GÜMÜŞHANE OLAY GAZETESİ RÖPORTAJI – 09.03.2021
İŞ ADAMI VE GÜMÜŞHANE SANATKÂRLAR ODASI BAŞKANI YUSUF KULLUKÇU İLE HAFTANIN KONUĞU RÖPORTAJI
Röportaj: Hasan PİR, Rüveyda USTA, Abuzer YAPAR
OLAY GAZETESİ: Sayın Başkanım bize kendinizi tanıtır mısınız, Yusuf Kullukçu kimdir?
YUSUF KULLUKÇU: 05.07.1958 tarihinde Gümüşhane Merkez Üçkol, eski ismi Bolodor köyünde dünyaya geldim. Babam rahmetli Hamit Kullukçu Gümüşhane sanayi sitesi kurucusu ve başkanıdır. 1968 yılında Nafia veya YSE şimdiki ismi Özel İdare olan kurumdan ustabaşı görevinden istifa edip, şimdiki Divan pastanesinin yerine atölye açan Babam Hamit ustadır. Annem Sakine Hanımdır. Ben 6 aylıkken Gümüşhane Mordut mahallesine yerleştik. İlkokulu Gazipaşa, ortaokulu Gümüşhane Lisesi’nde 2 yıl okuduktan sonra orta son sınıfı Atatürk ortaokulunda bitirdim. Liseyi baba mesleği olan oto tamirciliği aşkı ile Endüstri Meslek Lisesi’nde okudum. O yıllarda Endüstri Meslek Liselerine sınavla giriliyordu. Sınavları kazanamayanlar düz liselere gidiyordu. Sanat okullarının ve sanatın ön planda olduğu bir zamandı. Atatürk’ün de dediği gibi, “Sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir”, sözüyle Endüstri Meslek Lisesi’ni bitirdikten sonra hedefim makine mühendisi olmaktı. O yıllarda siyasi olaylar nedeni ile rahmetli babam, oğlum hiçbir yere gitmiyorsun kendi işimizde çalışalım dedi. 1974 yılında Fuadiye çarşısındaki atölyemizi açtık. Rahmetli Hicabi Ataç Bey ve oğulları Ertuğrul ve Zülfikar Beyler o binaları yaptırdılar ve burası Gümüşhane’nin sanayisi olsun dediler. Burada; rahmetli Necip Genç (kaynakçı kaportacı), Mevlüt Ezber (keresteci kamyon karoser tamircisi), Hasan Dal (oto boyacı), İsa Çağlar (oto makasçı), Ahmet Çelik (oto kaportacı) Mustafa Us (oto döşemeci) olarak faaliyet gösterdiler. Bu saydığım abi ve büyüklerimin hepsi rahmetli oldu. (Allah rahmet eylesin).
O yıllarda Fuadiye çarşısına, yedek parçacıları ve sosyal tesisleri ile Gümüşhane’nin Sirkecisi deniliyordu. TOFAŞ ve BMC yetkili servisçiliğini de yürütüyorduk. 1974 yılında bu iş yerine taşınırken rahmetli babam torna, rektefe ve taşlama gibi eksik olan takımlarla iş yerimizi geliştirdi.
1979 yılında askere gittim askerliğimi İstanbul Selimiye kışlasında yaptım. Asker dönüşü Osman Kızılet (Cadde Osman) ve Kâzımet Hanım’ın kızları olan Makbule Hanım’la 1981 yılında evlendim. Fatih (Tertip) oğlum (hem arkadaşım hem oğlum hem de tertibimdir). Pelin, Merve ve Abdulkadir olmak üzere 2 si erkek 2 si kız evladım oldu. Fatih, üniversite eğitiminden sonra 3. Kuşak olarak aynı mesleğe devam ediyor. Pelin Hanım kızım ev hanımı Merve Hanım kızım mimar olarak İstanbul Kadıköy de 3 yıl çalıştıktan sonra Gümüşhane’de ofis açtı. Abdulkadir oğlum da ablasının mesleği olan mimarlığı tercih etti. Halen eğitimine devam ediyor. Allah’a şükür sağlıklı çocuklarım ve 5 adet torunum var. 40 yılı aşkın süredir vergi mükellefiyim. Birçok sivil toplum örgütünde yöneticilik yapmaktayım.
1990 da yeni kurulan Bağlarbaşı sanayi sitesine taşındık. 1999 yılında yapılan Gümüşhane Esnaf ve Sanatkarlar Odası seçimlerinde adaylığımı koyarak esnaf arkadaşlarımın desteği ile seçimi kazanarak başkan oldum. Bu güne kadar yapılan seçimlerle tekrar aday olarak esnaf arkadaşlarımın teveccühü ile oda başkanlığını yürütmekteyim. Hasan, Yusuf, Erorhan, Erkan, Gülseren ve Suzan olmak üzere 6 kardeşiz.
OLAY GAZETESİ: Yusuf Başkanım şu anda ne işle meşgul oluyorsunuz. Bize işinizi, mesleğinizi anlatır mısınız?
YUSUF KULLUKÇU: Bağlarbaşı mahallesindeki Gümüşhane sanayi sitesinde mekanik tamir, otomobil ve kamyon grubu torna, freze, kaynak ve pres işleri yapmaktayız. İyi bir ekibim ve 10 çalışanımla beraber memleketimize hizmet etmenin kıvancını yaşıyorum.
OLAY GAZETESİ: Yusuf Başkanım, sanatkâr bir ailenin evladısınız. Rahmetli babanız, kardeşleriniz, oğlunuz hep sanatkâr. Ailedeki bu sanatkârlık sevdasını biraz açar mısınız? Aile boyu nasıl sanatkâr olunabiliyor?
YUSUF KULLUKÇU: Rahmetli babam Hamit usta ustalığı İstanbul’da yabancı uyruklu bir ustadan gençlik yıllarında öğrendi 1950’ li yıllarda nakliyecilik yaptı, 1960’larda o yıllardaki NAFİA veya YSE (Özel İdare) müdürlüğünde yine rahmetli Hasan Ataman abimizin (o dairenin müdürü) ısrarı ile usta olarak çalışmaya başladı. 1968 yılında Gümüşhane’de tamirciye ihtiyaç olduğunu gördü, Trabzon’dan gelen bir ustanın 1 saatlik işi büyük paralar karşılığında yapması babamı rahatsız etti. Usta başı olarak çalıştığı görevinden ayrılıp iş yeri açtı.
O yılların ValisiMünir Raif Güney Bey, babamı iş yerinde ziyaret ederek. Aldığı maaşın 3 katını sana vereceğim işine geri dön dedi. Rahmetli babam “Sayın Valim Devlet işini yürütür, ben Gümüşhane’deki bu eksiği tamamlamak istiyorum. Bana izin verirseniz o görevime geri dönmek istemiyorum.” O yıllarda rahmetli Talip usta (Talip Öğretmek) ve Necip usta (Necip GENÇ) ile şimdiki divan pastanesinin sağına ve soluna doğru dükkânlarını açtılar biz de abim Hasan Kullukçu ve ben dükkana gidip yaz tatilleri ve okul çıkışlarında muhakkak çalışırdık. Babamın sanatı sevmesi ve insanlarla olan diyalogu bizi başka mesleğe yönlendirmedi. Sonraki yıllarda üniversitede muhasebe okuyan küçük kardeşim Er Orhan Kullukçu ve diğer küçük kardeşim Erkan Kullukçu ve yine üniversite tahsilini yapan oğlum Fatih Kullukçu (Tertibim) da aynı sanatı tercih ettiler. Biz burada insanın kendini sevmesini, kendisini sevmeyen başkasını sevemez mantığı ile ve tebessüm ile çalıştık.
OLAY GAZETESİ: Siz Gümüşhane’nin Yusuf Ustası’sınız. Yusuf Usta denildiğinde herkes sizi tanır. Yusuf Kullukçu’dan Yusuf Usta’ya geçiş nasıl oldu?
YUSUF KULLUKÇU: Yusuf usta olmak zor olmadı. Şükür ve tebessüm ile insanların derdini dert edinmekle düğünlerinde eğlendiğimiz gibi cenazelerinde de hüzünlenmekle oldu. Düğünlere katıldığım kadar cenazelere de makam, mevki, zenginlik, fakirlik gözetmeksizin katılmaya çalıştım. Eşim Makbule Hanım beni tanıdıktan sonra “Gümüşhane’nin cenaze ve düğünlerinin hepsi senin mi?” dedi. Yaz aylarında aynı gün 3-4 düğüne birden katıldığımız oluyor. 1996 yılında kaza geçirdiğim zaman hastane önünün kalabalığı ve daha sonra eve ziyaretime gelenlerin çokluğunu eşim makbule ve kızım Pelin görünce mutfakta ağladıklarını gördüm. Hayırdır neden ağlıyorsunuz dediğimde. Bu gözyaşlarının mutluluk gözyaşları olduğunu anladım. Sevmek ve sevilmenin ne kadar güzel olduğunu söylediler. Kahvelerini gönül rahatlığı ile yapıp ikram ettiler. Telefonum 7 gün 24 saat açıktır. Hiç kapattığımı hatırlamam. Usta soy ismi ölsek bile bizimle kalır.
OLAY GAZETESİ: Yusuf Usta; Gümüşhane’de sevilen, sayılan ve itimat edilen bir kişiliksiniz. İnsanların itimadını kazanmak, sevilmek ve sayılmak güzel şeyler ama, bir taraftan da Bu önemli özellikleri kaybetme düşüncesi sizi rahatsız etmiyor mu? Bu sorumluluğu nasıl taşıyorsunuz?
YUSUF KULLUKÇU: Sevgi ve saygıyı hiçbir zaman eskit etmedim. Ağaç meyve verdikçe eğilir biz de eğilmesini bilip hiçbir zaman büyümedik. Gümüşhane’nin en üst makamında kim varsa kendimizi ondan aşağı görmedik. En alttaki işçi kardeşimizden de üstün görmedik. Gümüşhane’yi sevdik insanları sevdik. Saygı gösterdik saygı bulduk. Herkesle ailemizde olduğu gibi sanayide de, şehirde de, il dışında da saygılı ve barışık yaşadık. Dürüstlükten hiç ayrılmadık Gümüşhane’nin ismine laik olmaya çalıştık. Kaybetmek korkumuz hiç olmadı. İtibar her şeyin üstündedir.
OLAY GAZETESİ: Şu anda genel tanımla oto tamirciliği yapıyorsunuz. Zor ve meşakkatli bir iş. Sürekli yağ, kir, pasla uğraşmak sizi yormadı mı?
YUSUF KULLUKÇU: İşimi seviyorum. Eşim Makbule Hanımdan da Allah razı olsun. Rahmetli babam Hamit usta, “işinizde tulumunuzu giyin en iyisini yapın, paydos ettiğinizde de temiz elbiselerinizi giyinin kravatınızı takın gezin tatilinizi yapın” derdi.
OLAY GAZETESİ: Mesleğiniz gereği 24 saat insanlara hizmet veriyorsunuz. Gece uykunuzu bölen, sizi iş yerine çağıran müşterileriniz oldu mu? Böyle bir durumda onlara kızıyor musunuz?
YUSUF KULLUKÇU: Oto tamircisi olarak amme hizmeti yapıyoruz, bizim de doktordan farkımız yok. İşimizi severek yapmalıyız bunun saati ve yeri önemli değil.
OLAY GAZETESİ: 40 Yıllık iş hayatınızda yaşadığınız ilginç hatıralar mutlaka vardır. Bu hatıraları dinlemek isteriz.
YUSUF KULLUKÇU: Bir gün Trabzon’dan gece geç vakitte eşimle dönerken Torul köprü başındaki virajda bir otobüsün arıza yaptığını, yolcuların yol kenarında beklediklerini görüp durdum. Otobüs bir şekilde stop etmiş marş dinamosu arızalı çalışmıyor, havaları bitmiş frenleri kilitlemiş. Hiç düşünmeden otobüsün acemi olan şoförüne takımları olup olmadığını sordum, aldığım evet cevabıyla elbiselerime bakmadan otobüsün altına yatıp imdat frenlerini boşalttıktan sonra vurdurup çalıştırdık. Yolcuların tebessüm ve duasıyla oradan ayrıldık. elbiselerimin komple yağ olduğunu gören eşim, “Bizim işimiz ne güzel, dua aldık.” Dedi.
OLAY GAZETESİ: Oto tamirciliğinde gelişmeleri yakından takip edebiliyor musunuz?
YUSUF KULLUKÇU: Bizim 1970’li yıllardaki gibi babamın yakın dostu (Allah rahmet eylesin) Genel Cerrah Halil İbrahim Topaloğlu amca Fuadiye caddesindeki yerimize geldi. Hamit usta, biz doktoruz vatandaş geliyor buram ağrıyor, şuram ağrıyor diyor teşhis koyuyoruz, siz ise konuşmayan arabaların derdini bulup tedavi ediyorsunuz. O yıllarda sesi dinler veya araçla bir tura çıkar arızayı tespit ederdik şimdi ise araçların hepsi elektronik. Bilgisayarlar ve elektronik cihazlarla arızalarını bulup tespit ediyoruz. Teknolojiyi takip etmezsek çağın gerisinde kalırız.
OLAY GAZETESİ: Sizin mesleğiniz biraz da çırak takviyesine dayanan bir meslek. Çırak yetiştirebiliyor musunuz? Yanınızda çırak olup bugün usta olan ve kendi iş yerini açanlar var mı?
YUSUF KULLUKÇU: 28 Şubat kararlarında İmam Hatipler kapatılsın diye tüm meslek liseleri kapatıldı. 1974 yılında Endüstri Meslek Lisesi’ne sınavla giriyorduk şimdi ise diğer liseler Anadolu lisesi oldu. Meslek liselerinin önemi kalmadı. Çırak, ara elaman ve usta bulmakta güçlük çekiyoruz. Biz, okula gitmeyen ve ailesinin zorunlu olarak bize getirdiği gençleri yetiştirmeye çalışıyoruz. Bence meslek liseleri önemsenmeli. Meslek liselerine giden öğrencilerin sigortalarını devlet yapmalı, onlara üniversite sınavlarında ek puanlar vererek üniversiteye almalı ve tüm mühendisler meslek lisesi çıkışlı olmalı.
Sanayiler şehirlerin görüntüsüdür. Gümüşhane’de görev yapan valilerimizden bir tanesi, “okullar tatil oldu erkek çocuklar evde dışarıya çıkmıyorlar çıksalar ne yapacağız” dedi. Ben de sayın valim gönder Yusuf ustaya çalışsın dedim. Ve Vali Bey, oğlunu gönderdi. Bir yaz yaz boyunca bizimle çalıştı. Sevdiğim bir abim olan Onur Işık, dükkanda tanımadığı bu genci görünce “kim bu yakışıklı” dedi. Vali Bey’in oğlu olduğunu söylediğimde buna inanamadı. Ve biz ne kadar yanlış yapıyoruz. “Okula götür okuldan al…” Sonra da Vali Bey’i görüp tebrik edeceğim dedi.
Yanımda halen 10 kişi sigortalı olarak çalışıyor. Çalışan ve bizden ayrılıp Özel İdarede, madenlerde, fabrikalarda, devletin bazı kademelerinde usta, ustabaşı olarak çalışanlarımız var. Sanayi’de iş yeri açan yetiştirdiğimiz ustalarımız var. Ağacı dikip meyve verdiğini görmek en güzel duygu…
OLAY GAZETESİ: Meslek hayatınızın ilkeleri nelerdir?
YUSUF KULLUKÇU: Meslek hayatımdaki üç ilke: Saygı, sevgi ve hoşgörüdür. Olan şeye olduktan sonra üzülmem, yapamayacağım kalbi kırmam. Laf, senin ağzından çıkana kadar senin esirindir. Ağzından çıktıktan sonra da sen onun esiri olursun.
OLAY GAZETESİ: Yorgunluğunuzu nasıl atıyorsunuz. Hobileriniz nelerdir?
YUSUF KULLUKÇU: Mutlu bir aile yaşantım var. Yorgunluğumu ailem ve dostlarımı ziyaret ederek atıyorum. Hobilerim boş zamanda komşularımı ziyaret etmek, onları dinlemek bahçe yapmak, toprakla uğraşmak, dost muhabbetlerine katılmak horon oynamak türkü söylemek ve de arkadaşlarıma şakalar yapmak.
OLAY GAZETESİ: Siz, aynı zamanda Gümüşhane Sanatkârlar Odası Başkanlığı görevini de yürütüyorsunuz. Gümüşhane Sanatkârlarının durumu nasıl? Pandemi dönemini yaşıyoruz. Sanatkârımız bu sancılı dönemde ne yapıyor, Oda olarak siz ne yapıyorsunuz?
YUSUF KULLUKÇU: Sanatkâr bir babanın oğlu olarak sanatın ve sanatkârın sıkıntıları nelerdir, komşumun neye ihtiyacı var onları bilirim. Peygamber efendimiz (SAV) derki “Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir.”
Esnaf arkadaşlarımızı SMS yolu veya kişisel ziyaretlerimizle dertlerini dinleyip devlet ile esnaf arasında köprü vazifesi yapıyoruz. Koordinasyon kurul toplantılarında devlet büyüklerinin alışverişlerini Gümüşhane esnafından yapmalarını istiyoruz. Sıkıntılı olan iş dallarımız var, devletimiz gelir ve kira yardımı yapıyor. Yeterli mi? Değil. Kalkınmada öncelikli iller sıralamasında 5. Sıradayız. Bizim gibi dağların arasında amme hizmeti yapan esnafımızın, devlet sigorta primlerini ödemeli, basit usuldeki esnafın Bağkurunu ödemeli, vergi mükelleflerine “sen işçi çalıştır ben sigortasını yatırayım” diyerek teşvik etmeli. Bizim; vergi, elektrik, sigorta primleri çevre illerle aynı olmamalı. Devlet faizsiz kredi vermeli. Hep duamda,“Yarabbim bize işsizlik yorgunluğu verme” derim. Memleketimizde adama göre iş var fakat işe göre adam yok. Katıldığımız her toplantıda esnafımızı ilgilendiren sıkıntıları dile getirip öneriler sunuyoruz.
OLAY GAZETESİ: Sizin iş yerinizin de olduğu Bağlarbaşı’ndaki küçük sanayi sitesinin zaman zaman bir başka yere taşınması gibi konular gündeme geliyor. Bu konunun aslı nedir, sizden öğrenebilir miyiz?
YUSUF KULLUKÇU: 13 Aralık 2012 tarihinde GÜMÜŞTAŞ Müdürü Korhan Çubukçu kardeşim, GÜSİAD yönetim kurulu olarak organize sanayideki fabrikasında bizi misafir etti. GÜSİAD ekibi olarak değerli kardeşim A. Murat Akçay başkanımız ile birlikte katıldığımız ve Gümüşhane’nin genel ve yerel yöneticilerinin de olduğu o toplantı da Güümüşhane’nin sorunları da konuşuldu. GÜSİAD’ın kurulma amacı da bu idi. O zamanlar ayda bir toplantı yapıyorduk, sorunları takip ediyor, ilgili kişilere ve kurumlara iletiyorduk.
Bu toplantıda, Gümüşhane’nin yeni bir sanayi sitesine ihtiyacı olduğunu, var olan küçük sanayi sitesinin şehrin içinde kaldığı gündeme geldi. Devrin valisi ve diğer yetkililer bana “Başkan ne diyorsun sanayiyi üniversiteye verip taşınabilir miyiz.” diye sordular. Ben de “Sanayi esnafı adına karar veremeyeceğimi, benim de sanayide bir dükkanım olduğunu, diğer arkadaşlarla toplantı yapıp Rektör Bey’le de görüşüp öyle karar vermeliyiz” dedim.
Bağlarbaşı Sanayi Sitesi, 1985 yılında yapılmaya başlandı ve 1990 yılında tamamlandı. Kurucusu olan rahmetli babam başkanlığında, saygı duyduğum ve bir dönemde kendisi ile çalışma fırsatı bulduğum değerli büyüğümüz ve ağabeyimiz eski Adalet Bakanı Sayın M. Oltan Sungurlu, Belediye Başkanı Yalçın Kurt, Anavatan Partisi İl Başkanı Alişan Ergin, Naim Ağaç Bey ve Mustafa Canlı Bey’in ve Gümüşhane’de her kesimin bu sanayi sitesinin kurulmasına katkıları olmuştur.
Bugün geldiğimiz noktada; önceki Rektör İhsan Günaydın’ı ve şimdiki Rektör H. İbrahim Zeybek’i konu ile ziyaret ettiğimizde “Buraya para veremeyiz, dağlar bizim, düzeltip okul açıyoruz” dediler. Bugünkü noktada Sayın Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız İsmail Akçay Bey’in şehrin sanayi fizibilite raporlarını çıkarması, bakanlık çalışanları nezdinde toplantılar yapması -iki toplantısına da ben de katıldım- nihayetinde Sanayi Bakanı Sayın Mustafa Varank Bey’in Gümüşhane’yi ziyaretinde kendileriyle yaptığımız görüşmede yeni sanayi ihtiyacımız olduğunu ilettik. Sayın Bakanımız, kooperatif kurup bize müracaat ediniz dedi. Biz de 2020 Şubat ayında Sayın Vali Kamuran Taşbilek, Belediye Başkanı Sayın Ercan Çimen, Ticaret Odası Başkanı Sayın İsmail Akçay beylerin ve sanayi esnafının da katıldığı toplantıda yeni ve modern bir sanayi sitesi kooperati kurduk. Daha sonra, yeni sanayi sitesi yeri için Gümüşhane’de kamu ve siyasi her kesimin desteğini alarak Mescitli bölgesinde belirlenen bir noktada yer ve zemin etüt çalışmalarına başladık. Çalışmalar devam ediyor. Konunun Ankara boyutunda ise Milletvekillerimiz Sayın H. Osman Akgül ve Sayın Cihan Pektaş beyler bize destek ve yardımcı oluyorlar.
Yeni teşebbüs edilen sanayi sitesinin kurulmasından sonra Bağlarbaşı Sanayi Sitesi’nin yerinin gelecekte şehrin büyümesine bağlı olarak tasfiye edilerek bulunduğu yere alışveriş merkezi, apart evler ve siteler yapılacağı gözüküyor. Ya da Gümüşhane Üniversitesi’nin ihtiyacı doğrultusunda alınacak kararla da üniversiteye katılabilir. Bakalım Mevla neyler neylerse güzel eyler.
OLAY GAZETESİ: Gümüşhane Sanatkârlar Odası olarak, Gümüşhane sanatkârlarına yönelik ne gibi çalışmalarınız oluyor mu?
YUSUF KULLUKÇU: Üye sayısı bakımından Gümüşhane merkezin en büyük odasıyız. 1999 yılından beri oda başkanlığı görevimi büyük bir fedakârlıkla yürütmekteyim. Ben ve yönetim kurulu arkadaşlarım odamızdan maddi olarak hiçbir menfaat gözetmeksizin bu görevi yürütmekteyiz. Bu göreve geliş amacımız esnafımızın dertleriyle dertlenirken bir taraftan da sorunların çözümü için çalınmadık kapı bırakmamak. Yer yer esnaf ziyaretlerimizi yaparak üyelerimizin sıkıntılarını dinleriz. Bu manada üyelerimizin %90 ına ulaştığımızı düşünüyorum. Yine de gerek kendi işlerimizin yoğunluğundan gerekse esnafımızın menfaatine olan toplantılara katılmaktan dolayı ziyaretlerine gidemediğimiz esnafımız vardır. Bu vesileyle ulaşamadığımız esnaflarımızın affına sığınıyoruz.
OLAY GAZETESİ: Sayın Kullukçu, çocukluğunuzun Gümüşhane’si ile bugünün Gümüşhane’sinde neler değişti. Bir kıyaslama yapabilir misiniz?
YUSUF KULLUKÇU: Çocukluğumuzda Gümüşhane beyleri, hanım efendileri, konakları ve bahçeleri vardı. Beyler takım elbiseli, papyon kravatlı, fötr şapkalı ve bastonlu, hanımlar etek döpiyes, tayyar elbise, şemsiyeli ve şık giyimliydiler. Çocukluğumda elma güzeli bayramları yapılırdı. O da unutuldu. Gümüşhane yerlisi en fazla 3 veya 5 aile kaldı. Hepimiz köyden geldik. Keşke köyden geldiğimiz gibi kalabilseydik. O zamanlar beyler, -çok denk geldim- bir kişiye seslenecekleri zaman isminin arkasına muhakkak “efendi” kelimesini eklerlerdi. Biz ne şehirli olabildik ne köylü kalabildik. Şehrimizde betonlaşma başladı bahçeler birer birer çarpık kentleşmeye maruz kaldı, nefsimize yenik düştük.
OLAY GAZETESİ: Size göre, günümüz Gümüşhanesi’nde yeni nesil hangi projeler uygulanmalı?
YUSUF KULLUKÇU: Kentin 100 yıllık imar planı Zigana, Köse, Pekün, Tersun, Vauk dağlarının başından başlayarak yapılmalı. Akçakale’nin mahalle olduğu gibi Tekke, Yeniyol, Kale, Arzular, Alemder, Haşere, Mescitli ve İkisu köyleri de mahalle olup şehre bağlanmalı. Kızılköy ve Çamlıca mahallelerine bahçeli dublex evler yapılmalı. Şehrin gelişmesinde parsel değil, ada bazında otoparkı ile yeşil alanı, çocuk parkı ile birlikte binalar yapılmalı. Dikine değil, yatay büyümeliyiz. Bunları yaparken 1980’li yıllarda rahmetli babam bu şehrin geleceği madenlerde derdi. Geç kalınmış değil. Neden Gümüşhane ile özdeşleşmiş gümüş imalathaneleri ve gümüş çarşısı olmasın. Şehrimiz modern bir şehir değil, fakat butik bir kent olabilirdi. Hangi şehre gitsek oraya özgü çarşı ve alışveriş merkezleri var.
OLAY GAZETESİ: Yeni Zigana Tünellerinin açılışı ile Gümüşhane’de neler değişir, bu tünellerin Gümüşhane ekonomisine, esnaf ve sanatkârına katkısı ne olur?
YUSUF KULLUKÇU: Biz, Trabzon gerçeğini inkâr edemeyiz. Günlük olarak Trabzon’a çok sayıda Gümüşhaneli alışveriş için gidiyor. Yeni Zigana Tünellerinin açılışı ile birlikte Trabzon Gümüşhane arası 45 dakikaya inecek. Gümüşhane’den binlerce kişi alışveriş için Trabzon’a giderken, özellikle Yeni Zigana Tünellerinin açılması sonrası Trabzon’dan da binlerce kişi Gümüşhane’ye gelecek, burada ev bahçe alıp yaşayacaklardır. Hatta dört mevsimi burada yaşayarak işlerine gidip geleceklerdir. Şu anda bile Trabzon’dan gelip yaylalarımızı kullanan ev ve bahçe alan tanıdıklarımız var. Onun için turizme önem vermeliyiz.
OLAY GAZETESİ: Yusuf Başkanım; son olarak Gümüşhanelilere neler söylemek istersiniz.
YUSUF KULLUKÇU: Geldiğimiz süreçte gençlerimiz Gümüşhane de kalmak istiyor onlara iş sahaları açmalıyız. Gelecek neslimizi Gümüşhane’de büyütmeliyiz. Zaten büyük şehirdeki emeklilerin çoğu dönüş yapıyor. Bir anımı paylaşayım. Atölyede iken siyah bir aracın durup içindekilerin sağa sola baktığını gördüm. Yanlarına gittim biri beyefendi ve bir hanımefendi bir de kızlarının olduğunu gördüm buyurun, hoş geldiniz birini mi aradınız dedim. Araç Adana plakalı. Kendileri sanayi arka sıralarından bir usta arkadaşın ismini verdiler. Ben de yanlarına çalışan arkadaşlardan bir tanesini vererek o usta arkadaşıma gönderdim. Tarif etmeyle zor bulunacağı kanaatine vardım. Aradan iki saat geçtikten sonra o beyefendi eşi ve kızı ile bana gelerek çay içmek ve tanışmak istediklerini söylediler. Çay içerken sohbet sırasında, “siz de bu işi yapıyorsunuz, neden bizi başka yere gönderdiniz” dediler. Ben de kendilerine “siz isimle birlikte geldiniz. Siz isim söylemeden sorsaydınız bu işi yapan diğer arkadaşları ve kendimi de söylerdim” dedim. O beyefendi, bu cevabımdan çok memnun olduğunu, kendisinin Adana’da fabrikası olduğunu ve beni Adana’ya beklediğini söyledi. Önce paylaşmalıyız birbirimizi sevmeliyiz, insanın en büyük dostu ve düşmanı nefsidir. Ona hâkim olmalıyız. Ahilik geleneği bunu gerektirir. Yokluk insan yokluğudur.
OLAY GAZETESİ: Sayın Kullukçu, güzel sohbetiniz ve samimi cevaplarınız için teşekkür ediyoruz.
YUSUF KULLUKÇU: Ben de sizlere, Gümüşhane Olay Gazetesi camiasına teşekkür ediyor, hayırlı yayınlar diliyorum. Allah’a emanet olunuz.
KAYNAK: GÜMÜŞHANE OLAY GAZETESİ – 09.03.2021