Aruz Kalıplarında Hikmet Pırıltıları (17)

Şair Ali Özdoğan

KANAYAN RUHUM

Kanayan rûhumu görmez beni derd-nâk eder hep

Bilirim nâz ü tegâfül bî-sebep hem bî-sebep

Ah açıp lâne-i kalbim ona sunsam mı acep

Bilirim nâz ü tegâfül bî-sebep hem bî-sebep

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

ÜMİD VE BAHAR

Sararan yaprağa benzer şu ümîdimde bahar

Gelecek der dururum amma gelen güz ya kışım

Nicedir gonca-i rânâ deliyor rûhumu hâr

Ne hazindir şu gülistan ya hazindir bakışım

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

KİMİ FARKLILIKLAR

Kimi fânî dem’e meftûn kimi sevdâ diyecek

Kim derûn sırrına âşkıyla süveydâ diyecek

Gonca bilmez kimi bülbüllere şeydâ diyecek

Kim derûn sırrına âşık ki süveydâ diyecek

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

CANA

Bir serâb olsan da rûhum aşk içinden kâm alır

Boş kalır cânâ şu dünyâ sevgisiz bomboş kalır

Aldanır ah kim ki sevmez bir ömür hep aldanır

Boş kalır cânâ şu dünyâ sevgisiz bomboş kalır

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

TEZ GEÇERMİŞ

Tez geçermiş hem bahârın goncasından yâre çok

Rûhu hûn eyler ciğer-suz iftirak binler belâ

Derd-i aşktan gel de el çek derdi çok, mehpâre çok!

Bir tuzaktır tîr-i müjgân bin tuzak çesm-i elâ

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

YA İLAHİ…

Sanki yetmez olma nâlân başka dertten muzdarip

Tez ağûşun aç duâ et kıblegâhından varıp

Yâ İlâhî çâre göster rûhu hûn eyler firâk

Hàr-ı dünyâ nâr-ı dünyâ iftirâkmış iftirâk….

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

SEVERİM

Severim cân ü gönülden a benim nâzeninim

Seninim der de durur dîl susamaz der seninim

Say ezelden beridir hasreti söyler eninim

Seninim der de durur dîl susamaz der seninim

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

CANA

Hıçkıran rûhuma eş kalbi kırık dertli hezar

Dem sabâdır bize cânâ ki gönül sanki mezar

Bir ümit sun ne olursun değişir nağme-i zar

Dem sabâdır bize cânâ ki gonül sanki mezar

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

TEVHİD OKUNUR

Tevhid okunur nûr ile gör cümle simâdân

Hakk kudretidür neşr edilür onca imâdan

Aldanma gönül rahmeti gör sanma ki yüktür

Vallahi dönen kullar içün affı büyüktür

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

HASRET

Rûhum nicedir hasrete dûçar kanıyor gel

Firkat yetişir ah şu ciğer-sûz yanıyor gel

Ağyar elidir gel beni nâçâr sanıyor gel

Firkat yetişir ah şu ciğer-sûz yanıyor gel

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

HAKTAN O IŞIKLAR

Benden mi sanırsın yuh sana hâsid

Hakk’tan o ışıklar camda ne var hey

Vallâhi emirdür def-i mefâsid

Yaklaşma uzak dur, hey canavar hey

Mefûlü feúlün müfteilün fâ

CANA

Gücenmem kırılmam tavrına asla

Küsersen de küsmem öyle kıyasla

Ümîdiyle bekler dîl seni cânâ

O nazdar başın gel göğsüme yasla

Gelip nazlı başın göğsüme yasla

Feûlün feûlün müfteilün fâ

ŞÂİR

Âşikânın iftiraktan âteşi

Anlaşılmaz hem ıraktan âteşi

Sen de sûzanıyla yandın kavrulup

Aşka düştün âşıkandan dem vurup

Fâilâtün fâilâtün fâilün

UNUTUR SANMA

Unutur sanma unutmaz o senin aşkını bil

Naz eder hep oyalar gel bi vefâ şaşkını sil

Sevemez hem bilemez aşk yeridir lâne-i dîl

Naz eder hep oyalar gel bi vefâ şaşkını sil

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

İSTİŞÂRE-İ AŞK

Firâkıyla yakar aşk diyorlar şiârı yok

Eder âşığı Mecnun inan başka kârı yok

O gül goncası cânâ sanırdım ki hârı yok

Eder âşığı Mecnun inan başka kârı yok

Feûlün feilâtün feûlün mefâilün

BÎ ÜMÎDİM

Bî ümîdim, intizar der cevreder hep yar bana

Zanneder vuslat içün ömrümde yıllar var bana

Bilmiyor ah bilmiyor saçlarda kar ağyar bana

Zanneder vuslat içün ömrümde yıllar var bana

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

GONCA-İ RANA

Nevbahârın geçmesin gonca-i rânâ senin

Amma yanlış aşk içün verdiğin mânâ senin

Bilmedim kastın nedir kıydığın câna senin

Amma yanlış aşk içün verdiğin mânâ senin

Fâilâtün fâilün fâilâtün fâilün

SAHTE YÜZ

Sahte yüz dünyanın yıkanmaz kiri

Maske takmış saklar sabî vü piri

Fâilatün müstefilâtün feûl

CUMA

İnsan bu lâyık elbet gülümser yüz, söz uma

Bir tatlı sır hoş hâlet güzel bir bayram cuma

Müstefilâtün Müstefilâtün müstefilün

OYALAN

Ne çabuk geçti şu yıllar bana lahzâ mı kalan

Oyalan ah deli gönlüm yine gül sen oyalan

Gelecek san o bahardan yaşanan gün de yalan

Oyalan ah deli gönlüm yine gül sen oyalan

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

FİRKAT-İ YAR YARESİ

Ağlatma yeter firkât-i yar yâresi onmaz

Ol goncaya âşık hezâr hâre mi konmaz

Bî çâre gönül gel ne olur cânımı yakma

Gör âteşi súzânımı sen odda bırakma

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

GÖNÜL GÖRMELİ

Cam dâhi utanmış da Güneş bende değil der

Âciz kırılır âyineyim göklere bak sen

İnsan gibi Hakk nûrunu gör Hakk’a eğil der

Vallahi gönül görmelidir gayrı ırak sen

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

HAFIZA-YI MEYDAN

Hâfıza-yı meydan da nisyanla mâlül müdür

Taş utandı hercâi nezdinde bir zûl müdür

Fâilâtü müstefilün fâilatün feûl

KERİM RABBİM

Güyâ bakmam şu sırtımda dünya yüklü hörgüce

Yaşım yetmiş ömür bitse hâlâ meftunum güce

Meğer âciz idim ammâ nefs gösterdi pek yüce

Kerim Rabbim utandırma el açtım dönüp sana

Hatam çoktur günahım da affet bahşedip bana

Mefâîlün mefâîlü mefûlâtü fâilün

AŞK-I MEVLA

Ne gönülde aşkı kalmış ne de hâtırası bende

Bırakıp giden vefâsız sevemez ki aşkı tende

O Kerem o Aslı Leylâ o Şirin Yusuf Züleyha

Bize der ki aşk-ı Mevlâ bize der ki aşk-ı Mevla

Feilâtü fâilâtün feilâtü fâilâtün

(Mütefâilün feûlün mütefâilün feûlün)

SERAB-I AŞK

Serâb-ı aşka düşmüş hayâl içinde gönlüm

Arar mısın dilârâ Maçin ü Çinde gönlüm

Sanır mısın ki hâlâ neden niçinde gönlüm

Arar mısın dilârâ Maçin ü Çinde gönlüm

Mefâilün feûlün mefâilün feûlün

GÖNÜL

Şâd olma gönül sanki ebed yurduna geldin

Bir zerre-i kâm almaya gör kürre-i nardır

Firkat ne ateş say ki nöbet yurduna geldin

Her vuslatının âhiri zâr âkibi zârdır

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

GÖZYAŞLARI

Rûhun asil suyu, şu gözyaşlarım

Damlar da kalbimi şifâyab eder

Müstefilün mefeilün fâilün

YİNE DERTNÂK OLACAK

Beni mehtâba çağırmış gibi akşamda yüzün

Yine derdnâk olacak dîl yine etvâr-ı hüzün

Ve bahar coşkusu bekler yetişir rengi güzün

Yine derdnâk olacak dîl yine etvâr-ı hüzün

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

HATIRALAR

Yine çeşmimde benim katre misal hatıralar

Hepsi bir bir sıralar sanki visâl hâtıralar

Kanıyor lâne-i kalbim kanıyor hep yaralar

Hepsi bir bir sıralar sanki visâl hâtıralar

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

“AN” ONA DERLER

Her ân yeniden doğmayı bil Hû de nefeste

Billâhi uçar can kuşu durmaz ki kafeste

Ey bâd-ı sabâ zikri duyur rûhuma es de

Ben dâhi duyup zikredeyim an ona derler

Vallahi coşar ah bu huşû içre seherler

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

NE BİLİR

Ne bilir hâlimi nazdar ne sorar derdi nedir

Nevbahar yaz demeden rûhuma kış erdi nedir

Bî vefâ yâre demem, yâr edemem ben nicedir

Nevbahar yaz demeden rûhuma kış erdi nedir

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

SINANMAK

Gözün var fânîyi eyle temâşa

Nedendür binlerce mûcize san’at

Sebepsüz olmaz ki tövbe de hâşâ

Sınanmaktur burda gayrısı inat

Mefâîlün fâ mufâaletün fâ

NASRETTİN HOCA

Mekanın nur olsun Hâce Nasrettin

Şu millet kaç kar’at sen beyân ettin

Libasmış herşeyden evvelâ kıymet

Ne emsalsiz tiynet, dermeyân ettin

KÜFRETME

Müslüman değilsen dur etme ibâdet

Dîne küfredip sövmek kim dedi âdet

Fâilün mefâîlün müfteilün fâ

AŞKA DÜŞMEK

Ümîdim, hayâlîm saklı serâbım

Sanırlar ciğer-sûz dertle harâbım

Sevip aşka düşmek şevkutarâbım

O yoldan açılmış bâb-ı hakikat

Ki Mecnuna Mevlâ bul dedi firkat

Feûlün feûlün müfteilün fâ

DİL-İ ŞEYDA

Neş’eyab olmak mı varmış kim demiş, can hastadır

Bir vefâsız hasretinden dîl-i şeydâ yastadır

Say o Leylâ say ki Mecnun misli bir mikyastadır

Bir vefâsız hasretinden dîl-i şeydâ yastadır

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

EY NAZLI GÜZEL

Gün döndü, bu akşam yine mehtâb ile gel sen

Ey nazlı güzel, cânıma can sanma ki el sen

Cevrin bana nîmet kızamam bağrımı delsen

Sen nazlı güzel, cânıma can sanma ki el sen

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

SEN

Bir katre-i gâm sîne-i sûzanını delse

Vuslat diye bekler ya gönül hasreti gelse

Ümmîdi yitik gözlerinin yaşları sel’se

Giryanı bırak hüznü bırak ye’si bırak sen

Gel Şemse uzan aynanı kır eyle ırak sen

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

YÂR-I FÜSUNKAR

Girdâbına düştüm yine ey yâr-ı füsunkar

Aşkın ki yakar yanma demez hân ile hünkar

Etmem edemem hâlimi ben kimseye inkar

Aşkın ki yakar yanma demez hân ile hünkar

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

MÜSTAKİM OL

Hak yolundan zerre şaşmak haddi aşmaktur bana

Müslümansan ‘müstakim ol hey!’ Deyûben vur bana

Zâyi olmaz hak bırakmaz gerçi Rabbim kimsede

Kalmasun şol dâr-ı ukbâ fâniden zordur bana

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

UYANSAK

Şol devir ki cümle âlem maddiyat’çün râm imiş

Bari bir defâ uyansak her cumâ bayram imiş

Fâilâtü fâilâtün fâilâtün fâilün

DİL-İ ŞEYDA

Dîl-i şeydâ âşka düştü âteş içre her yeri

Neş’eyâb et gel seninle bir lahzâ yeter peri

Gül, zerâfet gülşeninde kıskandır o gülleri

Neş’eyab et gel seninle bir lahzâ yeter peri

Fâilâtün fâilâtü müstefîlü fâilün

SEVERİM HÜZNÜMÜ

Severim hüznümü bilmez ki o yar mihnetidir

Küsemem bahtıma sevdâ bana Hak nîmetidir

Kanıyor kâlb-i derûnum soramam hikmetidir

Küsemem bahtıma sevdâ bana Hak nîmetidir

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

GÜLE BENZER

Güle benzer güle benzer açılan gonca misal

Nice etvârını gizler bana sunmaz da visal

Yetişir dîl bu figânın o nevâ besteyi sal

Nice etvârını gizler bana sunmaz ki visal

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

NE OLUR

Nicedir cevrini çektim nice ettin de füsun

Ne olur sevgiye dâir bana ümmîdimi sun

Aşkımın gülleri cânâ niye solsun kurusun

Ne olur sevgiye dâir bana ümmîdimi sun

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

KİMDİR?

Söylesünler ben neyim çün beden vü tendeyim

Ben de elbet bendeyim gizleyen kimdür bana

İçte binler fabrikam hücreler yazmaz rakam

Kudretim yok ruh takam gizleyen kimdür bana

Ah utandım yok yüzüm dalda mûciz dut üzüm

Yahu leyl’im gündüzüm gizleyen kimdür bana

Can hayırdan zerredür ânı ömrüm kerredür

Kim çevirmiş şerredür gizleyen kimdür bana

Fâilün müstefilün fâilün müstefilün

İHKAK-I HAK

Ol Hakk’ı duymasan da ihkâk-ı hak muhakkak

Uysan da uymasanda ihkâk-ı hak muhakkak

Etvarı ihtilâle tövbenle gir de âdem

Tut dilde zikr-i Hakk’ı Hú Hû deyû demâdem

Mefûlü fâilâtü müstefilün feûlün

GONCA-İ RANA

Açılır gonca-i rânâ, ya o etvârı nedir

Yakıyor rûhumu dil-hún edecek hârı nedir

Âh ü zârım yetişir âhıma ısrârı nedir

Rahneler rûhumu dil-hún edecek hârı nedir

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

SEV DURMA

Ah gonca açar korkusu hâr sanki hezârın

Bilmez mi acep hârı karar devr-i bahârın

Firkat! Kavuran sineleri bâis-i zârın

Sev durma hezar kıymeti var leyl ü nehârın

Sev durma aman kıymeti var leyl ü nehârın

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

DÜNYÂ

Fânide coştu insan nedir bu ses bu sedâ

Ahreti dahi eyler onun yolunda fedâ

Kabri unuttu ruhlar kibir içinde edâ

Değdi mi sanki heyhat olup da nefse gedâ

Neş’e içinde vuslat hüzün içinde vedâ

Müfte’ilün feûlün mefâilün feilün