DÜŞÜN
Dosta feryâd etmeden bil yakın kendi yâdın.
Kabz-ı ervah kaydında bir adım sonra adın
Düşün nasıl yaşadın kim gönderdi dünyâ ne
Ne lezzet ne gamhâne ahret olsun murâdın
GÖNÜL
Umulur mu zerre huzur zevk vü şevki fâniden
İmtihandır tez biter hem vakit gelir âniden
Tez bedenden tecerrüdle kalp katına çık gönül
Bekayı bil ebede gül onu iste sânîden
AYIP ETTİK
Can rahmete kavuşunca hemen dedik kaybettik
Hiç kavuşan kaybolur mu vallahi ayıp ettik
Hem sahipsiz miydi geldi ah âdem şu faniye
O kavuştu da Sâni’ye biz bizi kayıp ettik
İMTİHAN
İmtihandır sınanmak’çün arz’a salındı da ruh
Müptelâ-yı lezzet oldu cümleden sermest güruh
Eyvah eyvah ne aldandı şeytana kandı âdem
Vicdan bastı sırra kadem nefsle ilan oldu sulh
ZAYİ OLMAZ
Sevdiğinden sevdirene giderken mi bu hüzün
Sus vefâsız ayıp ayıp kızarmıyor da yüzün
Kimdendir şu seven kalbin söyle kimden şu beden
Zayî olmaz Rabbe giden ondan gece gündüzün
SORULAR…
Esir eyledi zâhir ah şu beden belâ mı
Kalp vû ruhu hapsetmiş fâniye müptelâ mı
Dâim nefsi aklayan hep hakkı yasaklayan
Pis benliği paklayan ancak gelen salâ mı
VUSLAT KOŞAR AYRILIĞA
Aralanır ol bâb-ı çeşm sîne-i yar görünür
Kimi neş’e kimine gül kimi var hâr görünür
Bilinmez ki âdem oğlu niçin düşer sevdaya
Vuslat koşar ayrılığa hep ah-u zar görünür