Vedat Akıllı
Hüthüt dedi ki:
“elest âşıklarının muhafızı himmet ve gayrettir;
Her ne varsa gayretle elde edilir.
Kimin yüce bir himmeti, sağlam bir gayreti varsa,
ne ararsa meydana çıkar, ne isterse bulur.
Kime bir zerrecik gayret nasip olursa, o zerreyle güneşi bile aşağılatır.
Ondan bile üstün olur; cihan mülkünün merkezi gayrettir;
Can kuşunun kanadı himmettir.”
Feridüddin Attar – Mantıku’t-tayr
“İnsanın kanadı gayretidir.” Böyle der Mevlana. Evet, düşüyoruz, evet tükeniyoruz, tüketiyoruz umudu bazen, hüzne, kedere düşüyoruz, evet yeniliyoruz bazen… Unutuyoruz çokça… Veren de, alan da Allah’tır. Hayır da şer de ondandır. Unutuyoruz… O yüzden olan, olacak olan olur… Bütün kapılar kapansa bile bir kapı muhakkak açılacaktır. Fettah olan O; açar kapıları, açar yolları, oldurur olmazları… Allah var gam yok… En kötü halde bile, isyan yok, bırakmak yok, yılmak yok… Bize düşen gayreti ortaya koymaktır. Bütün yokluklara rağmen, bütün çıkmazlara, bütün umutsuzluklara rağmen gayreti var kılmaktır. Gayrettir kaderi hayret içinde bırakacak olan… Gayrettir kapıları açacak olan, gayrettir bizi umuda ulaştıracak olan. Kader insan vazgeçmediğinde, gayret ortaya koyduğunda değişecektir belki… Gayret kaderi kanatlandıracaktır… Ve hayatın karşımıza çıkardığı durumlarda gayret göstermezsek esasen gayretullah incinecektir… Bizi seven, bize inanan O’ nu, gayretsizliğimiz üzecektir… O’nun bize olan inancını yıkacaktır… O’nun için, kendimiz için, umut için, rahmet için gayret etmeliyiz.
Girişte meramımızı ifade etsek de gayret ve himmet kelimeleri üzerinde durulmayı hak ediyor. Nedir gayret; dikkatle ve sebatla çalışmak, temiz duygularla emek ortaya koymak… Hayatın her alanında mesuliyetine uygun tavır… İsteğe uygun emek. İstemek de zaten kendi içinde iki kelimeden oluşuyor, bir yönüyle isteği, talebi ifade ederken diğer yanıyla bu talebe uygun emeği, zahmeti ortaya koymak. Çabalamak, üzerine düşeni ifa etmek. Gayret kelimesi bizi emeğe ulaştırıyor. Emek olduğu zaman ancak himmet talebi anlamlı hale geliyor. Himmet bulmanın yolu gayretle yürümekten geçecektir. Bu bağlamda himmet, yaratılan olarak kulları açısından; kalbi ve iradeyi, duygu ve düşünceyi yoğunlaştırdığı hedefe yönelik olarak çalışma ve gayret; Cenâb-ı Hakk’a nispet edildiğinde ise, kulun ortaya koyduğu çabaya rahmet ve inayetle mukabelede bulunma manasına gelecektir… Himmet esas itibariyle kıymetli ve asil istek olarak da okunabilir. Bu yönüyle himmete layık olmak, asil ve asıl taleplere yönelik gayret ortaya koymayı gerektirecektir.
“Melal içindesin. Yoksul olduğunu düşünüyorsun. Ne ki senden alınmıştır, o senin hayrınadır. Îçindeki yoksulluğu hissediyor musun?.. Kederle dolusun, merak ve endişe içindesin demek ki hakikatı göremiyorsun. Karamsarlığın kaynağı Işıktan uzak durmaktır. Gayret atına bin, himmet dile, ve ümid et. Bidayeti parlak olanın nihayeti de parlaktır. Gönül eri garip olmaz.” (Hikem-i Ataiye’den ilhamla, Mustafa Kutlu; Yoksulluk İçimizde)
Tasavvuf geleneğimizde gayret bir yanıyla da Allah’ın kıskanmasına işaret eder. Gayyur sıfatı Allah’ın kulunu kıskanarak esasen onu korumasını ifade eder. Yani Allah kulunu sever ve sevdiğini kıskanır. Onun için kulun Allah’tan gayrısını esas kabul etmesi, Allah’tan gayrısını sevmesi “gayretullaha” dokunacaktır. Allah bir kulu için hayır dilediğinde, kendisinden uzaklaşıp başka sevgilere bağlanan kişinin kalbine çeşitli belalar yağdırır. Ta ki yeniden O’nu anmaya yönelsin, sevgi çemberine girsin. Gayretullaha dokunmak; kulun Rabbinin karşısında kul olmanın şerefine uygun olmayan bir hal içinde yaşaması. Onun için himmet talebimizin, kulluğumuza uygun isteklerden oluşması gerekiyor. Asıl ve asil derdi ihtiva etmeyen talep, himmeti hak etmediği gibi, yaratıcımızın bizden muradının aksine, O’ndan başkasına kul olma tehlikesi barındırdığı için Gayretullaha dokunacaktır. Kul, kendisine şahdamarından yakın olan Allah’tan uzaklaştığında imtihanla karşılaşacaktır. Bu bağlamda hayatın karşımıza çıkardığı sıkıntılar; bize şah damarımızdan yakın olan Allah’tan gayrısı ile irtibatımızı kesmemiz yolunda Allah’ın gayretinden ibarettir. Gayyur olan Allah’ın bizi tutmasıdır, bizi bırakmamasıdır, Kendisinden gayri masivâyâ meylin ve hevesin olmaması yönünde gayret-i ilâhînin gerçekleşmesidir.
Gayret diyorum azizim, gayret! Gayretin var mı ki himmet beklersin? Herkesin himmeti gayreti kadardır. Herkesin himmeti gayreti gibidir. Nedir himmetin, neyi istiyorsun, neyi umuyorsun, neyi dert ediniyorsun? Evet, azizim, asıl derdi olmayanın adi derdi bitmeyecektir madem, o zaman önce asıl dert ve istekler, sonra ona uygun gayret ve hal, en sonunda ancak ve ancak O’ndan himmet dileyerek, beklemek… Var mı bundan başka bir yol?
Evet, çaba olmalıdır, gayret ortaya konulmalıdır, asıl bitiş gayretin bitmesidir. Çabanız bitince biteceksinizdir esasen. Gayret olmadan var olamayacaksınız, var olamayacağız… Zahmet olmadan, emek olmadan, rahmet olmayacaktır. Kader gayrete âşıktır demiş eskiler. Çektiğin zahmet gün gelir rahmete dönüşecektir. Sen yeter ki sana düşeni, çabanı ortaya koy… Biz gayretle mükellefiz. Bize düşen seferdir, emektir, gayrettir. Akıbet ve sonuç ve muvaffakiyet O’ndandır. Sözün özü; himmet gayrete vurgundur madem; gayret bizden himmet Allah’tandır…
Kaynak: www.gazeteipekyol.com
Kaynak Link: https://www.gazeteipekyol.com/makale/15677091/gayretin-var-mi-ki-himmet-beklersin