HASAN PİR’İN KÖŞE YAZISI
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZAJIDIR
Ölçülü olmak, ölçülü yaşamak hayatın çok önemli bir kuralıdır.
Hayatta “keşke yapmasaydık” dediğimiz şeylerin pek çoğu “ölçünün kaçması”nın getirdiği sonuçlardır.
Aslında hayat ölçüden ibarettir. Hayatın tadı ölçü ile meydana gelir. Ölçü kaçınca tat da kaçar.
Çocuğuna eğitim vermek adına bağırıp çağıran bir babanın niyeti ne kadar temiz ve halis olursa olsun, doz kaçtığı anda, o konuşmalar, bağırıp çağırmalar eğitim maksatlı olmaktan çıkıp, karşı taraf için zehire dönüşebilmektedir.
Yaptığımız her davranışta doz ayarlamak çok önem taşımaktadır.
Eskilerin tabiri ile “bir derman haddini geçerse dert getirir.”
Bir aspirin şifadır. İki aspirin de şifa için alınabilir. Ama doktor tavsiyesi dışında çok sayıda aspirin almak şifa aracı olan aspirini bir anda zehire dönüştürebilmektedir.
Zaten, maddelerdeki zehir tesiri yapan kısım da alınan dozajlarda ortaya çıkmaktadır.
Zehir olan bir maddenin bile zehir tesiri yapması belirli bir ölçüden sonra başlıyorsa, kendi hayatımızı veya bizimle ilgili insanların hayatını zehirlemememiz için de, davranışlarımızdaki dozları iyi ayarlamamız gerekir.
Sevgilerimizde, yergilerimizde, övgülerimizde, yememizde, içmemizde, konuşmalarımızda, sosyal diyaloglarımızda hep “normali”, eskilerin deyimi ile “vasatı” ölçü alıp, ifrat ve tefritten kaçınmamız ve dozajı iyi ayarlamamız gerekir.
İnsan hayatı rızık ile kaimdir. Yemek yenilmezse vücut iflas eder. Ama ölçüsünden fazla yemek de yine vücuda zarardır.
Yeni doğan çocuğunun bir an önce büyümesini isteyen bir anne, bir aylık çocuğuna -sevgisinden kaynaklı olarak- alacağı gıda miktarının fazlasını yedirmeye kalkarsa çocuğun ölümüne sebep olur. Çünkü çocuğa verilen gıda, -süt bile olsa- belirli bir ölçü fazlası ise o nazik beden için zehir etkisi yapacaktır.
Toplum hayatı da insan hayatı gibidir. Toplumun en önemli gıdası ise, “ölçülü ve sağlıklı iletişim ve diyaloglardır.”
Bir toplumda düşüncesi birbirinden farklı pek çok insan bulunabilir. Bu normal bir haldir. Bu insanlar, dozajı aşırı olmayan davranışlarla birbirleriyle uyum içinde yaşarlar. Dozu aşırı olan davranışlar ise; iletişimi, diyalogu keser, toplum hayatı için zehir olur.
Toplumların ayakta kalmasını sağlayacak en önemli diyalog ölçüsü ise “saygı”dır.
“Sevgide serbestiyet, saygıda mecburiyet” kuralı, toplumların da insanların da medeniyet seviyelerinin göstergesidir.
“Ölçüleri yanlış olanların bütün ölçümleri yanlıştır” hikmetli sözü ile yazımı bitirmek istiyorum.
Güzel günler dileğiyle.