AŞKINI VER YA RABBİ
Dünya serâb-ı hayat aşkını ver ya Rabbi
Ukbâ’çün âb-ı hayat aşkını ver ya Rabbi
Fani bir lezzet için bin eleme düçârım
Mâsivâdan nâçârım aşkını ver ya Rabbi
GAM DA YALAN KÂM DA YALAN
Gülistanda gam görünmez sanma neş’e gam değil
Hezâr nağâmâtta amma gördüğün kâm kâm değil
Gam da yalan kâm da yalan zira üç gün fâni dem
Kırılır cam fâni hayat cam sanırsın cam değil
YETTİ GÖNLÜM
Yetti gönlüm yetti artık yar seversin bâr’ı var
Neş’e bul ah kim hayattan bıktı görsen yâri var
Gam deminden kurtulan ol kimde şol gam kâr’ı var
Neş’e bul ah kim hayattan bıktı görsen yâri var
GURUR ŞARABI
Gurur şarabını içmiş salınır zât-ı âli
Sözü hakikattır amma içler acısı hâli
Ah medh’ine ne de düşkün ya şöhrete müptelâ
Bilmez belâ sanır âlâ şu hâli pür melâli
EY CAN
Gülü göster bana ey can ona yardan sorayım
Nice yakmış nice yıkmış ona hârdan sorayım
Kimi aşktan inilermiş yine durmaz ne bu sır
Niye yakmış niye yıkmış ona nârdan sorayım.
AH GÖNÜL
Ah Gönül gam içre gamdan şâd içün yol var mıdır
Şol firaktan kurtaran vuslât içün yol var mıdır
Kör leyâlim pür melâlim nûra vasl et yâ rahim
Dîn ü dünyâ hâl ü kâl irşâd içün yol var mıdır
ATEŞ
Firkatin söylerken nâyi bâd ateş sadâ ateş
Anla derde müptelâyı yâd ateş feryâd ateş
Şol Lezzettten bir safâyı ah firaktan bin belayı
Anla derde müptelâyı yâd ateş feryâd ateş
EBEDDEN GAYRISI BOŞ
Ümmidi fidan misâl şu faniye ekeli
Boşa başak beklemek hem çürür tevekkeli
Aldanıp da dünyaya sanma bir çok yüzü hoş
Ebed’den gayrısı boş zeval ile lekeli
BİL EY CÂNÂ
Elbet sever gönül seni ruhun da mehtâbısın
Amma sanma aşk sanadır ah hayatın âbısın
Bil ey cânâ hak esmâsı şol simanda parlayan
Sen âyine âşıkâna bir hakîkat bâbısın
ZAHİRE NAZAR EYLEDİK
Zahire nazar eyledik özden kalktı temâşa
Perde oldu bize libâs yaktı yıktı gıll-u gış
İnsandan da kıymetli ya üstündeki çul hâşâ
Şerirler gördü iltimas şerlere açtık ağûş
UYAN GÖNÜL
Uyan gönül istikbâli hâle fedâ eyleme
Halife-i zeminsin sen kendin gedâ eyleme
Hâlâ nazârı âmme mi şu fâniden murâdın
Unutulur burda yâdın ruhu cüdâ eyleme
DOSTLUKLAR BOZULMUŞ
Dostluklar bozulmuş benlik izi var
Kuşatmış dört yanı kör vefasızlık
Bedenlerde sancı ruhta sızı var
Özlenir bir liman olmuş yalnızlık
İNTİZARIMLA
İntizârımla hemdem sanki unutulmuşum
Sensiz pür tevahhûşum ah boş kalmış ağuşum
Gör kanadı kırılmış garip yalnız bir kuşum
Sensiz pür tevahhûşum ah boş kalmış ağuşum
DÜŞÜN
Ömür geçmiş ise alıp demini
Zorluk belirler ah tüm gündemini
Bakıp tanımazsan gonca femini
Bedeninde kâinat yapanı düşün
Gözünü kâinata açanı düşün
SEVGİ
Sevgi derken sevdirip sen kendini
Rabbe yaklaş sevgi neymiş bul gönül
Ah mecazdır anla nefsin fendini
Bil muammâ halli olmak kul gönül
AŞKIN MAHZENİ
Ne Leyladan süheyladan tende aşkın mahzeni
Zira şol aşk kim olur mu adem’in pür ahzeni
Bilse cânâ kim içün ah kimden ola derd-i aşk
Hüsn’ü esmâda görenler bulur vech-i ahseni
SEN PERİ
Kalb-i perîşânımı gör sen peri
Kılma aman zehr-i hevâ meşheri
Gördüğü günden beri ah serseri
Kılma aman zehr-i hevâ meşheri
UZAKLARDAN HABER VER
Uzaklardan haber ver sesim duy ey vefâsız
Neler çekmiş unutmaz gönül sensiz safâsız
Firâkından çekip naz visalin’çün ya niyaz
Neler çekmiş unutmaz gönül sensiz safâsız