AYNI YERDEN İKİNCİ KEZ VURULMAK H(ARAP) DEVLETLER - GÜMÜŞHANE'DEN HABER - Yerel Haber SitesiGÜMÜŞHANE'DEN HABER – Yerel Haber Sitesi

21 Kasım 2024 / Kuruluş: 15 ŞUBAT 2012

AYNI YERDEN İKİNCİ KEZ VURULMAK H(ARAP) DEVLETLER

Giriş Tarihi: 22 Ekim 2019 - 11:21

Son Güncelleme: 22 Ekim 2019 - 11:21

Arap dünyası maalesef ki aynı yerden ikinci kez sokulmuştur. 1900’lü yıllarda batılı devletler nasıl ki casus lawrens’in,  aracılığı ile “Türkler nasıl halifeliği temsil eder, Peygamber sizin soyunuzdan” diyerek Arap dünyasını Osmanlı devletine  karşı kışkırttı ise, günümüzde de Türkiye’nin bölgesinde güç sahibi olmaya başlaması ile yeniden Arap devletlerini benzer yalanla kandırdılar. Bu kez de “Türkler nasıl Müslümanların hamisi olabilir, Müslüman devletlerin birliği ve  koruyuculuğu Araplar  tarafından sağlanmalıdır” diyerek onları aynı yerden iki kez sokmuşlardır.

Özellikle ABD’nin başına 2016 yılında Trump’un seçilmesiyle birlikte Arapların üzerindeki baskı arttı. Evvela Türkiye düşmanı bir veliaht olan Selman, Suudi Arabistan’ın devlet  yönetiminde söz sahibi yapıldı. Ardından Birleşik Arap Emirlikleri’nde benzer bir yönetim seçildi ve Mısırda  Mursi’nin devrilmesi ile Türkiye bölgede yalnızlaştırıldı.

Trump, seçilmesinin hemen ardından İsrail’den sonra Arabistan’ı ziyaret edip “sizin güvenliğinizi biz sağlıyoruz öyle ise bize olan minnet  borcunuzu ödemek zorundasınız” deyip ardından 300 milyar dolarlık silah ihracatı antlaşmasını Suudilerle yaparak onlara “Bundan böyle Türkiye ile değil ABD ile yakın olacaksınız” mesajını vermiştir. Yani it itliğini yapmış fakat yiğit yiğitliğini yapamamıştır. Aslında Araplar hiçbir zaman yiğit olamamışlardır. Binlerce tır dolusu silah yardımı yapıp sözde DEAŞ ile mücadele ediyoruz diyen ABD’nin Kuzey Suriye’de bir Kürt devleti kurmasına, Suriye’nin %50 sini işgal etmesine ses çıkarmayan bu sözde Arap birliği bizim barış pınarı harekatımızı ikinci gününde kınama  acziyetine düşmüşlerdir. İnsanın “zavallılar” diyesi geliyor.

Peygamberimizin ve ashabının  o milletten olması hürmetine ağzımıza gelen hakaretlerin çoğunu söyleyemiyoruz.

700’lü yıllarda Müslümanlığı kabul eden Türkler o tarihten bu güne hep Arapların yanında yer almış, onlara Müslüman kardeşim demiş, Filistin başta olmak üzere her türlü müşküllerinde yanında olmuş, bazen dünyayı karşısına almıştır. Hatta bölgesinde çıban başı olan İran’ın bile  ABD’nin saldırı ihtimaline karşı yanında yer almıştır. Şimdi nedir bu kınamanın açıklaması?

ABD, Suriye’nin yarısında insanları topraklarından atıp orda İsrail için yeni bir kardeş Kürt devleti kurması sizi rahatsız etmiyor ama bizim güvenliğimiz için ,barış için, bölgenin istikrarı için yaptığımız bir harekat sizi rahatsız ediyor…!

Yazıklar olsun…!

Bu hareket ile Türk devletlerinin bizim yanımızda, Müslüman Arapların ise karşımızda olması bize bir ders vermiştir.

Bu köşeden defalarca Türkiye’nin dış politikasında Türkî cumhuriyetleri ihmal etiğini bunun yanlış olduğunu yazan kişilerden birisiyim. Haklı çıktım diye sevinemiyorum çünkü çok geç kalındı. Çok ihmal edildi bu devletler. Azerbaycan’dan öteye geçemedik, doyasıya Türk kardeşim diyemedik. Hatta kendi ülkemizde yaşayan ve kendilerine Kürt diyenler küsmesin diye kendimize bile Türk’üz diyemedik. Oysa onlar hepsi toplanıp biz Türkiye’nin ve Türk kardeşlerimizin yanındayız dediler. Demek ki dindar nesil yetiştirme politikamızda eksiklikler var. Demek ki dindar, aynı zamanda milli hassasiyetleri olan nesillere ihtiyacımız var. Çünkü vatan sevgisi, bayrak sevgisi, özgürlük ve bağımsızlık sevgisi veremediğimiz insanların tek başına dindar olmaları yetse idi Filistin bizi kınamazdı. FETÖ terör örgütü  yurtdışında PKK ile bir olup bizim aleyhimizde faaliyette bulunmazdı.

Irkçılığa kaçmayan, etnik milliyetçilikten uzak fakat milli duyguları içinde barındıracak bir politika ile çocuklarımızı yetiştirmeliyiz. Bütün dünya insanını sevecek fakat söz konusu vatanının savunması olduğunda çok şeyi bir kenara itip onu önceleyecek bir nesil olmalı.

Barış Pınarı harekatında PYD nin hapisten kaçmalarına göz yumduğu DEAŞLILARDAN yakalanan 236 militanın 150’si Türk vatandaşı. Bu rakam bize kuvvetli bir mesaj veriyor. Yine şarlatan K.K.T.Cumhuriyeti cumhurbaşkanının barış harekatını gölgeleyen sözleri göstermiştir ki, milli hassasiyetleri olmayan insanların çağdaş, demokrat, insan haklarına saygılı olmaları yeterli değildir. Bu şarlatanın hak ettiği cezayı Kıbrıslı Türkler fazlasıyla vermişlerdir.

Barış pınarı harekatında bütün ülkemiz insanlarının ilk kez bu kadar tek yürek oldukları gözlerimizi yaşarttı. Kıbrıs Barış Harekatı’nda da benzer bir hava vardı. Hatta bundan daha güçlü olduğu ve Diyarbakır meydanında halay çekildiği söylenir. Stadyumlar, sivil toplum örgütleri, sokaklar, herkes asker selamında, herkes Mehmetçiğin atan kalbi oldu, ailesi oldu, abisi, ablası oldu. Aziz milletimizin devrimcisinden muhafazakarına, ülkücüsünden liberaline her görüşten insanına bu dayanışma için müteşekkirim, müteşekkiriz. Sağ olsunlar.

Bütün bu güzel dayanışmayı  Trump denilen at cambazının mektubunda kullandığı hakaret içiren  üslup ve sözler gölgeledi. Şahsım ve herkesin kalbine hançer gibi saplandı bu mektup. Ülkemin Cumhurbaşkanına söylenen bu ağır sözü tarihimize, milletimize, ailemize ve şahsımıza söylenmiş saydık, incindik yaralandık. Arapların kınamasını unuttuk.

Konu bir yerde ülkenin siyasi liderini korumaya veya yanında olmaya gelince herkesin aklına bir yandaşlık, mevki ve makam peşinde olmak gelir. Öyle davranmayan biri olduğum yakın arkadaşlarım tarafından bilinir ancak sadece yazılarımız vasıtasıyla bizi tanıyanlara da belirtmek isterim. Kaldı ki devletimizin Suriye politikasını başında haklı fakat sonradan doğru sündüremediği kanaatinde olanlardanım. Bendeniz de bazı muhalif görüşler gibi bu harekatın Suriye hükümeti ile birlikte planlanmasından yanayım.

Dünyada Türkî cumhuriyetlerinden başka PYD ye törör örgütü diyen ve onu şeytani bir örgüt gören tek devlet Suriye hükümetidir. Mademki böyle bir müşterek bir yanımız var neden kullanmayalım. “Ben sana küstüm senle konuşmuyorum” devlet politikası geleneğinde olmamalıdır. Hele ki böyle bir fırsat asla kaçırılmamalıydı. Şimdi Suriyeli mülteciler için açacağımız güvenli bölgeye bu mültecilerin geri dönüşü sağlanacak. 1-2 milyon insanı başka bir ülkenin topraklarına yerleştirirken o devletle işbirliği yapmaktan daha doğal ne olabilir. Bu insanlara kimlik ve vatandaşlık tanımlanacak, yer ve yurt verilecek, tapu ve emlak işlemleri yapılacak.

H(arap) devletlerin bu son hamlesi göstermiştir ki; Bu devletlerle dostluk ilişkilerimizi onların anlayacağı dilden yapmak gereklidir. Müslüman oldukları kadar cesur, yürekli, kadir kıymet bilen, Türkiye’yi ABD ye değişmeyen bir tutumun içine girmedikleri sürece bizim resmiyetin dışında samimi ilişkiler kurmamamız gerekir, vesselam…

image_print

HABERLER