YUSUF SADIK YAZDI

YUSUF SADIK’IN KÖŞE YAZISI AVARA DİŞLİ MİSALİ Bu günkü konumuzu çalışma hayatımızı yansıtan bir çarka benzeterek çark sistemindeki dişli seçimi ile işe başlamak istedik. Bir mühendislik konusu olmasına rağmen geçmişteki fizik öğretmenliğimi siz değerli okuyucularıma hatırlattıktan sonra ve de çizmeyi aşmadan  “dişli”  ve “avara dişli” tanımından yola çıkarak konumuzu özetlemeye çalışalım. Hizmet üretilen tüm kuruluşlarda […]

YUSUF SADIK’IN KÖŞE YAZISI

AVARA DİŞLİ MİSALİ

Bu günkü konumuzu çalışma hayatımızı yansıtan bir çarka benzeterek çark sistemindeki dişli seçimi ile işe başlamak istedik.

Bir mühendislik konusu olmasına rağmen geçmişteki fizik öğretmenliğimi siz değerli okuyucularıma hatırlattıktan sonra ve de çizmeyi aşmadan  “dişli”  ve “avara dişli” tanımından yola çıkarak konumuzu özetlemeye çalışalım.

Hizmet üretilen tüm kuruluşlarda bir yönetim ve bu yönetime dahil bireylerin adeta bir dişli çark sistemi gibi çalıştığını çoğunlukla hepimiz biliyoruz.

Dişliler, her zaman çift olarak veya daha fazla sayıda birbirlerine tahrik aktaracak şekilde çalışırlar. Birbirine bağlı çark sisteminde ana çark varsayalım ki 50 dişten oluşuyor. Buna bağlı uyumlu küçük çarklar 25, 10, 5 dişten oluşsun.  Ana çark bir tur atınca, 25 dişli olan 2, 10 dişli olan 5 ve 5 dişli olan dişlide 10 tur atmak zorundadır. Bu sistemdeki “avara dişli” ise, bunların eksenlerini döndüren zinciri yada kayışı gerdiren dişlidir. Aynen arabanın motorunun önündeki: krank mili, devri dayım ve eksantrik mili çarklarının kayışını gerdiren dişli gibidir. Döner ama hiçbir iş yapmaz.  Bu açıklamadan sonra gelelim asıl konumuza:

Son altı aydır genel ve yerel yönetimlerin gösterdikleri çabalarına tanıklık ediyoruz ve izliyoruz. Basın olarak olumlu tepkilerimize rağmen bürokrasi hazretleri hepsi olmasa da bazılarının avare dişli pozisyonundan ileri gidemediklerini görüyoruz. Bilmem ki bunlar kendilerinin bu durumlarının farkındalar mı?

Geçtiğimiz günlerde yerel bir gazetemizde bu konu özellikle gündeme getirildi. İl şube müdürlerinin ve muadillerinin basını takip etmediklerine vurgu yapıldı. Ben bürokrasiden geldiğim için olumsuzluklara teğet geçerek sadece hatırlatarak değinme gereğini duymuşumdur.

Altı ay öncesinde en yetkili ağzın bile bürokrasiden şikayet ettiğini bilenler biliyor.  Bunun anlamı büyük dişli dönüyor ama sisteme bağlı diğer dişliler istenilen sayıda dönmüyor demektir.

Genç valimiz Bu gerçeği bilmiş olmalı ki hizmetlerin ağır yükünü almaya çalışıyor. Bilgiler topluyor, toplantılar düzenliyor, arzu ettiği güzellikleri görmenin talimatlarını veriyor,  gece gündüz demeden hizmete susamış yörelere ulaşmaya çalışıyor. Hâsılı Devlet çarkının verimli dönmesini sağlama uğraşı içinde oluyor. Hizmet dedikte Eski TBMM başkanı Cemil Çiçek beyefendinin   bir sözü aklıma geldi.. Anayasa çalışmaları gecikince bir soru üzerine Sayın Çiçek, “geciken iş şerre dönüşür” demişti. Buradan sözü, yılan hikayesine dönen Süleymaniye üzerine getirmek istiyorum.

Valimiz Sayın Memiş, Süleymaniye üzerine kafa yoran 5.valimiz oluyor. Valilerden Sayın Şimşek “Süleymaniye’yi kastederek.” Gümüşhane’nin güneye kapalı olan penceresini açacağız demişti. Aradan 14 yıl geçti. Sayın Salihoğlu ile bu konuyla ilgili olarak özel bir görüşmem olmuştu. Konu kayak merkezi idi. Sayın Vali Kültür müdürünü çağırmıştı. Sayın Mayda  “dağlar kalkınmamıza engel değildir, üstelik avantajdır” demişti. Ama ömrü yetmedi.

Şimdi ise son olarak Valimiz Sayın Okay Memiş başkanlığında, Süleymaniye Valilik bürosunda yapılan ve son derece yararlı olan bir toplantıdan söz ediliyor. Katılımcılar başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere konuya ilgi duyan herkes tarafından memnuniyetle karşılanıyor. Bendeniz de bu toplantıya davet edilmiş olmama rağmen önemli bir konuğumuzun gazetemizi veda için teşrif etmesi sebebiyle bu görevimi yerine getiremedim. Ama bendenizin düşüncelerini de yansıtan konuşmaları basından ve birinci ağızlardan öğrenmiş bulunmaktayım. Ayrıca, konuya ilişkin en son değerlendirmelerimi de bu köşemde; 21.06.2016’da “Vali Bey’e Arz-ı Halimizdir”, 16.12.2016’da “Süleymaniye’ye Tepeden Bakmak” ve 28.12.2016’da manşetten “Zigana Tamamda, Süleymaniye Ne olacak” başlıkları ile yansıtmıştım.

Son olarak ekleyeceğim ise; Yörenin şehir merkezine yakın oluşu, iklim koşulları, mevsiminde arzu edilen kar kalınlıklarının mevcudiyeti en önemlisi kayak pisti başlangıcını 2100 metre değil, 1400 metreden başlamış olması amatörler için de en büyük avantaj.

“Avara dişli” diyerek yola çıktık.  Mola vermeden bu yolda devam edeceğiz. Demem o ki Süleymaniye gerçeğinde ihmaller vardır. Hem de çook.

İşi koruma kurulu engeline  bilmem kaç binlik imar mevzi planlarına  bağlayarak,  akademik konuları uzmanı olmayan kişilerle ya da meraklıları ile paylaşarak “avara dişli” konumunda olmayalım.. Olursa ne olur? Bu olumsuzluklar, çalışma azminde olan Sayın Vali’nin işini engellemez ama geciktirir. Hasat sonunda da herkes hesabını verir. Kişi verimli olamıyorsa kendi kendini tasfiye etme erdemliliğini göstermelidir.

Amacımız. Kimseyi incitmek değil. Netice itibarı ile Gümüşhane’de yaşayan bizler olarak son derece önemli olan bu hizmetin yani “Süleymaniye kış sporları ve turizm merkezi”nin daha fazla geciktirilmeden bir an önce hayata geçirilmesidir. Böyle bir projenin var olup olmamasından kamuoyu kuşkuludur. Bunun da bir an önce açıklanması gerekir diye düşünmekteyim.

 

Exit mobile version