HASAN PİR’İN KÖŞE YAZISI
Yeni yapılmış olan Bağlarbaşı mahallesindeki hastane binası, zemin sorunları nedeniyle hâlâ inşaatın devam etmesi nedeniyle resmen hizmete alınmamakla birlikte koronavirüs salgınından sonra bu bina, Sağlık Bakanlığı’ndan alınan izinle pandemi hastanesi olarak hizmet vermeye başlamıştı.
Aslında yeni hastane binası bitmemiş haliyle bile Gümüşhane’nin imdadına yetişti. Salgın şüphelisi hastalar bu yeni hastaneye çekilerek Gümüşhane büyük bir karmaşadan kurtarıldı. Eğer bu bina olmasaydı pandemi hastaları ile normal hastalara aynı anda şehir merkezindeki Devlet Hastanesi’nin hizmet vermesi mümkün olamayacaktı.
Bir taraftan zemin kuvvetlendirme inşaatı yapılırken, bir taraftan da pandemi hastalarının tedavi yeri olan yeni hastane binası bundan sonraki süreçte de hep kovidli hastalara hizmet vereceği için bu hastanenin artık Gümüşhane Devlet Hastanesi’nden ayrı bir adı, ayrı bir yönetimi, ayrı doktoru ve personel kadrosu olması lâzım.
Gümüşhane Devlet Hastanesi’nin uzman doktorları ancak kendisine yeterken şimdi bu doktorların bir kısmı Bağlarbaşı’ndaki pandemi hastanesinde hizmet veriyorlar.
Zaten sayıları az olan bu uzman doktorlar pandemi hastanesinde hizmet verince şehir merkezindeki Gümüşhane Devlet Hastanesi doktorsuz kalıyor ve pandemi dışındaki diğer hastalıklarla boğuşan Gümüşhaneli vatandaşlar mağdur oluyor. Yani aynı uzman doktorlar her iki hastaneye de bakma durumunda kalınca vatandaşlar ciddi mağduriyetler yaşıyorlar.
Bu nedenle bir an önce bu iki hastane kurumsal kimlik olarak bir birinden ayrılmalı ve her hastanenin yönetimi ve kadrosu kendine mahsus olmalıdır.
YAŞADIĞIMIZ KÜÇÜK OLAYA GELİNCE…
İki gün önce 87 yaşındaki babamı kanlı ishal nedeniyle Torul’dan köyümüzden 1,5 saatlik yoldan Gümüşhane Devlet Hastanesi acil polikliniğine getirdik. Acil doktorları sık sık gerekli tetkikleri yaptılar ve yaklaşık dokuz saatlik bir beklemenin ardından, ishalini durdurmadan, ishaldeki kan karışımı nedeniyle kolonoskopi yapılması için daha donanımlı çevre hastanelerine sevk etmek istediler. (Bu dokuz saatin yaklaşık 4 saati, bozuk olan tomografi cihazının tamirini beklemekle geçti).
Bu süre içinde hasta yakınları olarak biz sadece görevli bir pratisyen doktorla muhatap olduk. Pratisyen doktor elbette ki elinden geleni yapmıştır. Halbuki o sırada görevli uzman acil doktorları hastanede görevde idiler. Ama, bu acil uzmanlardan hiçbiri bizimle hastamız için bir bilgi aktarımı görüşmesi yapmadığı gibi hastamızın yanına gelip de en azından hastayı bile görme, tanıma gereği hissetmediler. Prosedür böyle mi işliyor onu da bilmiyorum… Belki pratisyen doktordan bilgi almış olabilirler… Ama, hasta yakınları olarak biz bu uzmanları hastamızın yanında 9 saat boyunca hiç görmedik.
Pandemi döneminde, kanlı ishal de olsa, ishal kesilmeden kolonoskopi çekilsin diye bir hastanın gece yarısı il dışı bir hastaneye sevki ne kadar doğru bir hareket kabul edilir. Bu cihaz Gümüşhane Devlet Hastanesi’nde var. Ama, ilgiler hemen tıbbi bir gerekçe ortaya koyup işin içinden çıkıyorlar. Ya, bu işin doktoru yok diyorlar veya başka gerekçe… Her ne ise…
9 saat boyunca ishal maalesef kesilmedi. Gecenin saat 11’ inde il dışına sevk olayı hasta yakınları olarak bizi ürküttü. Buna rağmen Giresun’da tanıdığımız bir özel hastanenin doktorunu aradık ama, yer yok dediler. Biz de bunun üzerine olaya Gümüşhane Devlet Hastanesi’ndeki dahiliye doktorlarımızın müdahale etmesini ve hastamızın dahiliye servisinde yatırılmasını istedik. Ama gelin görün ki; dahiliye doktorlarının pandemi hastanesine de bakması ve yine bir dahiliye doktorunun; kendilerinin değil de bir gastroenteroloji doktorunun hastaya bakması doğrultusunda bir görüş belirttiği gerekçesi ile hastamız Devlet Hastanesi’nde dahiliye servisine de yatırılmadı. Ayrıca; bu dokuz saatlik süre içinde ishal vakasının en yakın uzmanı kabul edilen dahiliye doktoru da hastamızın durumunu bakmak için çağrılmadı, ya da çağrıldı ise de gelmedi.
Civar vilayetlerde de artık kolay kolay yer bulunmuyor. Bulunsa bile kovid endişesi, hastaları da hasta yakınlarını da daha çok korkutuyor. Ama, gelin görün ki hastamızı, hiç değilse ishalinin geçmesi sürecinde bile Gümüşhane Devlet Hastanesi’nde bir servise yatıramadık.
SONUÇ MU?..
Sonuç; hastamızı kendi isteğimizle, gece saat 12 sularında riski göze alıp imza atarak hastaneden çıkardık. Eve getirdik. Evde, aile hekimlerimizin verdiği ilaçlarla tedavi ettik. Allah’a şükür ishal kesildi. 9 saatlik pandemi riski altında beklememiz ve çektiğimiz çile sonunda kârımız, en azından zaman zaman anlatılan benzer olayları anlamamız ve yazmamız için bir önemli empati gerçeğini yaşamamız oldu.
Güzel günler dileğiyle