Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Sosyal Medya

Gazeteci İbrahim Özdemir Gümüşhane’de Haftanın Konuğu Oldu

GÜMÜŞHANE OLAY GAZETESİ –

GÜMÜŞHANE OLAY GAZETESİ – 15.12.2020

GÜMÜŞHANE OLAY GAZETESİ

GAZETECİ – YAZAR İBRAHİM ÖZDEMİR İLE HAFTANIN KONUĞU RÖPORTAJI

Röportaj    :   Hasan Pir, Rüveyda Usta, Bekir Bulut

OLAY GAZETESİ: İbrahim Bey, kendinizi bize tanıtır mısınız, İbrahim Özdemir Kimdir?

İBRAHİM ÖZDEMİR: Torul ilçesine bağlı Büyükçit köyünde 1949 yılında doğdum. İlk öğrenimimi köyümde, ortaokul ilçemizde, liseyi ise Gümüşhane Lisesinde okudum. Ailenin yedi çocuğundan en büyüğüyüm. Memur çocuğuyum. 1968-1969 Öğretim Yılında Gümüşhane Lisesi 11/ED bölümünden mezun oldum. Edebiyata karşı olan aşkım okumayı öğrendiğim günden bugüne kadar hiç eksik olmadı. Hala da okuyorum. Evimde zengin bir kütüphanem bu yıla kadar vardı. Bu yıl başka bir eve taşınmam nedeniyle tüm kitaplarımı ilçemizdeki bir kuruma bağışladım.

Ortaokulu bitirdikten sonraydı, ilçemizde lise olmadığı için öğrenimime ara vermiştim. 1964 yılının 15 Mart’ında geçirdiğim bir kaza sonrası sağ gözümü kaybettim. 1964-65 Öğretim yılında Gümüşhane’de bir arkadaşımla birlikte ev tutarak lise öğrenimimi tamamladım. 1970 yılında ise açılan memur sınavını kazanarak göreve başladım. 31 Ağustos 1995 tarihinde ise emekli oldum.

OLAY GAZETESİ: Sayın Özdemir, Siz Gümüşhane’de yıllarca gazetecilik yaptınız. Hâlâ da devam ediyorsunuz. Gazetecilik sevdası ilk kez ne zaman ve nasıl başladı? İlk haberinizin konusu ne idi?

İBRAHİM ÖZDEMİR: Gazetecilik aşkı, Gümüşhane Lisesi’nde okurken büyük bir saygı duyduğum ve Cuma günleri haftalık yayımlanan Kuşakkaya Gazetesi Sahibi Sayın Turan Tuğlu’yu 10/ED sınıfında okurken tanımamla başladı. Şiirler ve öyküler yazıyordum. Sayın Tuğlu’ya sunuyordum. Yayımlanacak mı yayımlanmayacak mı diye merak ediyordum. Gazetenin çıkmasını sabırsızlıkla bekliyor ve hemen alarak verdiğim şiir ya da öykünün yayımlanıp yayımlanmadığına bakıyordum. Hemen hemen hepsi de yayımlanıyordu. Bu beni 11. Sınıfta okurken daha da heyecanlandırıyordu.

11. Sınıftaydım. Okul yönetimi bir dergi çıkaracağını ve bunun için de dergi adı için bir yarışma düzenlemişti. Ben, derginin adını “Çıra” olarak sınıf öğretmenimiz Sayın Ömer Şahin’e teslim ettim. Yine heyecanlıydım. Acaba benim verdiğim dergi adı kabul edilecek mi diye. Sonuç okul yönetimince “Çıra” olarak açıklanınca çok mutlu oldum. Dergiye yöremizden haberler yazıyordum. İlk gazetecilik merakım böyle başladı.

Memuriyet dönemimde de Torul Kaymakamlığı’nın çıkardığı aylık Torul-Zigana Gazetesi’nde haber yazmayı sürdürdüm. Lise yıllarımda ve memuriyetimin ilk yıllarında yazdığım haberlerin arşivleri çok üzülerek söyleyeyim elimde yok. Onların eksikliğini şimdi daha çok hissediyorum.

Resmi olarak gazeteciliğe ilk başlangıcım 1980’li yılların başında oldu. O gün bu gündür sürdürüyorum. İlk haberim rahmetli olan Torul Belediye Başkanı Şükrü Çildoğan ile yapmış olduğum haberdir. Hürriyet Gazetesi’ne iki daktilo sayfası yazdığım haber elli kelimelik bir haber olarak çıkmıştı.

OLAY GAZETESİ: Bugüne kadar kaç habere imza attınız, hatırlıyor musunuz?

İBRAHİM ÖZDEMİR: Sayısını anımsamam mümkün değil. Kırk yıla yakın bir süredir gazetecilik mesleği içerisinde olduğum için sayısını hatırlayamayacağım.

OLAY GAZETESİ: Gazetecilik sizin için ne anlam ifade ediyor?

İBRAHİM ÖZDEMİR: Gazetecilik mesleği benim için sevgi, saygı ve dürüstlüğü ifade ediyor. Gazeteci önce kendini sevecek ve sayacak. Kendisini sevmeyen ve saymayan, kendisiyle barışık olmayan kişi karşısındakini de kurumları da kamuoyunu da sevmez, saygı duymaz diye düşünüyorum.

Gazeteci her şeyden önce dürüst olmalı. Doğru olmalı. Gazeteci taraf olmalı. Taraf olmalı derken bir siyasi parti tarafı olmalı anlamında düşünülmemeli. Gazeteci doğruluktan, dürüstlükten taraf olmalıdır. Doğruluktan, dürüstlükten yana olmayan gazetecinin meslek yaşamının kısa süreceği kanısındayım.

OLAY GAZETESİ: İlk gazeteciliğe başladığınız 1980’li  yıllarda bugünkü imkanlar yoktu. İnternet yoktu. Dijital fotoğraf makinaları ve kameralar yoktu. Bilgisayar yoktu. Bu kadar yokluklar içinde çalıştınız. O günleri biraz bizimle paylaşır mısınız? Gazeteciliğinizin ilk yıllarında kullandığınız fotoğraf makinası ve daktilo duruyor mu?

İBRAHİM ÖZDEMİR: Poşet bir makine kullanıyordum. Siyah-beyaz film çekiyordum. Çektiğim filmi ya ilçemizdeki fotoğrafçıya banyo ettiriyordum. Haber acil ise evimde akşamları karanlıkta kesiyor yine ışık almayacak şekilde siyah bir kağıda ya da beze sararak, daktilo ile yazdığım haberi otobüse vererek Trabzon’a gönderiyordum. Trabzon’daki büroya telefon ederek, haber gönderdiğimi, haberi otobüse verdiğimi, otobüsün adı ile plaka numarasını veriyordum. Bürodan bir görevli otobüsten haberi alarak yayına koyuyorlardı.

Ne yazık ki ilk yıllarda kullandığım makine şu anda elimde mevcut değil. Ancak, 4-5 tane fotoğraf makinem ile iki kameram hâlâ duruyor.

OLAY GAZETESİ: Siz uzun yıllar Gümüşhane’de ulusal haber ajanslarının temsilciliğini de yaptınız. Bugüne kadar kaç ulusal ajans temsilcisi oldunuz?

İBRAHİM ÖZDEMİR: İlk olarak Hürriyet Gazetesi, Doğan Haber Ajansı, İhlas Haber Ajansı ve son olarak Anadolu Ajansı Gümüşhane temsilciliği görevim oldu. Şu anda da bildiğiniz gibi Gümüşhane Olay Gazetesi’nde Torul-Kürtün temsilcisi olarak çalışmaktayım.

OLAY GAZETESİ: Bugün de zannediyorum haftada bir TRT ye Gümüşhane yorumları yapıyorsunuz.

İBRAHİM ÖZDEMİR: TRT Trabzon Radyosu’na birkaç kez bağlantım oldu. İlimizin çeşitli turizm destinasyonları ile ilgili değerlendirmeler bulundum.

OLAY GAZETESİ: Bir gazeteci hayata ve olaylara nasıl bakmalı. Size göre gazeteciliğin etiği, ana etiği nedir?

İBRAHİM ÖZDEMİR: Gazeteci hayata tek bir pencereden bakmamalı, ufku geniş olmalıdır. Her şeyden önce gerçekçi olmalıdır. Olayları iyi süzmeli, haberin detayına inmelidir. Gazetecilik mesleğinin olmazsa olmazı olan 5N 1K’ya yani Ne? Nerede? Nasıl? Neden? Ne Zaman? Ve Kim? Sorularını kendine sormalıdır. Bunlardan birinin eksik olması haberin tarafsızlığına gölge düşürür. 5N1K sorgulama tekniğidir, bilgi toplarken ve bir konuyu araştırırken kullanabileceğimiz bir yöntemdir.

OLAY GAZETESİ: Yaptığınız haberlerden veya yazdığınız yazılardan dolayı adli makamlara çağrılıp hiç ifadeniz alındı mı?

İBRAHİM ÖZDEMİR: Hayır, sayısını hatırlayamadığım çoklukta haber yapmama rağmen, bugüne kadar yaptığım haberlerden dolayı adli makamlara çağrılıp ifade vermedim. Eğer bir vatandaş bir kurumu eleştiriyorsa onun açıklamasını haberime yazdığım gibi haberin muhatabı olan kurum yetkilisini arar onun da görüşünü haberime mutlaka koyarım.

OLAY GAZETESİ: Gazeteciliğe bu kadar aşinalığınıza rağmen, bir gazete kurmayı hiç düşünmediniz mi? Örneğin şu anda Torul’da yayın yapan bir gazete yok. Torul’da bir gazete kurmayı düşünmez misiniz?

İBRAHİM ÖZDEMİR: Gazete kurmayı hiç düşünmedim. Nedenine gelince masa başında oturmayı hiç sevmiyorum. Memuriyetim, yaşamım masa başında geçti. Haftanın beş günü kamu görevimi yerine getirdikten sonra hafta sonu tatillerimi haber yapmakla geçirdim.

Gazete kurmak maddiyata dayanıyor. Ben yaşamımda hiç öyle maddi bir kaynağa yani paraya sahip olmadım. Gönlüm Torul’da yayım yapan bir gazeteden yanadır ama bunu gerçekleştirecek olanın bir harcama yapması gerekiyor.

OLAY GAZETESİ: Gazetecilik serüvenini boyunca sizi en mutlu eden olay ne oldu?

İBRAHİM ÖZDEMİR: Çok mutlu eden haberlerim olmuştur ama bunlardan bir tanesini unutmam mümkün değil. 1999 Marmara Depreminde enkaz altında kalarak sağ kolunu kaybeden dönemin Mareşal Çakmak Öğretmen Lisesi’nde görev yapan fizik öğretmeni vardı. Şu anda adını hatırlamıyorum ama o dönem okul müdürü olan Sayın Hasan Taş hatırlayacaklardır. Bu değerli öğretmenimiz, yaz tatilinde okula gelerek sol eli ile yazı yazmaya çalışıyordu. Okul açıldığı zaman öğrencilerine mahcup olmamak için yazı tahtasına yazı yazmaya çalışıyordu. Bu değerli öğretmenimizi haber yapmıştım. Haber Posta Gazetesinde manşetten yayımlanmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bu öğretmenimiz Almanya’ya gönderilerek kendisine protez kol takılmıştı.

OLAY GAZETESİ: Unutulmaz anılarınızdan da biraz bahseder misiniz?

İBRAHİM ÖZDEMİR: Unutulmaz anılarımın başında geçirdiğim bir kaza sonrası sağ gözümü kaybetmek, ikincisi ise bence daha da üzücü olan nişan günümde babamın vefat etmiş olmasıdır. Mutluluk ve acıyı aynı günde yaşamış oldum.

Hayata hiç küsmedim. Gözümü kaybetmekten dolayı herhangi bir komplekse kapılmadım. Hep mücadele ettim. Az olan maaşıma katkı sağlamak için hafta sonu tatillerimi hep değerlendirdim. Yani yetmiş iki yıllık yaşamımın 25 yılı yoğun bir çalışma ile geçmiştir. Çalışmak bana hep mutluluk vermiştir. Yorulmadım. Çok parasız kaldığım günler olmuştur. Ellerim cebimde Torul caddelerinde çok gezmişimdir. Kahvehaneye ya da bir çay ocağına girip oturmazdım. Yanıma gelen arkadaşıma çay söyleyemem, ayıp olur diye. Ama bu günüme şükrediyorum. Hayatta her türlü neşeyi de acıyı da tattım. Neşe de acı da bana hep güç vermiştir. Bıkmadım, yılmadım. Üç çocuğumun üçünü de okuttum, topluma kazandırdım. Benim en büyük servetim ve anım topluma kazandırdığım çocuklarımdır.

OLAY GAZETESİ: Son zamanlarda hikâye ve roman denemelerinizi de görüyoruz. Başarılı çalışmalarınız var. Kaç hikâye ve roman çalışmanız var. Hikâye ve romanlarınızı yayımlamayı düşünüyor musunuz?

İBRAHİM ÖZDEMİR: İlk denemem olarak gerçek bir yaşamdan hareketle, Çit Deresi köylerini kapsayan, yörenin gelenek ve göreneklerini günümüze taşıyan, yörede anlatılan rivayetleri, doğal güzellikleri de içine alan “Salih Bey Köprüsü” romanım olmuştur. Bu denememi bitirdim. Yeniden inceliyorum. Hataları düzeltmeye çalışıyorum. Biraz zamanımı alacak. Hataları düzelttiğim kanısına vardığım zaman kitap halinde bastırmayı düşünüyorum.

İkinci romanım ise “Canboğul” olacak” onun da hemen hemen yarılamış sayılırım. Zaman buldukça yazmaya devam ediyorum. Canboğul da yine geçmişte yaşanan ve gerçek bir hikâyeden yola çıkılarak ele almış olduğum bir romanım olacak. Kısmet olur onu da tamamladığımda kitap olarak bastırmayı düşünüyorum.

OLAY GAZETESİ: Gümüşhane yerel basını nasıl görüyorsunuz?

İBRAHİM ÖZDEMİR: Gümüşhane basınının ekonomik olarak zor bir süreçten geçtiğini biliyorum. Alınan resmi ilanlarla ayakta durmaya çalışıyor ama çok zor. Bu koşullarda hayatta kalmalarını zor görüyorum. Zor ekonomik koşullar nedeniyle muhabir çalıştıramıyorlar. Bu nedenle çoğunlukla ajanslardan aldıkları haberlerle yaşamlarını sürdürüyorlar. Bu nedenle de dört yerel gazetemizde yayımlanan haberlerin birebir örtüştüklerini görmek olası.

İlimizin en büyük eksikleri arasında yerel bir televizyon ve radyonun bulunmayışıdır. Bugün hemen hemen her ilde yerel radyo ve televizyonun bulunmasına karşın ne yazık ki ilimizde böyle bir yayından mahrumuz. Kanımca Gümüşhane Üniversitesi’nin öncülüğünde Ticaret ve Sanayi Odası’nın da katkılarıyla ilimizin bu mahrumiyetten kurtarılabileceği kanısındayım.

Yerel gazetelerimizin, yöreden de reklam almaları pek mümkün görülmüyor. Çünkü esnafımızın da durumunun iyi olduğunu söylemek zor. Bu nedenledir ki işletmelerimiz reklam veremiyorlar. Çünkü zaman zaman siftah yapamadan evine dönen esnaflarımız var.

OLAY GAZETESİ: Her yönüyle dünün Gümüşhane’si ile bugünün Gümüşhane’sini karşılaştırır mısınız?

İBRAHİM ÖZDEMİR: Dünün Gümüşhane’si ile günümüz Gümüşhane’si karşılaştırmak olası değil. Nedenine gelince, bölünmüş yollar, tüneller, çevre yolları, barajlar, göletler Gümüşhane’nin kabuğunu kırmasına neden olmuştur. Torul’dan Gümüşhane’ye 45 dakikada gelirken, bugün 20 dakikada gelmek mümkün. 2008 Yılında açılan üniversitemiz, kentimize sosyal yaşama sağladığı katkı dışında büyük katma değer de sağlamıştır. Hemen hemen asfaltlanmış köy yolları, her köyün içme suyuna kavuşmuş olması çok önemli bir gelişme olarak değerlendiriyorum. Karaca Mağarası’nın yanı sıra turizme kazandırılan Tomara Şelalesi, Limni Gölü, Çağlayandibi Şelalesi ile birlikte Süleymaniye Mahallesi’nin kimliğine kavuşmasını önemli gelişme olarak değerlendiriyorum. Kov ve Keçikale’nin restore edilerek turizme kazandırılmasını da eklemek gerekiyor. Kısa bir süre önce hayata geçirilen Torul Kalesi Cam Seyir Terası, Gümüşhane turizmine büyük bir ivme kazandırmış bulunmaktadır.

OLAY GAZETESİ: Hayatı gözlemleyerek yaşayan tecrübeli bir Gümüşhaneli olarak gerek Gümüşhane gerekse Torul için çok önemli gördüğünüz ve mutlaka yapılmalıdır diye düşündüğünüz projeler var mı?

İBRAHİM ÖZDEMİR: Beni üzen en önemli iki sorun var. Bunlardan birisi hâlâ vahşi çöp depolama ile Harşit Çayı’nın kirliliğidir. Süleymaniye Mahallesi’nden bakıldığında Topal mevkiinde yanan çöpler gerek yerli gerekse yabancı turistlerin dikkatinden kaçmamaktadır. Torul ilçemizde de öyle. Cam Seyir Terası’ndan bakıldığında “Kuru Dere” mevkiinde çıkan dumanlar hiç de hoş değil. Katı atık istasyonunun kurulmuş olmasına rağmen halen sağlıklı çalışmaması dikkatlerden kaçmıyor.

Diğer sorun ise Gümüşhane’nin gözbebeği olan Harşit Çayı’nın kirli akmasıdır. Harşit Çayı’nın yıllar önce başlayan ıslah çalışmalarının tamamlanmaması, kanalizasyonların Harşit Çayı’na akmasına neden oluyor. Bu da çayda aşırı bir kirlilik ve özellikle yaz aylarında kokuya neden oluyor. Torul Belediyesi yaptığı çalışma ile kent içerisinde kanalizasyonların Harşit Çayı’na akmasının önüne geçmiş bulunmaktadır. Edindiğim bilgiye göre kurulacak arıtma sistemi ile kirliliğin önüne geçecektir. Ancak Harşit Çayı’nın temiz akması için öncelikle Gümüşhane’deki kanalizasyonların arıtma sistemine bağlanması zorunluk haline gelmiştir.

OLAY GAZETESİ: 40 Yıllık bir gazeteci olarak, hayatınız belki bir gün “belgesel” olacak. Bu konuda size teklif getirenler oldu mu?

İBRAHİM ÖZDEMİR: Hayatımın belgesel olup olamayacağını bilemiyorum. Yaşamım hep çalışmakla geçmiştir. Hâlâ da çalışıyorum. Çalışmaktan da büyük zevk alıyorum. Bildiğiniz gibi Gümüşhane Olay Gazetesi’nde çalışıyorum.  Belgesel konusunda herhangi bir teklif almadım.

OLAY GAZETESİ: Yeni gazeteci gençlerden sizi arayıp tecrübelerinizden yararlanmak isteyenler oluyor mu?

İBRAHİM ÖZDEMİR: Zaman zaman oluyor. Ben de kendilerine elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum.

OLAY GAZETESİ: Ailenizde sizin haricinizde de gazeteciler olduğunu biliyoruz. Küçük oğlunuz Ulaş Özdemir, yıllarca Trabzon’da gazete ve TV’lerde üst yönetici olarak görev yaptı zannediyorum. Herhalde sizden kaynaklı bir meslek seçimi?

İBRAHİM ÖZDEMİR: Oğlum Ulaş’ın benden etkilendiği doğrudur. Hafta sonları habere gittiğimde onu da yanımda götürüyordum. Onu etkilemiş oldum. Henüz liseyi bitirdikten sonra Milliyet Gazetesi’nin Gümüşhane muhabiri olarak bana rakip oldu. Baba oğul birlikte çalıştığımız yıllar da oldu. Kendisini daha sonra Trabzon Bölge Müdürlüğü’nden çağırınca benden izin istedi, ben de kıramadım. Daha sonra DHA Bölge Müdürlüğünde bir süre çalıştı. Bir süre sonra da yerel bir televizyon kurarak yayıma başladı. Sabah grubundan gelen teklif üzerine Ahaber, ATV ve Sabah Gazetesinin Bölge Müdürü oldu. Burada da bir süre çalıştıktan sonra Trabzonspor Genel Müdür Yardımcılığı görevine geçti. Halen burada çalışıyor.

OLAY GAZETESİ: Büyük oğlunuz Evren Bey, Torul Belediye Başkanı. Bir başkan babası olmak nasıl bir duygu?

İBRAHİM ÖZDEMİR: Büyük oğlum Evren, 30 Mart 2019’da yapılan yerel seçimlerde Torul Belediye Başkanlığına seçildi. Bir atanın en büyük mutluluğu çocuklarını topluma kazandırmaktır. Bu bana nasip oldu. İki oğlum ve kızım şu anda önemli sayılacak görevlerde bulunmaktadır.

İnsanların teveccüh göstererek oğlumu belediye başkanlığı görevine seçmeleri ailemizi çok mutlu etmiştir. Bir belediye başkanı babası olmaktan elbette büyük bir mutluluk duyuyorum. Çalışmalarını gördükçe de onunla gurur duyuyorum.

OLAY GAZETESİ: Gazeteciliğe meraklı gençlere ve genç gazetecilere tavsiyeniz ne olur?

İBRAHİM ÖZDEMİR: Mesleğini sevsinler, mesleğine saygı duysunlar. Daima doğrunun ve doğru haberin peşinde olsunlar. Yaptıkları haberlerin kendilerine büyük bir sorumluluk yüklediğinin bilincinde olsunlar.

Anadolu Ajansı’nın yayımladığı “Muhabirin El Kitabı” nda da, belirtildiği gibi; teknolojinin gelişmesi, yeni iletişim araçlarının ortaya çıkması, internetin yaygın olarak kullanımı; artık haberciliğin klasik anlamda değil tüm bu imkânlar çerçevesinde gerçekleştirilmesini zorunlu kılıyor. Tüm bu imkânlar, okurların habere ulaşmasını kolaylaştırsa da haberi oluşturan gazeteci, muhabir veya habercinin kısıtlı zamanda “muazzam” bir iş ortaya koyması adına daha fazla çaba göstermesini de gerekli kılıyor.

Gazeteci, fotoğrafçı, muhabir, adı ne olursa olsun iletişim sektörünün herhangi bir alanında çalışmak isteyen öğrencilerin öncelikli olarak iyi bir entelektüel bilgiye sahip olmaları gerekmektedir. Bu bilgi öğrencinin yetiştiği aile ve sosyal çevresi itibari ile oluşmakta, üniversite yıllarında ise edebi, sosyal, siyasi konular başta olmak üzere diğer tüm konularda yapacağı okumalar ile bilgisinin zenginleşmesi beklenmektedir. Bu mesleği yapmak isteyen adaylar bilgiyi, haberi, veriyi takip etmeli, sorgulamalı yani kısacası iyi bir araştırmacı olmalıdır” gibi önemli bir vurgu yapıyor.

Kitapta da belirtildiği gibi çok okumalı, bilgiyi, haberi, veriyi takip etmeli, sorgulamalı ve iyi bir araştırmacı olmalıdır.

OLAY GAZETESİ: İbrahim Bey, güzel sohbetiniz ve içten cevaplarınız için teşekkür ediyoruz.

İBRAHİM ÖZDEMİR: Ben de sizlere teşekkür ediyorum. Gazetenizin de bir çalışanı olarak beni “Haftanın Konuğu” yapmanızdan dolayı büyük mutluluk duydum. Başta gazetemiz sahibi Sayın Muammer Şeker olmak üzere hepinize teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.

KAYNAK: GÜMÜŞHANE OLAY GAZETESİ