Aruz Kalıplarında Hikmet Pırıltıları (20) - GÜMÜŞHANE'DEN HABER - Yerel Haber SitesiGÜMÜŞHANE'DEN HABER – Yerel Haber Sitesi

21 Kasım 2024 / Kuruluş: 15 ŞUBAT 2012

Aruz Kalıplarında Hikmet Pırıltıları (20)

Giriş Tarihi: 19 Kasım 2024 - 13:16

Son Güncelleme: 19 Kasım 2024 - 13:17

Şair Ali Özdoğan

KADERİMSİN

Seni yazmış bana cânâ kaderimsin kaderim
Ne derim cânıma cânân ne derim ben ne derim
Severim derdime derman, ederim tâc-ı serim
Ne derim cânıma cânân ne derim ben ne derim
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

RENKLER NE DER?

Sararan yaprağının rengini saklar bana güz
Der ümitlerle bezenmiş doğacak günlere bak
Nice gülşen ne baharlar görecek gülmeli yüz
Ne olur saçlarının rengine düşmüş ise ak
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

AŞKA HASRET

Yine mehtâbı kucaklar yüzü pür-nur denizin
Açılır sandalı sessiz nicedir bendenizin
Nim-nigâh kastı nedir dîde-i âsûdenizin
Aşka hasret açılır sandalı hep bendenizin
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

CAN CANA MUHTAÇ

Bir gizli hazan sanki şu an can sana muhtaç
Ah öyle yaratmış ya Kerîm can cana muhtaç
Aşk nîmetidir kısmetidir hikmetidir hem
Sevdirmese sevmez ki gönül cânana muhtaç
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

KANMAM

Kanmam o güzel sözlere etvârına kanmam
Ey gonca-i rânâ şu firâk sanma ki hârdır
Sevdâ diyerek bir daha ben nârına yanmam
Ah kûşe-i nisyan bana yar ah bana yardır
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

KÂŞÂNE-İ GÖNLÜM

Ağlarsa da ümmîd doludur lâne-i gönlüm
Nîmet bilirim sevgiyi ben sanma harâbım
Vallahi güler aşk ile kâşâne-i gönlüm
Ağyar ne bilir rûhumu ben şevkutarâbım
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

AH GÖNÜL

Geçmiyor yâresi hiç yine bî-çâre gönül
Hâtırâm kalmadı der bana bir şâ’re gönül
Ah gönül dertli gönül yine âvâre gönül
Hâtıram kalmadı der bana bir şâ’re gönül
Fâilâtün feilün Fâilâtün feilün

GETİRİN

Getirin hatıralar bana şen günlerimi
Unutup şad olayım nice sürgünlerimi
Niye hep gam dolayım sararıp hem solayım
Unutup şad olayım nice sürgünlerimi
Feilâtün feilün Feilâtün feilün

SORMA

Yine âvâre midir yine dîl, yâre midir
Ciğerim pâreleyen o ciğerpâre midir
Nice Leylâya misâl bana mehpâre midir
Ciğerim pâreleyen o ciğerpâre midir
Feilâtün feilün Feilâtün feilün

AHIMI DUYMAZ MI?

Bana benden yakınır cevrini saymaz mı acep
Beni ağyar işitir âhımı duymaz mı acep
Acımaz zâlime bak zulmüne doymaz mı acep
Beni ağyar işitir âhımı duymaz mı acep
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

DİLEMMÂ

Sevemez sevmeyecek o bıraksın ne olur
Tutamam gözlerimin yaşı aksın ne olur
Ne olur aşka düşenlere baksın ne olur
Tutamam gözlerimin yaşı aksın ne olur
Feilâtün feilün Feilâtün feilün

ŞEN ÇİÇEĞİM

Ya gelip sînede tut ya da rûhunda uyut
Ya garip göynü avut a benim şen çiçeğim
Kim olur aşka düçâr bilirim kaldı naçar
Sitemin yâre açar a benim şen çiçeğim
Feilâtün feilün Feilâtün feilün

ÖLÜM ÖLDÜ MÜ?

Ölüm öldü mü âdem dünyâya daldın mâdem
Melâl hâle cevap ver yahut getür seccâdem
Unutturma kabir dar sarhoş muyum hem göz var
Ya gel yârelerüm sar yâhut getür seccâdem
Bakup eyle tamâşâ senden mi nîmet hâşâ
Ya et cehlünü ifşâ yâhut getür seccâdem
Mefâîlü feûlün müstefilün mefûlün

KIŞIN GÖLGESİ

Sararan yaprağa benzer şu ümîdimde bahar
Nicedir saçtaki aklarda kışın gölgesi var
Ve gönül rûha fısıldar gecenin ardı nehar
Nicedir saçtaki aklarda kışın gölgesi var
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

BİR ÇARE GETİR

Yine derd-nâk yüreğim aşkını andıkça benim
Seni bekler dururum âhımı saklar gibisin
Yanıyor kalb-i derûnum yine yandıkça benim
Bana bir çâre getir aşkı yasaklar gibisin
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

ZAYİ OLDU

Nefis imiş ah meğer hâl ü dildeki âfet
Benüm malım der demez zâyi oldu zerâfet
Mefâilün fâilün fâilatü feúlün

EY DERTLİ HEZAR

Şen gönlümü hüznüyle hazan etti nigâhın
Ey dertli hezar kılma nazar goncada âhın
Zannetme dönüp gelmeyecek tatlı baharlar
Elbette açar leyle ilaç bekle sabâhın
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

ŞEN EYLE

Şen eyle bahar kıl şu garip göynümü bir dem
Hasret ile sûzân oluyor, yaş dolu dîdem
Nimet bilirim aşkını ben ey gül-i rânâ
Mecnûn’a da döndürse derim derd-i güzîdem
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

KÜSEMEM BAHTIMA

Ya serapsın bana sen yar ya da bir tatlı rüyâ
Küsemem bahtıma bir dem kanarım aşka güyâ
Bilirim firkati cânâ yazılır sanki suya
Küsemem bahtıma ammâ kanarım aşka güyâ
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

KALMAMIŞ

Kalmamış ümmîd-i vuslat şen hayalât kalmamış
Kalmamış bir neş’e heyhat tatlı hâlât kalmamış
Bâd-ı firkat esti derler lezzet ü tat kalmamış
Kalmamış bir neş’e heyhat tatlı hâlât kalmamış
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

BAHARLAR GELECEK

Yine yağmurla hüzün ah açılır yâre güzün
Yine mahzun mu yüzün korkma bahârlar gelecek
Ey hezâr dertli hezâr ah yetişir gamlı nazar
Kaderin hükmü yazar korkma baharlar gelecek
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

AY KUCAKLAR

Ay kucaklar ah deniz bin naz eder mehtâbına
Şarkı söyler dalga rüzgar aşk çeker girdâbına
Seyre çık bak ey vefâsız bir o bir bî-tâbına
Şarkı söyler dalga rüzgâr aşk çeker girdâbına
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

NAZ

Aşkı mı inkar eder o nazın söyle
Öyle tegâfül nedir bana neş’eyle
Sabr ü tehammüldedir şu garip göynüm
Hasreti sevdâ bilir sararıp böyle
Müfteilâtün mefâaletün fâlün

BURUK GÖYNÜM

Beklerim mehtâbı ben ah ay suya inmez
Bir buruk göynüm bu akşam sancısı dinmez
Sorma n’olur aşk mı cânâ dert mi bilinmez
Bir buruk göynüm bu akşam sancısı dinmez
Fâilâtün fâilâtün Müfteilâtün

GEÇTİ YILLAR

Geçti yıllar sen şifâyâb oldu sandın yaktığın
Ah dü çeşmin şâhidimdir aşk deyip hep baktığın
Ol nigâhın menzilinden kalb ü rûha aktığın
Ah dü çeşmin şâhidimdir aşk deyip hep baktığın
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

GÖYNÜM

İftirak der şol firaktan muzdarip göynüm benim
Kış içinden bir bahâr özler garip göynüm benim
Sevme cânâ aşk deyû yanmaz sarıp göynüm benim
Kış içinden bir bahâr özler garip göynüm benim
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

ZİKİR

Yağmurda tegannî sana bir beste-i hoştur
Coştur a gönül Hû diyerek zikrini coştur
Ruhlarda ne rahmet kapısı cûş-u huruştur
Koştur a gönül Hû diyerek zikrini koştur
Mefûlü Mefâîlü mefâîlü feûlün

NÂZ Ü TEGAFÜL

Ediyor nâz ü tegâfül sanıyor devri sürer
A gönül sen de naz et nicedir cevri sürer
Ne bilir tez bitecek gençliği sunmuş da hevâ
Bana bir kerre nigâh ah göremez sanki revâ
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

ŞU GÖNÜL

Bin neş’e verir rûha nigâh eylese dildar
Ümmîdi bırakmaz şu gönül sanki ışıldar
Bilmez mi acep aşkımı kim etse haberdar
Ümmîdi bırakmaz şu gönül sanki ışıldar
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

BEN

Bâre düştüm şol vefâsız yâr elinden bâre ben
Bir ciğer-sûz târümâr olmuş garip âvâre ben
Nîmetimdir derd-i aşk ah âşık-ı mehpâre ben
Bir ciğer-sûz târümâr olmuş garip âvâre ben
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

BÎ VEFA

Kûşe-i âhımda kaldım nerdesin ey bî-vefâ
İhtiyar kıldın şu göynüm vermedin bir dem safâ
Naz mıdır ah naz mı cânâ gelmedin hiç insafa
İhtiyar kıldın şu göynüm vermedin bir dem safâ
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

SOR BENİ

Ah firâkın iftirâkın derde salmış gör beni
Sor sabâdan müsteardan gel hisardan sor beni
Yakma cânâ şol tegâfül yaktı eyler kor beni
Sor sabâdan müsteardan gel hisardan sor beni
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

UDUN GARİPLİĞİ

İftirâk ne âşikar söner neşeler bütün
Tellerinde yok safâ garipliği var udun
Der tutun şu ömrümün bahârı kaçan tutun
Tellerinde yok safâ garipliği var udun
Fâilâtü fâilâtü müfteilün feûl

GÜL-İ RÂNA

Yine enginlere dalmış kara gözler neme kalmış
Sonbahar rengini almış soluyorsun gül-i rânâ
Nağmeler hüznünü salmış saça aklar maya çalmış
Şevk-i aşk yok ya azalmış soluyorsun gül-i rânâ
Feilâtün feilâtün feilâtün feilâtün

İLTİMAS

Meğer bizde de varmış helâlinden! iltimas
Girer fırkaya Abbas olur ehl-i ihtisas
Feûlün feilâtün feûlün müstefilün

SON MEVSİM

Can zamâna bakmakta zaman akmakta
Tutkular bırakmakta bu son mevsimde
Aşk deyu şımarmak ne o yalvarmak ne
İftirâkı sarmak ne bu son mevsimde
Fâilün feûlün feilün mef’ûlün


ŞU GÖYNÜM

Bir ümîd ister şu göynüm firkatinden kurtulup
Ah sever elbet sever der her çiçekten fal tutup
Aşk-ı Mecnun aşk-ı Leyla hem Keremdem dem vurup
Ah sever elbet sever der her çiçekten fal tutup
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

FİRAK ATEŞİ

Kimseler söndüremezmiş şu firâk âteşini
Bırakan var mı acep ah yine sevdâ peşini
Nice Mecnûn nice Leylâ arıyorken eşini
Bırakan var mı acep ah yine sevdâ peşini
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

SİZ VE BİZ

Sonu var zulmün rezil bakadursun şürekân
Size âteştür ölüm bize tebdil-i mekân
Feilâtün fâilün Feilâtün feilün

HÜZÜN

Sararan yaprağa ağlar gibi dallarda hüzün
Beni derd-nâk ediyor ah şu solan rengi güzün
Soramam kaç günü kalmış ki geçen ömrümüzün
Beni derd-nâk ediyor ah şu solan rengi güzün
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

KORKMA

Ümmîd-i baharım bahardan da hoş
Bitmez ki nehârım gönül durma coş
Ruhunla zikirber olup Hakk’a koş
Ah korkma ölüm yok gönül durma coş
Mefûlü mefâîlü Müstefilün

BİLİRİM

Ne olur sevse gönül hun olacaktır bilirim
Dîde yaşlarla günâgûn dolacaktır bilirim
Kimi mahzûn kimi mecnûn solacaktır bilirim
Dîde yaşlarla günâgûn dolacaktır bilirim
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

SEVMENİN CEZASI

Sorma gelip hâlimi bilme şol melâlimi
Sen gibi bir zâlimi sevmenin cezâsı bu
Kalb-i perîşânıma kıydığın şu cânıma
Dide-i giryânıma sevmenin cezâsı bu
Müfteilâtün mütefâilün mefâilün

HAK MALI ÇALMIŞ

Dili dîlden mi acep sanki kaçırmış da dozu
Bana dön bak ne olur der gibi mestâne pozu
Yalvarır şöhrete râm ah köle olmuş neyine
Tuh derim Hakk malı çalmış da sunan kör beyine
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

YALAN AŞKLAR

Ne Mecnûnunda leylâ var ne Leylâsında ar kaldı
Yalan aşklar yalan sevdâ yalan dillerde yâr kaldı
Vefâkâr lâne-i dîlden yazık bir âh ü zar kaldı
Yalan aşklar yalan sevdâ yalan dillerde yâr kaldı
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün

FİRAK RÜZGARI

Güz mevsimidir şimdi o gül solmada cânâ
Dallarda firak rüzgarı kış olmada cânâ
Ah nakd-i ömür dolmada hep dolmada cânâ
Dallarda firak rüzgarı kış olmada cânâ
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

AŞK HARABI

Zannedersin ah şu sevdâlar tarâbındır senin
Sevme ey dîl aşka düşmek bil harâbındır senin
Şol serâbın ızdırâbın ızdırâbındır senin
Sevme ey dîl aşka düşmek bil harâbındır senin
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

ÂDEM

Âdem Dünyâya indi sandum sancısı dindi
Fânîlükten nasîbi âh ü vâh ü enindi
Mefûlün fâilâtü mefûlün feilâtün

SORAMAM

Saklar mı acep lâne-i kalbinde tutup da
Sormam soramam sanki gider yar unutup da
Ümmîd de batan gün gibidir şimdi gurûbda
Sormam soramam belki gider yar unutup da
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

SEN

Güz gelse de sen rûhuma hep tâze baharsın
Ah sanki güneş senle açar leyle nehârsın
Firkatle yakar nazla yakar sînede hârsın
Ah sanki güneş senle açar leyle nehârsın
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

KIŞ DEMLERİ

Tadı yok dalgaların nağme-i özlemleri var
Sonbahar tez mi geçermiş yine kış demleri var
Gelecek tâze baharlar kime sîtemleri var
Sonbahar tez mi geçermiş yine kış demleri var
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

image_print

HABERLER