sınır değerlerin altında olmasıdır.

Ancak Karamustafa Madeninde atığın böylesi bir sorumsuz çalışma anlayışından kaynaklı olarak çevreye saçılması hiçbir şekilde kabul edilebilir değildir.

Şehirde bu denli büyük bir felaket yaşanırken sayın milletvekillerimizin konu hakkındaki ilgisizliği her zamanki gibi bizleri şaşırtmamaktadır.

Benzer şekilde Karşıyaka Mahallesi üzerine dökülen binlerce metreküp hafriyat ve oluşan ciddi bir afet riski karşısında yerel ve ulusal medyada manşetler atılırken sayın vekillerimizin bölgeye bir ziyaretlerinin olmayışı ya da bir açıklama gereğinde bulunmamaları karşısında ‘’onlar en iyisini bilenlerdir’’ demekten başka bir şey yapamıyoruz.

Peki, neredeyse her 3 kişiden 2 sinin oy verdiği sayın vekillerimiz bütün Gümüşhane halkını ilgilendiren bunca sorun karşısında neden sessiz kalıyor?

Şehrin kültürel miraslarının tek tek kaybedildiği,

Kamusal yatırımlar açısından ‘’anlamsız dere ıslahları dışında’’ yatırım alamayan,

Sit alanlarına rahatlıkla taş ocakları açılıp canlıların yaşam hakkı hiçe sayılan Gümüşhane’mizde yönetim mekanizmasının içerisinde olan siyasetçilerimizin vurdumduymazlığı ayyuka çıkmış durumda.

Başta Gümüşhane olmak üzere memlekette üzerine alınmak isteyen ve hak edenlere ithafen bu sözümüz beyaz sayfalara not düşülsün;

Milletin refah ve huzurunu tesis etmek için makamlarda oturması gerekenler halk nezdinde makamda oturan değil, ‘’makamı işgal eden’’ olarak görülüyor ise millete bu hissiyatı yaşatanlar ilahi adalet tecelli ettiğinde hak ettikleri yerde olacaklardır.

Sağlıcakla Kalın.

YUSUF ORAL’IN SOSYAL MEDYA HESABINDAN GÜMÜŞHANE MİLLETVEKİLLERİNE YAPTIĞI ÇAĞRI

HÜSEYİN ÇELİK’İN 30.07. 2019 SALI GÜNÜ GÜMÜŞKOZA GAZETESİ’NDE YAZDIĞI KÖŞE YAZISI

HASTANE İÇİN YENİ SORULAR

Gümüşhane’ye yeni yapılan fakat fiziki sorunlar nedeniyle bir türlü hizmete açılamayan yeni devlet hastanesi için her geçen gün gelen bilgiler ve “Diyafram duvar “nedeniyle “Başımızın üzerine dökülen toprak “hepimizi rahatsız etmeye devam ediyor.

ODTÜ uzmanlarının verdiği rapora göre yeniden ihale edilen ve ihalesi yaklaşık 40-45 milyon liraya mal olacak olan yeni “Hastane kurtarma işi “yapımı hızlı bir şekilde devam ederken bu alanda çıkarılan malzemenin ise başımızın üstüne dökülmesi anlaşılabilir değildir. Gümüşhane’de gözümüzün önünde ve  500 metre uzaklıkta ormanlık alanın içine ve daha yükseğe hafriyat dökülmesi nasıl bir mühendislik projesidir. Mühendislik projesi o kadar kötü ki, sorular yöneltmek için mühendis olmaya gerek yok. Şu sorular mutlaka cevap bulmalıdır.

1-Geçtiğimiz haftalarda üniversite tarafından yapılan yeni bir çalışmada, Hastanenin “günde 4 mm kaydığı rapor edildi mi? Bu rapor dikkate alınıp bakanlığa gönderildi mi yoksa gizlendi mi”?

2- Geçtiğimiz yıl yapımı için ödenek istenen ve  dönemin Bakanı Ahmet Demircan’ın bir fiil yerinde gördüğü hastanede yeni diyafram duvar yapılması için Gümüşhane Üniversitesinin istenen raporlar ne söylüyordu?

3-Gümüşhane üniversitesinin bu alanda 35 ile 55 metre arasında sondaj çalışması yaptığı biliniyor. Sondaj çalışmasının sonunda, Hastanenin fiziki kaymasının önüne hiçbir şekilde geçilemeyeceğinin raporu sunulduğu ve diyafram duvar bile yapılsa bu alanda ki sirkülasyon kaymasının yine devam edeceği kaydedildi mi?

4-Kentin güney yakası için verilen raporda 35 metre ile 40 metre arasında kıraç kayaya sahip olan bu zeminde su tutmasının gerçekleştiği ve bu alana inen suyun önü kesilmesinin mümkün olmayacağı belirtildi mi?

5-Bu veriler elde iken bu ısrar neden? ODTÜ’nün raporu tersini mi söylüyor? Buna kimler karar veriyor.

6- Gümüşhane Üniversitesinin verdiği rapor yetkililerimizin elinde bu raporum kamuoyuna açıklanması gerekmez mi?

7-ODTÜ uzmanlarının verdiği rapora göre hareket edildiğine göre ODTÜ uzmanlarının verdiği rapor mutlaka bize göre açıklanmalı.

8- Ömrünü her geçen gün tamamlayan yeni hastanenin açılması bekleyip dururken bina ömrünün de her geçen gün kısaldığı herkes tarafından yakinen izlenirken bakalım bu konuda siyasi otoriteden ve yetkilerimizden bir açıklama gelecek mi?

Bölgenin AFAD bölgesine sokulması için yapılan yazışmalar ise tam bir skandaldır. Bu talebin AFAD müdürlüğünden kabul görmemesi nedeniyle de bakalım başımızın üzerine dökülen hafriyat için nasıl bir çözüm bulunacak. Bugüne kadar “kaş yapalım derken göz çıkarıldı” Çıkmış göz ameliyat yapılıyor. Bakalım bu göz görecek mi?

Exit mobile version