MUKALLİT
Mecazdan mest ü berduşun nârâ-i bîhûşuna sus
Aşk-ı Hüdânın zikriyle coşarak hû diyene küs
Tam ecnebiden tevarüs ah mukallit utan nâdân
Utan çabuk dön hatâdan eyleme şerre teşebbüs
GAM İÇRE GAM ÇEKME GÖNÜL
Solacak güle aldanma derd-i aşkı yektâ sanma
Ah o bin firaktır yanma gam içre gam çekme gönül
Fâni olanları anma güneşe dön cama kanma
Ah o bin firaktır yanma gam içre gam çekme gönül
BİR GÜN BİTECEK
Hayâli midir beni şâd ü handan edecek
Vuslat ya kâbil değil ya da bir gün bitecek
Ah inlerim bu hâlim yaşadıkça sürecek
Vuslat ya kâbil değil ya da bir gün bitecek
KÖR MÜ OLDUN
Kör mü oldun geleceğe ah yalancı kahkahacı
Safa neş’e başın tâcı servis yapsın baklavacı
Gelme de gelmesin ölüm yahu seni kırmaz gülüm
Uyuştur yahut aklını narkoz belki vermez acı
LEZZET ARIYOR ÂDEM
Beden sanat içinde ruh saltanat içinde
İmtihandır kim bile sır var neden niçinde
Lezzet arıyor âdem ölüm kalkmış ya rafa
Düşünmeyen bir kafa akıl Çin’de Maçinde
BÎ HUŞUM
Neş’e kalmış sanma senden yâdigar
Ah garîbim nâtüvânem bî huşum
Sîne sensiz gonca gitmiş hâr’ı var
Ah garîbim natuvânem bî huşum
YAR ELİNDEN
Derd-i aşktan gör neler düşmüş bana
Yâr elinden yâreler düşmüş bana
Ah garip hem nâtüvânım muzdarip
Yâr elinden yâreler düşmüş bana
NİCE ÂŞIK
Ah âhu gözün derdine düşmüş nice âşık
Kör Rabbine kör gaflete düşmüş nice âşık
Kimden geliyor kim veriyor bunca güzellik
İz’an edemez gördüğü düş’müş nice âşık
ÂMA GÖZ
Göz rengine aşk mı olur azîzim
Göstereni göremeyen göz âmâ
İz’an eyledikce ziyâde sızım
Elvân-ı şems içün îtibar cama