YENİ DERS YILI BAŞLADI

YUSUF SADIK’IN KÖŞE YAZISI Yazımızın başlığını ne koyalım dedik ve “Yeni ders yılı Başladı” deyimin de karar   kılarak bir de eleştiri getirdik. Sizler öz eleştiri diyebilirsiniz. Edindiğimiz bilgilere göre  yeni ders yılı  arzu edilen bir yeniliği içermiyor. Geçen yıl uygulanan eğitim metotlarıyla tekrar edilecek bir yöntemle yol alınacak. Başka çare yok.  Yine de  “ 2019-2020 […]

YUSUF SADIK’IN KÖŞE YAZISI

Yazımızın başlığını ne koyalım dedik ve “Yeni ders yılı Başladı” deyimin de karar   kılarak bir de eleştiri getirdik. Sizler öz eleştiri diyebilirsiniz.

Edindiğimiz bilgilere göre  yeni ders yılı  arzu edilen bir yeniliği içermiyor. Geçen yıl uygulanan eğitim metotlarıyla tekrar edilecek bir yöntemle yol alınacak. Başka çare yok.  Yine de  “ 2019-2020 Eğitim –öğretm Yılı  öğrencilerimize ve yüce ulusumuza  hayırlı olsun diyerek ,”yenilik “konusunu uzun olmasa da biraz açarak  bir fikir paylaşımında bulunalım.

Yeni ders yılı başladı  dendiği zaman bence her şey yeni olmalı. Yeni bir anlayış, yeni metodolojiler, öğretimde yeni tekniklerin uygulanması gibi. Bir zamanlar öğrenci merkezli dendi, şimdilerde öğretmen merkezli deniyor. Bunlar ap açık ortaya konmalı,  uygulanabilirliği sağlanmalıdır diye  mütaala etmekteyim.

Yenilikten kastımız, kimseden almadan  tamamen kendi emeğimizin harmanlaması  sonucu ortaya çıkacak olan ve  bizim benliğimize uyan bir modelden söz etmek istiyorum. Yoksa ders saatlerini 45 dakikadan 35 dakikaya indirmek teneffüsleri 10 dakikadan 20 dakikaya çıkarmak, ders yükünü azaltmak öğretimde yenilik anlamı taşımamaktadır…

Teneffüslerden söz etmişken, dilerseniz üzerinde bir iki laf edelim.. İlk Öğretimde teneffüs önemli bir ihtiyaçtır. Özellikle  çocuklar için teneffüs  hem hava alma hem de diğer biyolojik ihtiyaçlarını gidermek için  mola anlamına gelmektedir. Yoksa dersten yorgunluğu atmak için bir ara verme anlamını taşımamaktadır. Siz bu ara vermeyi 10 dakikadan  20 dakikaya çıkarırsanız  bu yaşlardaki çocukların oyun tutkusu nedeniyle  yorgun argın derse devam etmeleri  noktasında   dağılan ilgilerinin  toparlaması  zaman alır,  hatta bazen de toparlayamazsınız. Böylece kâr edeceğim derken öğrenci adına zarar etmiş olursunuz..  O halde ne yapmalı? Temennimiz  teneffüsler konusunda  velilerin ya da öğrencilerin değil ,  uzmanların görüşü alınarak bir yaptırıma gidilmesi doğru olanıdır..

Yeni model ya da metodoloji nasıl olmalı?

Çağımızda bilgiye ulaşmada   kitaplar   kadar önemli olan  online ve  mobil sistemler var. O halde bir yol bulunmalı. Şimdiye kadar, “okulda ders evde  ödev” deniyordu.. Biz isteriz ki birileri  çıksın madem ki,  bilgiye ulaşma yolları çoğaldı, kaynak sıkıntısı yok. Hayır!.. Bundan sonra. ”Evde ders okulda ödev” desin. gibi.. Yani Öğretimde hibrit diyelim. Bir bakıma harmanlama  yöntemi.. Kısaca : Uygulanmakta olunan klasik sistemin yeni teknolojilerle desteklenmesi…

Dün başlayan öğretim yılı sebebiyle okulları ziyaret eden Valimiz TAŞBİLEK ile belediye başkanı ÇİMEN   Ders başı yapan öğencileri bağırlarına basarak çeşitli hediyelerle yüzlerini güldürdüklerini  velilerle birlikte  gururla izledik.

Alınan tedbirler yeterli, okul fiziki yapıları  bakımlı. Öğrenci giysileri şahane. Öğretmenler donatılı. (velilerden istedikleri liste uzun ama olsun) . İçimden geçen şu: Keşke bu yenilikler  yukarıda değindiğim öğretmedeki yeni  metotlarla da taçlandırılabilse…

Unutmayalım… Bir ülkenin  kalkınması eğitimde sağlanacak olan tam başarı ile ancak mümkün olabilmektedir.  Eğitimin temel ögesi “ÖĞRETMEN” olduğuna göre bir toplum ne zaman çocuğunun öğretmenini O’ nun gözünde yüceltirse, kendisi de saygı duyarsa ve TV programlarında eften-püften konular değil eğitim konuları tartışılmaya başlarsa, hiç kuşku duymayın  ÜLKEMİZ  kalkınmış demektir.. Aksi durumda daha çooooooook beklersiniz…

Exit mobile version