Aruz Kalıplarında Hikmet Pırıltıları (14)

Şair Ali Özdoğan

AH HATIRALAR

Ah hâtıralar incitiyor rûhu derinden

Ağlar nicedir kalb-i derûnum kederinden

Bir dertli gönüldür kimi gün derbederinden

Ağlar nicedir kalb-i derûnum kederinden

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

BİN DERDE İLAÇ

Bin derde ilaç ah şu ümîd rûhumu sarsın

Vallâhi gönül âhiri sen bir daha varsın

Leylâyı seven kalbi veren kudrete yarsın

Vallâhi gönül âhiri sen bir daha varsın

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

BAHAR

Bekletme bahar rûhumu neş’eyle tarâb et

Bin coşku sunan buy-i menekşeyle tarâb et

Kuşlar gibi uçsun şu gönül senle buluşsun

Gülzârına hem goncaya sen cûş u huruşsun

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

EY NAZLI GÖNÜL

Dinler gibi mehtap süzülen nağme-i sazdan

Hoş günleridir arda kalan sanki o yazdan

Ey nazlı gönül yaz bile bak geçmedi nazdan

Hoş günleridir arda kalan sanki o yazdan

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

SEVDA ELİDİR

Sevdâ elidir rûhumu firkatle yakan el

Sel oldu dü çesmim durulur sanma sakın sel

Ah sevme desem kalbime geçmez ki sözüm hey

Aşklar yazıdır gönlümüze doğmadan evvel

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

GÖNÜL

Gel küsme gönül aşk dediğin sîtem ü nazdır

Leylâ diye sev ismini mecnunlara yazdır

Hak nimeti aşk her kavuşan hakkı niyazdır

Leylâ diye sev ismini mecnunlara yazdır

Mefûlü Mefâîlü Mefâîlü Feûlün

GÖNÜL

Ah neş’e değil kalb-i derûnumdaki gamdur

Bilsen a gönül sanki şikest olmada camdur

Billâhi hayat tez geçecek gel hazer eyle

İncitme aman sanki rüyâ lezzet ü kâmdur

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

GÖNÜL

Ne bahar sevdi gönül ne de kışlar yâr olur

Iftirâkın yetişir bana âh ü zâr olur

Kime sorsam kime der bana bergüzâr olur

Iftirâkin yetişir bana âh ü zâr olur

Feilâtün feilün feilâtün fâilün

GÖNÜL

İftirâkın bin ateştür cevri lezzet say gönül

Şol elemden sanma yoktur ah senin’çün pay gönül

Vay gönül ey vay gönül ey vay gönül ey vay gönül

Şol elemden sanma yoktur ah senin’çün pay gönül

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

SIRRI NEDİR?

Gül sevse hezâr hârı onun bağrına eldir

İnler gibi her nağme-i sûz derd-i ezeldir

Ah sırrı nedir âşıkanın yaşları seldir

İnler gibi her nağme-i sûz derd-i ezeldir

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

HÜZÜN

Güllerde hüzün keşke bahar geçmese cânâ

Gelmiş şu güzün kasveti gülzârı da sarmış

Pür neşve yüzün gamlı hazan seçmese cânâ

Gör âşina dîl yâr diyerek rengi sararmış

Mefûlü mefâîlü mefâîlü mefâîlü

GONCA-İ RANA

Gül mevsimi geçmez sanıyor gonca-i rânâ

Firkatle gönüller yanıyor gonca-i rânâ

Zannetme o lal sen gibi güldür

Rûhumdaki yâren kanıyor goncâ-i rânâ

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

GÖNÜL

Pek gücenmiş amma geçmez vasl-ı dildardan gönül

Ah neler çekmiş neler gör ol füsunkardan gönül

Aşkı nîmet bildi saymaz derd ü bîzardan gönül

Ah neler çekmiş neler gör ol füsunkardan gönül

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

BİLME

Sakladım rûhumda aşkın bilme n’olur bilme sen

Çesm-i giryânımda yaşlar silme n’olur silme sen

Katlanır ah dîli şeyda katlanır her derdine

İstemem ben sevme artık sevme n’olur gülme sen

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

DİL-İ ŞEYDA

Dîl-i şeydâ gamla teskin eyle sen ahvâlini

Ah melâlin gösterür ol çehre-i gül lâlini

Gör ferahnak olmamış sevdâ çeken bir dem bile

Say o nimetten ırak iz’ân iden ikbâlini

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

AŞK MIDIR?

Bî vefâsın bî ümîd kıldın perîşânım yeter

Vuslatın umdum da firkat yaktı şol cânım yeter

Aşk mıdır fânîde sevmek söyle cânânım yeter

Vuslatın umdum da firkat yaktı şol cânım yeter

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

ÖMR-Ü BAHARIM

Geçiyor ömr ü bahârım ne çabuk geldi kışım

Nice bir hüzn ile gülzâre erişmez bakışım

Şu zaman içre gönül sel gibi durmaz akışım

Nice bir hüzn ile gülzâre erişmez bakışım

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

DUÂMSIN

Duamsın sen ki bahtım senle gülsün gülşenim ol gel

Gönül geçmez ki aşkından şu rûhum hem tenim ol gel

Gel ey cânâ gel ey dildar benim ol gel benim ol gel

Gönül geçmez ki aşkından şu rûhum hem tenim ol gel

Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün

SENİ SÖYLER

Seni söyler yine mehtab seni söyler bana ay

A benim serv-i revânım nicedir hüznümü say

Çekilir sanma şu firkat çekilir sanma kolay

A benim serv-i revânım nicedir hüznümü say

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

YAZIMSIN

Ne çıkar bahtıma bilmem ne yazılmış kaderim

Severim sanki yazımsın a benim tâcı serim

Beklerim haşre kadar ah yine sevdâmı derim

Severim sanki yazımsın a benim tâcı serim

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

DELİDİR AH DELİDİR

Unutup derdini sevmiş delidir ah delidir

Dîle şeydâ demeyen kim ise hep yârelidir

Kanayan kalbine ağlar bilemez yâr elidir

Dîle şeydâ demeyen kim ise hep yârelidir

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

DUYSUN

Duysun şu gönül cevv-i sema zikrini duysun

Uysun coşarak Hû deyu Allah deyu uysun

Vallâhi biter son demidir belki hayâtın

Yıldızlara mehtâbına deryâsına uysun

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

SUSMAK

Susmak ne ihtişamdur cevâb-ı muhteşemdür

Rûhumda pür neşemdür sükût sukut mu hâşâ

Bilmez mi kim ne maldur kim nefs içün hamaldur

Kelâm zehirli baldur sükût sukut mu hâşâ

Mefûlü fâilâtün mefâilün feûlün

ÖMÜR

Ya esir zelil ömür ya şehadet bir anlık

Yaşayan mı bir avuç geri mevtâ insanlık

Susarak ölen ne çok dili yok âmâ dünyâ

Bize imtihan gelür kime muammâ dünya

Feilün mefâilün feilün mefûlâtün

İNTİZARI VAR

Yine intizarı var hayâliyle şad uman

Nicedir gönül hazan gelüp eyle şaduman

Yetişir serâb-ı aşk hüzün yüklü âsuman

Nicedir gönül hazan gelüp eyle şaduman

Feilün mefâilün feûlün mefâilün

BANA DERD İMİŞ

Sönüyor hayâtımın harâbıyla neş’eler

Ne o tatlı hâtırân ne çeşmimde yaş kalan

Bana derd imiş gönül şarâbıyla neş’eler

Nice sevgiler yalan şu dillerde aşk yalan

Feilün mefâilün feûlün mefâilün

EYLESE İKRAR

Ol çesmi siyeh sevgi sunup eylese ikrar

Ah coşsa gönül aşkı duyup bin kere tekrar

Saklar nicedir hâlini şol yar-i sitemkâr

Ah coşsa gönül aşkı duyup bin kere tekrar

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün