Şair Ali Özdoğan
FERAGAT EDEECEK
Firâkıyla harab eyler de zalimde kalır âhım
Ferâgat edecek göynüm gelip duysa şu eyvâhım
Unutmam ki nasîbim hem duamdır o benim mâhım
Ferâgat edecek göynüm gelip duysa şu eyvâhım
Mefâîlü mefâîlün mefâîlü mefâîlün
BAHAR GELDİ
Bahâr geldi gülistandan haber verdi hezârın
Gezip hoşça temâşâ eylesin çeşm ü nazârın
Yetişmez mi gönül kıştan berû derd ü fizarın
Gezip hoşça temâşâ eylesin çeşm ü nazârın
Mefâîlü/mefâîlün/mefâîlü /feûlün
BÜLBÜL
Nedir derdin bilinmez ki bu feryâd ü figan ne
Acep saydeylenen kalb-i perîşanı yıkan ne
Sakın firkat deyip açma benim yâremi bülbül
Dü çeşminden sicim misli süzülmüş o çıkan ne
Mefâîlün/mefâîlü/mefâîlü /feûlün
GÖNLÜM
Bahar geldi açmadı gül açmadı gönlüm
Bu yıl neş’e saçmadı ah saçmadı gönlüm
Kader bildi kaçmadı hiç kaçmadı gönlüm
Bu yıl neş’e saçmadı ah saçmadı gönlüm
Mefâîlü/müfteilün/müfteilün fâ
AŞK NEDİR?
Derûnunda saklısın sen ki rûhun gûl-i ter
Unuttun mu aşk nedir sen de leylâdan beter
Gönül verme bî vefâ bunca zalimlik yeter
Unuttun ya aşk nedir sen de leylâdan beter
Mefâîlü fâilâtün mefâîlün feûl
AŞKI BİLMİYORSA
Eğer aşkı bilmiyorsa bırak sevme sevme sen
O lâyık değil inan ki ölüm sanki sevmesen
Bahar bekle gül misâli büküp boynu eğme sen
O lâyık değil inan ki ölüm sanki sevmesen
Mefâîlü fâilâtü mefâîlü fâilün
GÖNLÜM
Niçin sevdi bilmiyor perîşân oldu gönlüm
Firâkın ne yaktı gör yanıp gam doldu gönlüm
Bilinmez ki sır nedir sararmış soldu gönlüm
Firâkın ne yaktı gör yanıp gam doldu gönlüm
Mefâîlü fâilün mefâîlün feûlün
ALDANAN ÇOK
Bilmemiş hasrette dâim aşka lâyık kul değil
Anlamaz hem dinlemez ah sus ki susmak zul değil
Fâni dünyâ sevgisinden aldanan çok ey gönül
Bülbülündür aşkı meşhur yoksa âşık gül değil
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
GÜZEL
Kim sevecek seni benden daha çok söyle bana
Sen beni yakma güzel gül ne olur böyle bana
Hâlimi arzederim lâl-i hayal öyle bana
Sen beni yakma güzel gül ne olur böyle bana
Müfteilün feilâtün feilâtün feilün
BUGÜN
Yine hüznüyle gönül yine derd-nâk mı bugün
Ne desem çaresi yok yüreğim çak mı bugün
Diyemem kendime dur nicedir hâtıralar
Yine çeşminde o yaş yine anmak mı bugün
Feilâtün feilün feilâtün feilün
BAKİ DEĞİL
Geç kalma gönül ömrüne bak bâki değil ki
Aldanma sakın vuslat-ı yar vâki değil ki
Firkat yetişir ayrı koyar cânını senden
İç âbı hayat iksiri der sâki değil ki
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
ESEFA VA ESEFA
Su misali geçme ömrüm edemem ahde vefa
Demeden hayâta nîmet esefâ vâ esefâ
Ne beden ne rûhu bilmem sürerim onda safâ
Beni affeder mi Rabbim esefâ vâ esefâ
Feilâtü fâilâtün feilâtün feilün
SEVEN HER DEM KARA BAĞLAR
Ne göz ağlar ne ciğer sûz ona âşık mı derim
Seven her dem kara bağlar a benim tâc-ı serim
O yârim der sine dağlar ama Mevlası kerim
Seven her dem kara bağlar a benim tâc-ı serim
Mefâîlün feilâtün feilâtün feilün
BU AKŞAM
Dert yüklü emeller ruhumu incitti bu akşam
Neş’eyle gelen firkatle dönüp gitti bu akşâm
Ah etme gönül sandın ki hayat bitti bu akşam
Neş’eyle gelen firkatle dönüp gitti bu akşâm
Müstefilü müstefîlü mefâîlü feûlün
ÖLÜM
Meğer her an ölünür sonrasında dirilip
Niçün hâlâ bilemem korkutur yine ölüm
Sabahından çıkılır uykularla girilip
Cehâletten mi acep korkudur yine ölüm
Mefâîlün feilâtün mefâilü feûl
DÜNYÂ
Fânî dediler amma herkes gözünü kırpar
Kim dalsa hevâsıyla hızdan başını çarpar
Bilmez mi şu âdem ki kudret ile döner o
Takdir iledür nûru müddet ile söner o
Mefûlü mefâîlü mefûlü feilâtün
YARAB
Tut kalbimi senden yana yâ Rab bende bırakma
Fânîde zeval yolcusu olmuş tende bırakma
Düşmüş şu kırık kolla bi ümmîd yende bırakma
Fânîde zeval yolcusu olmuş tende bırakma
Mefûlü mefâîlü mefâîlûn feilâtün
RÛZ-U MAHŞERLİ ARUZ
Kör eylemiş seni heyhat, şu kör olacak kinin
Düşmanlarınla berâber, olur mu senin dinin
Aldanma ey bi vefâ sen, gelir o hesap günün
Neydin ne oldu şu hâlin, denir sorulur dünün
Müstefilün feilâtün mefâaletün feûl
EY DİLARA..
Sevgi söyler şarkılarda nağmeler senden bana
Ey dilârâ durma öyle çâre yok aşktan yana
İçti sevdâ kor misâli yandı göynüm duy sana
Ey dilârâ durma öyle çâre yok aşktan yana
Fâilâtün fâilâtü fâilâtün failün
NUR-U ÜMİD YAK BANA
Sonbahârım, kış yakın derken saçımdan ak bana
Dil-i şeydâ aşka düşmüş nâr içinden bak bana
Ye’si sevda içreyim gel nûr-u ümmîd yak bana
Dil-i şeydâ aşka düşmüş nâr içinden bak bana
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
YA İLAHİ
Saçtı eşki dîdeler aşk deyûben ağlayub
Affı istemek murad Hakk içün el bağlayub
Cem olup şol Kâbeden câmi vû seccâdeden
Ya İlâhi tövbe der müslümanlar çağlayub
Fâilâtü fâilâtün mefâîlün feûl
CANA
Kalbimin derûnu saklar sır misâli bendesin
Bilmedin ki rûha cansın tendesin bedendesin
Vuslatın bahârı sunsun Çin velev Yemendesin
Bendesin inan ki cânâ tendesin bedendesin
Fâilâtü fâilâtün fâilâtü failün
AŞK-I MECAZÎ
Derd-nâk ediyor gönlümü mehtâpla hayalin
Firkatle gelip geçmedi rûhumda leyalin
Çıkmaz ki derûnumda o gül çehre-yi lâlin
Firkatle gelip geçmedi rûhumda leyalin
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
EMAN VER RABB-İ RAHİM
Kaçar sür’atle elimden boş vagon misli zaman
Ne gönderdim beni bekler şol kabir içre durak
Eman ver Rabb-i rahîmim hal melâl sende emân
Göçer fânîye dalan can âniden haykırarak
Mefâîlün feilâtün fâilâtün feilün
ÖMRÜM
Rüzgar misali kemâle eren yaş
Akıp giden suya benzedi ömrüm
Ayyaş mı fâni hayâle dalan baş
Sermesti uykuya benzedi ömrüm
Müstefilün feilâtü feûlün
GONCA-İ RANA
Cânâ seninle güzel aşktaki mânâ
Bir sır mı sevgi duyur ânı cihâna
Cânâ seninle güzel aşktaki mânâ
Mefûlü müfteilün müfteilün fâ
SÖNMÜŞ
Durmaz ki geçer yıllarımız bir güne dönmüş
Sevda çağıran coşkumuzun şûlesi sönmüş
Bilmem ki gören var mı giden fâniye dönmüş
Sönmüş ne yazık aşkımızın şûlesi sönmüş
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
SEN
Sen de ağyâre bakıp bana cevr etme sakın
Nâtüvân anla şu dîl sana mestâne yakın
Aşka düştüm nicedir nice derd içre bakın
Nâtüvân anla şu dîl sana mestâne yakın
Fâilâtün feilâtü mefâîlü feûl
YILLARA SOR
Târümâr oldu gönül yine derdinle senin
Bekledim yıllara sor şu ümîdinle senin
Aşkı şarkında duyup ne olur dinle senin
Bekledim yıllara sor şu ümîdinle senin
Fâilâtün feilâtü mefâîlü feûl
GÖNÜL
Ah sanki ortası var ya îmandır ya küfür
Serbest, ya üç güne tap riyâkar ol da üfür
Allah de ya da gönül ibâdetlerle sevin
Elbet bu fâni değil o ahret yurdu evin
Mefûlü müfteilün mefâîlün feilün
GİDEN ZAMANLAR
Durmaz gönülden geçer o tatlı anlar
Bilmem ki dönmez niçin giden zamanlar
Sevdâ deyip iftirâk kucaklayanlar
Bilmem ki dönmez niçin giden zamanlar
Müstefilün fâilâtü fâilâtün
ŞOL ÖMÜR
Bir teselli sundu elbet amma fânîdür bu dâr
Gel duâdan geçme gönlüm iftirak ayn ızdırâr
Selde durmaz dal misâli gör tutulmaz şol ömür
Zerre kâm bin kerre gamdur olmayâ can berhudar
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
EY DİLARA
Ey dilârâ bir günâhımdan azâd ettin beni
Af dilendim bir gün âhımdan azad ettin beni
İncitip kırdın vefâsiz neylerim şimden geru
Sen ferah ü inşirâhımdan azad ettin beni
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
DİLDAR
Bin neş’e bırakmış gönlüme aşkıyla o dildar
Sönmez nice yıllardan beri nûr misli ışıldar
Rûhumda durup dâim bana sevdâyı fısıldar
Sönmez nice yıllardan beri nûr misli ışıldar
Mefûlü mefâîlün feilâtün feilâtün
GÖR
Bin kerre gönül sevse bile sanma o yardır
Sevdâ denilen tatlı yara hikmeti vardır
Nur tut şu yürek âteşini kandile dönsün
Gör rahmetinin hikmetini şiddeti sönsün
Mefûlü mefâîlü feilâtü feûlün
EMANET
Göçmüş gibi say cân ü beden yolda emânet
Sen yanma gönül ânı veren bâki emân et
Hû Hû de yeter gel ona dön güçlü imân et
Sen yanma gönül ânı veren bâki emân et
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
GÖNÜL LEZZETİ
Kimden diye bak mün’imi bul nîmeti tat sen
Vallahi gönül lezzetidir fâniye kat sen
İzân-ı ebed rızkını tut gayrını at sen
Vallahi gönül lezzetidir fâniye kat sen
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün