Şair Ali Özdoğan
NESİRLİ ARUZ
Söyle cânâ ne imiş bize fikdân ü firak
Şöyle fıkdanına bak beri gel haykırarak
Amma firkat ne demek, olamaz vaslı ırak
Mezcedüp yandı gönül nicedür kavrularak
Fâilün müfteilün feilün müfteilün
ACABA…
Bilirim sormayacak aşk ile hûn-dîde midir
Acabâ aşka düşenler yine âsûde midir
Sanıyor bitmeyecek neşve-i sevdâ demidir
Acaba aşka düşenler yine âsûde midir
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün
USTASIZ OLMAZ İĞNE
Ustasız olmaz ki iğne göz kulak olsun duyu
Hakkı inkâr etme haydi bak bu huy küffar huyu
Tez biter hep bir rüyada sanki insan gel ayıl
Affeder Rahman’a dön ve tövbe et dök göz suyu
Fâilâtün fâilâtü fâilâtün fâilün
AH MECAZ AH!..
Hülyâ-yı visâlin ile bir lahza avunsam
Cânâ seni sevmekle harab kalbimi sunsam
Yandım ne olur âteşi aşkınla cünûnsam
Cânâ seni sevmekle harab kalbimi sunsam
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
ZANNETME
Zannetme şu âşığa zâr ü bârını yüktür
Aşk nîmetidir ona Hakk teâla büyüktür
Bin yâresi varsa da yâre boynu büküktür
Aşk nîmetidir ona Hakk teâla büyüktür
Mefûlû mefâaletün mefâaletün fâ
ÂSUDE GÖNÜL
Âsûde gönül şimdi nedir bâis-i zarın
Bir gonca-i rânâda mısın misl-i hezârın
Ah yârelerin hûn ediyor dehşeti hârın
Bir gonca-i rânâda mısın misli hezârın
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
AŞK NE DEMEK?
Bin cevr ile sen ağlatarak halimi sordun
Ah söyle güzel aşk ne demek sen neye yordun
Güz mevsimidir bir de bahar yaz sanıyordun
Anlat a güzel aşk ne demek sen neye yordun
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
GÖNÜLDE TALAN
Elbette kutlu olsun senin de gecen
Benzer mi tavr ü hâlin dilinde yalan
Menfaatin hevân’çün sözünle hecen
Kalbinde fani dünya gönülde talan
Mefûlü fâilâtün mefâaletün
DUA
Ne dehşet zemandır bu nefse râm olup battık
İlâhî meded eyle rûha can veren sensin
O hikmetli Kuran’ı az bedel alıp sattık
Günah içre terketme çâre gösteren sensin
Feûlün mefâîlü fâilün mefâîlün
EY NAZLI GÖNÜL
Ey nazlı gönül bülbül-i şeydâ gibi kuşsun
Sevdin mi nedir coşkuların cûş u huruşsun
Nimet bilirim aşka düşen aşkla tutuşsun
Sevdin mi nedir coşkuların cûş u huruşsun
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
AŞK-I MECÂZÎ
Mehtapla kamer misli simâ vardı o akşam
Bir tatlı nigâh aşka imâ vardı o akşam
Çırpındı gönül bin heyecan sardı o akşam
Ah sanki sitemkâr bi vefâ yardı o akşam
Bir tatlı nigâh aşka imâ vardı o akşam
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
SORULAR
Yahu susmaz sus desem rûhumda gizli sese
Kim mişim nerden mişim kimden sorar nefese
Hem kimin mahlukuyum kim gönderir bura ne
Sanki kervan mislidür durmaz göçer sıra ne
Der ki binler fabrikam var şol bedende benim
Her birinden bî haber durmaz yürür bedenim
Çağdaşım ben çağdaşım câhil desem mi durup
Düş içinden ölmeyen dünya hayâli kurup
Fâilâtün fâilün müstefilün feilün
BEDENDİR ÖLEN
Îtiraz eyler şu rûhum der ki; bedendür ölen
Şüphe yok Rab dâvetinden mülk-i bekâdan gelen
Ko’ sınanmak’çün verilmiş câna libas eskisün
Gel hazırlan tek kelamdan cennete koymuş şölen
Fâilâtün fâilâtün müfteilün fâilün
REZİL
Ah ne ibret üç kuruşluk akçe gördü oldu râm
Şol rezil’çün gösteren dâhil rezildür ihtirâm
Öldürüp vicdânı gâfil nefsi koymuş tâ başa
Hakk selâmdan kaçma ammâ kaç yanından uz yaşa
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
KÖKSÜZ MÜYÜM?
Köksüz müyüm tanınmaz dil ü ecdadım bana
Nîçün unutturulmuş ceddimi yâdım bana
Hâlim frenke benzer gizli evrâdım bana
Heyhat işittirilmez kendi feryâdım bana
Müstefiün feûlün Fâilâtün fâilün
RUH
Kuş misâli hapse konmuş cânı kaçırmaz beden
Yahu sormuyor da insan ruh ne ki ölmez neden
Hem şu mevte dâhi düşman sırrı nedür bilmeden
Gülse bâri bilse mânâ vakti gelip ölmeden
Fâilâtü fâilâtün müfteilün fâilün
CENNET DEYU
Çeşmimiz der eşk saçub sussa dil-i lâlimiz
Aşk elinden pür harâb şol melal-i hâlimiz
Vermeyiz kıymet bu dâr olmayub hayalimiz
Bekleriz cennet deyû gün çeker leyâlimiz
Fâilâtün fâilün fâilâtü fâilün
ZİKREDEN KİM?
Hû deyûben zikreden kim kâinat zâkîr görüb
Zemmederler gör harâbât ehli der hâkir görüb
Kıl basîret şol nazârun zâyolmasun Hakk içün
Sen de iz’an eyle ey can zâkir ü şâkir görüb
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
EMİRBER NEFER
Zikrider Allah deyûben cevv ü semâ zerreler
Gel temâşa eyle derler misl-i emirber nefer
Nerdesin ey ceşm ü dîl hey sen de katıl bir sefer
Gel temâşa eyle gel bak hepsi emirber nefer
Fâilâtün fâilâtün müfteilün fâilün
GÖNÜL
Sen de inler sen de ağlar sen de çağlarsın gönül
Kim demiş ah aşka düşmez hem giriftarsın gönül
Gül misalsin yâreler hâr yar gelip sarsın gönül
Kim demiş ah aşka düşmez hem giriftarsın gönül
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
GÖZLER YOLUNU BEKLER
Rûhumda kanıyorken firâkınla yâreler
Gözler yolunu bekler ümîd içre çareler
Mecnûn gibi bıraktın gülermiş avâraler
Gözler yolunu bekler ümîd içre çareler
Mefûlü feilâtün feûlün mefâilün
ÖZGÜR YAŞAYACAKMIŞ!..
Özgür yaşayacakmış beyân eyledi âdem
Her bir nefesi Hû der değiştirse ya mâdem
Kurtarsa da kabirden nedür toprağa koşmak
Rûh u bedeni âşık diler Rabbe kavuşmak
Ah kendini mi bilmez şu haliyle ne âciz
Küstahlığı mı seçmiş çekişgen dili tâciz
Mefûlü feilâtün feûlün feilâtün
SİTEMLER
Severek yârelenir yine yâr der aratır
Nice bekler şu gönül bilemez kimse hatır
Kanatır rûhumu hep o sitemler kanatır
Nice bekler şu gönül bilemez kimse hatır
Feilâtün feilün Feilâtün feilün
YANILTMA BENİ
Yâhû dilinde bekâ yer toplanur rüfekâ
Pür afiyet şürekâ durdur yanıltma beni
Elbet önümde cefâ tehlûke çok bu defa
Ammâ ya zevk u safâ durdur yanıltma beni
Vallahi içte kusur söylendi onca küsür
Artar şu kir ü püsür durdur yanıltma beni
Zannetme küfre prim elbet eleştiririm
Yanmış içim ki derim durdur yanıltma beni
Müstefilün feilün müstefilün feilün
SEN SEV
Varsın bin bir sitemle cevredip çatsın kaşı
Sen sev gönlüm bırakma gülistandan gül taşı
Ah firkat var unutma hûn olur çeşmin yaşı
Sen sev gönlüm bırakma o gülzardan gül taşı
Mefûlün fâilâtü fâilâtün fâilün
İLÂHİ
Kırdığım kalpler içün tövbe estağfirullah
Bilmeden dünyâ niçün tövbe estağfirullah
Hepsi fânî iş güç’ün tövbe estağfirullah
Yâ îlâhî af derim tövbe estağfirullah
Ah kapındır son yerim tövbe estağfirullah
Sen Rahimsin hem Kerim tövbe estağfirullah
Fâilâtün fâilün fâilâtün feûlün
KIRIK KALPLİ ARUZ
Sus sorma sakın hâlimi hiç, sen de bırak git
Git ey bi vefâ durma yakın, durma ırak git
İncindi gönül sen de kırıl, hıçkırarak git
Git ey bi vefâ durma yakın, durma ırak git
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
ÖMRÜM
Vallahi anlamadım ben nasıl geçti
Rüzgar misâli uçup kaçtı ömrüm hey
Fânîde kâm arayan iftirâk seçti
Sermest mi hüzne kucak açtı ömrüm hey
Müstefilün feilâtün mefâîlün
SEN
Değmez ki gönül değmez yâhu değil Hû de sen
Eğmez o başın eğmez nefse eman verme sen
Vallahi kalan yoktur bâd-ı firaktır esen
Eğmez o başın eğmez nefse eman verme sen
Mefûlü mefâîlün müfteilün fâilün
SÖYLE
Ruhumun aks-i sadâsı câna berceste midir
Söyle nâyi bana aşkı bezmi elestte midir
Seste nâyinde nefeste tende kâfeste midir
Söyle nâyi bana aşkı bezmi elestte midir
Fâilün müfteilün mefâilün müfteilün
RUHUMA YARSIN
Bana dünyâları versen veremem bende seni
Severim rûhuma yarsın nideyim tende seni
Tutarım solmayacak sîne-i gülşende seni
Severim rûhuma yarsın nideyim tende seni
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün
SERAB-I AŞK
Bir serâb-ı aşka düştüm ağlasın gülzar bana
Sor hezârı nerde ey gül sanki ağyar yar bana
Geldi sonbahârı ömrün gûlizârım har bana
Sor hezârı nerde ey gül sanki ağyar yar bana
Fâilâtü fâilâtün fâilâtün fâilün
BAHARIN İFTİRAKI
Bir sararmış yaprağından farkımız yoktur güzün
Bin hazan var her bahârın iftirâkından bize
Damlıyor kan ruhumuzdan geçmiyor aslâ hüzün
Ağlıyor Leylâ-yı Mecnun geçti çâkından bize
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilâtün
GEL IRAK DUR
Bak düşürmez şol dilinden Hakk’a dâir ismeti
Dil hamiyyet perdesinden hû deyû taksim eder
Ah gariptür fırkasından geldi dünya kısmeti
Gel ırak dur âleminden kalbi zer ü sim eder
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
RUZ-U MAHŞERLİ ARUZ
Bin adetten sanki çoktur hem tanınmaz sureti
Gizlenen sırtlanla eştür şol siyâset sîreti
Burda tercihtür adâlet devreder cem’î hesab
Zanneder yok pis hevâsından unutmuş ahreti
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
RUZ-U MAHŞERLİ ARUZ
Önce fırka sonra hırka buna kaldı memleket
Çözdü derdi şal desenli kravat siyah ceket
Menfaat deyip de taptı kimi gark olup güce
Başta örtü benzetildi deve misli hörgüce
Sağcı oldu solcu oldu kimi kandırır bizi
Gel kaçırma ey ahâli görünür haram izi
Fâilâtü fâilâtü feilâtü fâilün
BİZE LAYIK BU DEĞİL
Ne felaket ne helâket ne cehalet vü cehil
Şu asil millete cevr et ama fırkanda eğil
Ne yazık amir ü memur okumuş âlime bak
Döne rakkâse misali bize lâyık bu değil
Feilatün feilatün feilatün feilün
MUZDARİP OLDU MİLLET
Muzaaf bir zaaftan muzdarip oldu millet
Kusurundan habersiz sanki rûhunda illet
Yetişir iltimâslar nâra dâvet temaslar
Çeke ukbâda yaslar kim elinden bu zillet
Feilâtün feûlün Fâilâtün feûlün
BU MUAMMA ÇÖZÜLÜR SANMA
Kimi şâd oldu sevip kimi feryad ediyor
Kimi hasretle garip duramaz yâd ediyor
Çözülür sanma sakın bu muammâ nicedir
Sonu firkat ü firâk ne karanlık gecedir
Feilâtün feilün Feilâtün feilün
SERAB-I AŞK
Hani sen o gûl-i rânâ beni bin derde salan
O yalan ümîd-i aşktan şu gönül oldu talan
Soramam ki sevgimizden soramam arda kalan
O yalan serâb-ı aşktan oyalan sen oyalan
Mütefâilün feûlün feilâtün feilün
SÖYLE CÂNÂ
Ne zaman geçip şifâyâb olacak yârelerim
Soramam ki söyle cânâ tükenir çârelerim
Nicedir ümîdi aşkın ne derindir ne derin
Soramam ki söyle cânâ tükenir çârelerim
Mütefâilün feûlün feilâtün feilün
NE ÇIKAR
Ne çıkar derûnu dîlden ne hatırlar bi vefâ
Bilirim ki kıymetim yok nice çeksem de cefâ
Geçiyor zamânı aşkın esefâ vâ esefâ
Bilirim ki kıymetim yok nice çeksem de cefâ
Mütefâilün feûlün feilâtün feilün
BİLMEZ HEKİM
Yârem geçmedi cânâ firkati bilmez hekim
Ağlatsan beni duymaz gözyaşı silmez hekim
Sevdâ darbını saymaz kalbe eğilmez hekim
Ağlatsan beni duymaz gözyaşı silmez hekim
Mefûlün feilâtün müfteilün fâilün
SANAL ÖMÜR
Ah bilseydi o andır elde sanal bir ömür
Çok sanmış da savurmuş elmasa almış kömür
Beklermiydi ki heyhât vâki olan emr-i hak
Sen zâyetme hayattan ahreti iz’âna bak
Mefûlün feilâtün müfteilün fâilün
Vuslat ümidiyle hâlâ benimlesin unutmam ki
Sensiz dü çeşmimde yaşlar akar hüzünle tutmam ki
Sînem hayâlinle yalnız uyutmadım uyutmam ki
Sensiz dü çeşmimde yaşlar akar hüzünle tutmam ki
Mefûlü mustefilâtün mefâilün mefâîlûn
ÖMRÜM
Sen yanma dünyâ deyûben şarâb-ı zevk serâb oldu
Sermest ü mest geçti ömrüm hevâsı ızdırab oldu
Vermez idüm zerre vârım ne vâr hârab turâb oldu
Sermest ü mest geçti ömrüm hevâsı ızdırab oldu
Mefûlü Müstefilâtün mefâilün mefâîlün
GONCA-İ RANA
Etvârını saklar gibi ol gonca-i rânâ
Ah kıldı nazar dertli hezar aşk ile ânâ
Durmaz mı zaman girmese şol devr-i revâna
Gel sen de gönül gül ile ver aşkına mânâ
Gül sen de gönül gül ile ver aşkına mânâ
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
TELLER Mİ AVAZ EYLEDİ
Teller mi avâz eyledi sînemde mi feryâd
Sazkâr ü hicazkâr ü nevâ çınladı heyhât
Hep yad ü kerem yâd–ı şirin yâd ile ferhâd
Sazkâr ü hicazkâr ü nevâ çınladı heyhât
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
SEDA YELİSİN
Sevdâ yelisin bâd-ı sabâdır rûhuma aşkın
Taşkın şu gönül aşk ile coşmuş sel gibi taşkın
Cevrin de güzel nâz ü tegâfül etmedi şaşkın
Taşkın şu gönül aşk ile coşmuş sel gibi taşkın
Müstefilü Müstefilü müstefîlün feûlün