2020-2021 Akademik Yıl Açılış Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bu toprakları ve üzerinde kurduğumuz medeniyeti, tıpkı Malazgirt’te, Niğbolu’da, Mercidabık’ta, Çanakkale’de, İstiklal Harbinde, 15 Temmuz’da olduğu gibi, gerektiğinde canı pahasına savunacak şuurda nesillere sahip olmadıkça geleceğimize güvenle bakamayız. Hedeflerimize ancak, bilimin ve teknolojinin tüm dallarında en ileri seviyeye ulaşmak için çalışan ama aynı zamanda inancının, tarihinin ve kültürünün temel bilgilerine vakıf nesillerle ulaşabiliriz. İnsan, maddi birikimi ve manevi zenginliğiyle bir bütündür. Ruhsuz bir beden ceset, manevi zenginlikten yoksun bir zihin de robot hükmündedir”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2020-2021 Akademik Yıl Açılış Töreni’ne katıldı
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitelerin 2020-2021 Akademik Yılının hayırlara vesile olmasını dileyerek, koronavirüs salgını sebebiyle zor şartlarda yürütülüyor olsa da akademik eğitim ve öğretimin kesintisiz devam etmesinin çok önemli olduğunu söyledi.
Uzaktan eğitimin örgün eğitimin yerini tutamayacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, mümkün olan en kısa sürede yükseköğretimde de yüz yüze eğitim-öğretimi başlatmayı hedeflediklerini açıkladı.
“TÜRKİYE’NİN 81 İLİNİN TAMAMINDA ÜNİVERSİTE KURULMASINI SAĞLADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yükseköğretim Kurumunun 2020 üstün başarı ödüllerini alan akademisyenler Melikşah Arslan, Ece Ekşin ve Ayşe Nur Oktay ile Atatürk, Ankara ve İstanbul Teknik üniversitelerini tebrik etti.
Türkiye’nin uzun yıllar yükseköğretimde sıkıntılar yaşadığını, gençlerin ve ailelerinin sadece belli şehirlerde bulunan üniversitelere ulaşabilmek için büyük fedakârlıklara katlandıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümete geldiklerinde her şehre üniversite kurma sözü verdiklerini ve bu adımı attıklarında da birilerinin nasıl telaşlandığını, tepki gösterdiğini hatırlattı.
“Milletimizin desteği ve Meclisimizin gayretiyle, sözümüzü tuttuk ve Türkiye’nin 81 ilinin tamamında üniversite kurulmasını sağladık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Türkiye’de faaliyet gösteren 207 kamu ve vakıf üniversitesinde, 176 bin akademik personelin 8 milyon 267 bin öğrenciye eğitim-öğretim verdiğini açıkladı.
“ÜNİVERSİTELERİMİZİN AKADEMİK CAZİBESİNİ ARTIRACAK ÇALIŞMALARI HIZLANDIRIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversite kontenjanlarını artırdıklarını, harçları kaldırdıklarını ve ücretsiz eğitim hayalini gerçeğe dönüştürdüklerini, yurtların kapasitesini artırarak, isteyen herkese burs ve kredi vermeye başladıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2006 yılından sonra kurulmuş üniversiteler arasında, dünyada ilk 800’ün arasına girmeyi başaranlar olduğunu açıklayarak, “Demek ki, doğru stratejilerle doğru adımlar atıldığında, bırakınız Türkiye’yi, dünya çapında neticeler elde edilebiliyor. Dünyanın pek çok yerinde yabancı öğrenci sayısı azalırken, ülkemizde bu rakamın 200 bini aşmış olması, Türkiye’ye duyulan güvenin ifadesidir. Bu güveni boşa çıkarmamak için üniversitelerimizin akademik cazibesini artıracak çalışmaları hızlandırıyoruz” diye konuştu.
Anadolu’nun dört bir yanında, birer gurur abidesi olarak yükselen üniversitelerin gelişimine daha çok önem verdiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede Yükseköğretim Kurumu tarafından hazırlanan “YÖK Anadolu Projesi” müjdesini verdi.
YÖK ANADOLU PROJESİ
Projeyle Anadolu’daki yeni gelişen üniversiteleri nispeten daha gelişmiş üniversitelerle eşleştirerek, eksiklerin hızla giderilmesinin hedeflendiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece, gelişmiş üniversitelerimizin altyapısı, yetişmiş akademik kadrosu ve birikimi, Anadolu’daki henüz yolun başında olan üniversitelerimizin istifadesine açılmış olacaktır. Aynı şekilde, eşleşme yapılan üniversitenin öğrencileri diğer üniversitenin programlarına iştirak edebilecektir. İnşallah bu programı, bu akademik yılın ikinci döneminden itibaren hayata geçiriyoruz” açıklamasında bulundu.
Bugünkü Türkiye’nin, 20 yıl öncesinin, 50 yıl öncesinin Türkiye’si olmadığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Artık siyasetten ekonomiye, altyapıdan güvenliğe kadar her alanda küresel bir güç haline gelen veya gelme yolunda emin adımlarla ilerleyen bir Türkiye gerçeği vardır. Bu Türkiye’nin en büyük ihtiyacı da her alanda yetişmiş insan gücüdür. Özellikle kalkınmamızda kritik öneme sahip teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanılması kabiliyetine sahip insan kaynağında ciddi açığımız bulunuyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocukların, gençlerin becerilerini, zekâlarını, heyecanlarını, heveslerini doğru mecralara yönlendirmeleri gerektiğini, bunun için de üniversitelerden liselere, ortaokullara, ilkokullara, hatta anasınıflarına kadar inen sağlam, etkin, işler bir sistem kurmanın şart olduğunun altını çizdi.
“MANEVİ DEĞERLERDEN YOKSUN BİR NESİL MİLLETÇE EN BÜYÜK FELAKETİMİZ OLUR”
“Geleceğimizi güvenle emanet edeceğimiz nesiller yetiştirmek için toplum olarak hep birlikte seferberlik anlayışıyla çalışmamız gerekiyor” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm dikkatimizi, vaktimizi çocuklarımızı geleceğe en iyi şekilde hazırlamak için verirken, onların gönül dünyalarını zenginleştirmeyi de ihmal etmemeliyiz. Sadece maddi bilgilerle donanmış, manevi değerlerden yoksun bir nesil, milletçe en büyük felaketimiz olur” uyarısında bulundu.
Dünyada, maddi zenginlikte çok ileriye gittiği halde, manevi çöküş sebebiyle geleceğinden ümidini kesmek üzere olan toplumlar bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu topraklarda doğup büyüyen her evladımız, medeniyetini, tarihini, kültürünü, bizi biz yapan değerleri en iyi şeklide bilmeli ve hayatına uygulamalıdır” diye konuştu.
“İNSAN-I KÂMİL YETİŞTİRMENİN PEŞİNDEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu toprakları ve üzerinde kurduğumuz medeniyeti, tıpkı Malazgirt’te, Niğbolu’da, Mercidabık’ta, Çanakkale’de, İstiklal Harbinde, 15 Temmuz’da olduğu gibi, gerektiğinde canı pahasına savunacak şuurda nesillere sahip olmadıkça geleceğimize güvenle bakamayız. Hedeflerimize ancak, bilimin ve teknolojinin tüm dallarında en ileri seviyeye ulaşmak için çalışan ama aynı zamanda inancının, tarihinin ve kültürünün temel bilgilerine vakıf nesillerle ulaşabiliriz. İnsan, maddi birikimi ve manevi zenginliğiyle bir bütündür. Ruhsuz bir beden ceset, manevi zenginlikten yoksun bir zihin de robot hükmündedir. Biz robot değil insan, daha doğrusu insan-ı kâmil yetiştirmenin peşindeyiz. Bunun yolu da bizatihi kendi varlığından başlayarak her şeyi sorgulayan, araştıran, tefekkür ve tezekkür ederek en doğruyu bulmaya çalışan nesiller yetiştirmekten geçiyor. Açık konuşmak gerekirse, hem aile eğitimi, hem mektep eğitimi bağlamında, bu konuda ciddi eksikliklerimiz olduğuna inanıyorum. Önümüzdeki dönemde öncelikle ele almamız ve süratle çözüm yolları geliştirip uygulamamız gereken konuların başında bu husus geliyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine geçişin, Cumhuriyetin kuruluşunun ardından doğrudan milletin iradesiyle gerçekleştiren en büyük yönetim reformu olduğuna vurgu yaparak, “Demokrasimiz ve kalkınmamız bakımından ağır maliyetleri olan uzun darbe ve vesayet dönemlerinin ardından böyle bir değişimi tamamlamış olmamız çok büyük başarıdır. Ülkemizdeki her kişi ve kurumun bu kıymetli kazanıma sahip çıkması gerekiyor” dedi.
“MİLLETTEN ALAMADIĞI GÜCÜ BAŞKA YERLERDEN DEVŞİRMEYE ÇALIŞANLARIN HEVESLERİNİ KURSAKLARINDA BIRAKACAĞIZ”
Türkiye’yi yeniden siyasi ve kurumsal iç mücadeleler bataklığına sürüklemek isteyenlere, bekledikleri fırsatı vermeyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm uğraşlarına rağmen ülkemizi rayından çıkartamamış olmanın hırsıyla yeni arayışlara girenlere göz kırpmak için çırpınanlar olduğunu görüyoruz. Bugüne kadar hep yaptığımız gibi, milletten alamadığı gücü başka yerlerden devşirmeye çalışanların heveslerini kursaklarında bırakacağız. Hamdolsun ülkemizde, şeksiz şüphesiz bir şekilde milletin iradesini temsil eden bir Meclise sahibiz” sözlerine yer verdi.
Milletin desteğiyle işbaşına gelmiş bir Cumhurbaşkanı ve onun kurduğu hükûmetin, hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde Türkiye’yi yönettiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güçler ayrılığı erkinin üçüncü ayağı olan yargı, ilk derece mahkemelerinden en yüksek organlarına kadar tüm unsurlarıyla adaletin tesisine hizmet ediyor. Geçmişte adı darbelerle ve cuntalarla anılan ordumuz, sınırlarımız boyunca ve sınırlarımız ötesinde destanlar yazıyor” açıklamasında bulundu.
“TARİH BOYUNCA ECDADIMIZIN BİZE YIKTIĞI MESULİYET VAR”
Kurumların her birinin kendi alanında Cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamını beşe, ona katlayan icraatlar gerçekleştirdiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nerede bir zulüm varsa Türkiye orada. Bize bazıları akıl da veriyor. Ne diyorlar bize? Bu kadar yayılmayın diyorlar. Zulüm var, bir tarafta Libya’da zulüm var, sessiz kalamayız. Suriye’de 910 kilometre sınırımız boyu zulüm var. Ne yapalım? Sessiz mi bakalım. Öbür tarafta Somali’de zulüm var. Seyir mi edelim? Azerbaycan’da bakıyorsunuz Ermenilerin zulmü var. Onlar bizim kardeşlerimiz, seyir mi edelim? Biz duramayız. Tarih boyunca ecdadımızın bize yıktığı mesuliyet var. Onun için biz durmaz, oralarda da görevimizi yerine getirmenin gayreti içerisinde oluruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, işte bu güzel tablodan aldığı güçle, bölgesel ve küresel düzeyde hak ettiği yere gelmenin gayreti içindedir. Bu iklimde, devletin çalışma ahengini, milletin huzurunu bozacak hiçbir beyanı, tutumu, davranışı iyi niyetle bağdaştırmak mümkün değildir” ifadesini kullandı.
“SEÇİM 2023’ÜN HAZİRANINDA YAPILACAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken seçim tartışmalarına da değinerek, “Dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde belirlenen zamanı dışında bir seçime gidilir? Bunlar kabile devletlerinin yaptığı iştir. Bakarsınız 3 ayda bir, 6 ayda bir, senede bir seçime giderler. Gelişmiş bir ülkede, gelişmekte olan bir ülkede siz böyle bir şeyi göremezsiniz. Amerika’da böyle bir şeyi görür müsünüz, Batı’da böyle bir şeyi görür müsünüz? Hayır. Türkiye artık eski Türkiye değil. Yeni Türkiye’de belirlenen zaman neyse, ilan edilen zaman neyse… Şimdi de seçim 2023’ün Haziranı’dır ve 2023’ün haziranında yapılacaktır. Onu öne almak söz konusu değildir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin, devletin tüm gücünü, enerjisini, vaktini hedeflerine ulaşmak için kullanması gerektiğine vurgu yaparak, sözlerini şöyle tamamladı: “Dönem, ne bireysel, ne kurumsal taassup dönemi değildir. Hele hele siyaset dışı aktörlerin siyaseti yönlendirme gayretine girişmeleri gibi, eski devir alışkanlıklarına, milletimizin hiç tahammülü yoktur. Son günlerde bu çerçevede ortaya çıkan tatsız tartışmaları üzüntüyle takip ediyorum. Ülkemizin sorunlarının çözümüne, milletimizin beklentilerinin karşılanmasına hiçbir katkısı olmayan bu tür çıkışların ve polemiklerin takdirini milletimize bırakıyorum. Biz önümüze bakmaya, taahhütlerimizi yerine getirmeye, hedeflerimize ulaşmak için adım adım ilerlemeye, mücadeleyi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz”
“TEMENNİ EDERİM Kİ YENİ MÜJDELER AÇIKLARIZ”
2023 yılında büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası yolunda önemli bir aşamayı daha geride bırakacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir taraftan sismik araştırmalar yapıyoruz, bir taraftan sondaj çalışmaları yapıyoruz. İnşallah Cumartesi günü bu sondaj gemimizle birlikte yapılan çalışmaları bizzat gemide ilgili arkadaşlarla beraber bende takip edeceğim. Temenni ederim ki yeni müjdeler orada tespit eder ve açıklarız. Türkiye demokraside ve ekonomide ilerledikçe, bu tür meseleler giderek küçülecek ve en nihayetinde tümüyle gündemimizden çıkacaktır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, “YÖK Üstün Başarı Ödülleri”ni kazanan doktora öğrencisi ve danışman hocalarına ödüllerini takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca kurumsal ödülleri almayan hak kazanan üniversitelerin rektörlerine de ödüllerini verdi.
KAYNAK: CUMHURBAŞKANLIĞI İNTERNET SİTESİ