SİYASET
Yok mu bir civanmerd çıkıp firka-i menfaat kura…
Sahte hamiyyetperverler gidip kapısında dura
Verile onlara para hiç yoksa kurtula millet
Şu siyaset oldu illet döndü galat-ı meşhura
BÎHABER
Erişemez şol bedene ta görsün bir iş eli
Bedenden bî haber ben der deli vallahi deli
GİDENDEN HABER YOK
Gönül ah eder ah çeker izdırâb
Gidenden haber yok şu kalbim harâb
O güllerde har var gülistan serâb
Gidenden haber yok şu kalbim harâb
ASIL RENK
Üflenen o sır nedir ne der nâyin âhengi
Cümle var’ın âlem-i mânâda asıl rengi
Ah tegannîde kalan oldu nefsine çengi
Cümle var’ın âlem-i manada asıl rengi
İTİMAS
Kendi elinle kıydın ya hep istedin iltimas
İltimas istenen yerde olur şeytanla temas
Suçlu sensin suçlu sensin gitti elmas liyakat
Gitti gideli liyakat kalmadı ruhta tâkat
Ya çıkar içinden gönder bul dürüst yiğitleri.
Ya kandırsın dursun seni her zamanın itleri
BÜTÜN ÜNVANLAR FASON
Kayıp mıdır bulamam milletin özü saklı
Anlamadım partili dinci siyasi mason
Sanki hesap uzmanı her fert cebinde aklı
Menfaate odaklı bütün unvanlar fason
PUSUYA YATMIŞ
Dini devleti para ruhuysa olmuş cebi
Pusuya yatmış itin tez bakıla nesebi
Ecnebiden ecnebi bin kat fitneye haiz
Halkın cebinde eli al dolar bekle faiz
Densize hepsi caiz devlet tutmalı sopa
Her vuruşta milletin parası itten kopa
İş düştü sanki copa bağıracak diktatör
Bırak üst başı yırtsın binbir suratlı aktör
Cezası artık haktır bunlardan çekti millet
Başka derdi arama aslolanı bu illet
Yetti yahu bu zillet uzandı artık aşa
Ardını tetkik etsen gavur elinde maşa
Dinsiz mi desem hâşâ rezil bizden görünür
Ahrette bulur bela ebediyyen sürünür
GÖNÜL
Bir gölgeye bağlanıp gâfil kalıp esmâdan
San’at-ı ilâhî’ye âmâ mı oldun gönül
Anlamayıp güzellik Cemîl-i müsemmâdan
Bir fâninin süsüne yama mı oldun gönül
EFENDİM (SAV)
Cefa içreydi ruhumuz efendim geldin safâ
Dâvetinden şerefyâbız can olup girdik saf’a
Kalb ruh gark olsun insafa nefs dahi gelsin dize
Hüsn-ü misalsin sen bize yâ Muhammed Mustafa (sav)
İMTİHANDIR
Ne safâdır ne cefâdır imtehandır imtehan
Kimi demler âşikâre kimi dem olur nihân
Dem- i safâ içün hamd et gayr içün elzem sabır
Hû diyene köprü kabir şenliktir iki cihan
KENDİNİ BİL RABBİNİ BİL
Bakma elâlem ne diyor sorma sus
Kendini bil Rabbini bil bâhusus
Hâl-i nebî şan ü şeref uy yeter
Yoksa elâlem seni eyler meyus
UYAN EY CAN
Rüya imiş inan rüya uyan ey can sen de uyan
Suya anlat çabuk suya uyan ey can sen de uyan
Ayılmadık hayat güya salâ sesi duya duya
Doyamadık şu uykuya uyan ey can sen de uyan
GÖNÜL
Anladım aşkı bilip seveni tuttun gönül
Kalbe koyan kim söyle onu unuttun gönül
Çiçekti ruhta vefâ onu kuruttun gönül
Kalbe koyan kim söyle onu unuttun gönül
OKLAVALI İNZİVA (evde kal )
Kör hem nankör oldu adem bedava sandı hava
Eylemedi ân-ı iz’an sarfetti bâd-ı hevâ
Ah cezası tez kesildi hapiste nev-i beşer
Şimdi iki derde şaşar oklava vü inzivâ
BENDE BENDEN ZERRE YOK
Beni bende gören gafil bende benden zerre yok
Ah ne tende ne bedende bende benden zerre yok
Gördügün cam hem şikeste olup durur gün be gün
Dönsün yüzün sır o şemste bende benden zerre yok
SEYRET
Beri gel dışardan bak kimi kapacak köşe
Akbaba olmuş kimi tez davranacak leşe
Ne komedi hem dram seyret yerli sinema
Dünyada üç gün nema sonra doğru ateşe
ÂDEM CEHALETİ SEÇTİ
Mûciznümâ bir beden kaş göz eyler itaat
Ne kirpikte isyan var ne kalpte bir an rahat
Akıl verildi amma cehalet seçti âdem
Hem kör oldu hem sağır ne ibadet ne tâat.
ADALETTİR ASALETTİR
Adâlettür asâlettür hakşinaslık yâresi
İltimas’çün etek öper onca tarla faresi
Memleketin baş belası bilüp bu rezil güruh
Atıp yüzlerine bin tuh def etmek tek çaresi
GÖNÜL
Kalbe düşer o aşk denen öyle sever yanar gönül
Zannediyor ki söylenen ah bilemez kanar gönül
Gizlenemez ya özlenen ruha ferah arar gönül
Zannediyor ki söylenen ah bilemez kanar gönül
REZİL İNSAN TİPİ
Ah bu rezil insan tipi bilmem nasıl türedi
Gavur ahlakının dibi kim getirdi küredi
Cüz’i makam ver de seyret raks’a teşne oryantal
Selam veren eder hayret ahret müflisi aptal
Kalitesiz seviyesiz pis paçavra yanaşma
Hakka dönde aman sen sus uyup ta haddi aşma
HER AŞIĞIN FERHADI VAR
Kim yaratmış aşkı saklar hem gönüller hânedir
Anla cânâ gör bu mânâ asl-ı aşk şâhânedir
Ah mecazdan inleyen her aşığın feryadı var
Ol Cemîl yar ol Kerîm yar gayrı hep bâhânedir
AŞK NE DEMEK
Bir gün onu sevmekten pişman olurum sanmış
Ah aşk ne demek bilmez nazdar beni kıskanmış
Dûçâr ü giriftârım ağyar’e nasıl kanmış
Ah aşk ne demek bilmez nazdar beni kıskanmış
GÜZ
Neş’eyle çıkıp dalgaların ufkuna yüzsem
Süzsem o güzel gökyüzünün nûrunu süzsem
Gam çekme gönül ah şu bahar gitti de güz’sem
Süzsem o güzel gökyüzünün nûrunu süzsem
REZİL
Tutmaz ki hayâ perdesi alsın yüze taksın
İnsan olanın lazımıdır yüz yüze baksın
Batsın kişiliksiz yere batsın yere zinhar
Def olsa rezil yok soramam sen ne ayaksın
ACI ZAVALLIYA
Yalancı ikili birli uzak ol anla ki kirli
İçi âciz dış kibirli acı kızma zavallıya
Surat çarık yitirmiş ar seviyesizlik itibar
Ah fırıldak makam arar acı kızma zavallıya
Önde görünmekte şanı oynar para etmez kanı
Tanı oryantali tanı acı kızma zavallıya
Hırsı söyler eli yazar güler mezarını kazar
Tekdir eyle yoksa azar acı kızma zavallıya
NEFİS
Men değilem gargaşacı bilesin kim nefistür o
Zata içte tuzak kuran şeytan içün nefestür o
Kimi kendisi zanneyler içte gizlenmiş köpeği
Gem vurmayan köpek olur aman ne mülevvestür o
NEFES NEFES İKRAM
Nefes nefes ikrâm eyler ömrümü Rabb-i Kerim
Derim şol gafil nefsime gör fakr içinde açsın
Bir lahzâdır ya sonrası ah hayat tâc-ı ser’im
Zanneyleme kendin varsın bak nefese muhtaçsın
KİRLETTİLER
Nam deyû kirlettiler Hak’ içün idi hırka
Yazık açtı kapısını rezile dahi fırka
Güya bizden oldu şeytan içli şarlatan
Akçeye ruhunu satan kendine buldu arka
ŞU SİYON
Milletlere oyun kurar hem oynatır şu siyon
Koyar üç beş fraksiyon böler başlar aksiyon
Kimi devrilir kıyafet evrilir yüksek topuk
Gösterişe düşürülür millet özünden kopuk
Üstle başla yarıştırır kıskanç eyler fertleri
Kimse bilmez ki daima çok kazanmak dertleri
Kişilik yok hak getire insanlık hepten kayıp
Hayvanca didişmek moda tek insaniyet ayıp
Kimi parfüm kimi saçtır kimi dudakta boya
Koşar her gün arenaya tek evde çıkar foya
Ah insanı mahpus eder benliğe binbir marka
Bilemez ki o pis nefsi şeytana vermiş arka
Emr-i hakkın zerresiyle gör bozulur mâyesi
Zir ü zeber olur kâfir dünyalık sermayesi
İşte anla bunun için dine düşman bu güruh
Bilenler der yüzlerine olsun binler kerre tuh
MÛSIKÎME DOKUNMA
Osmanlı’dan tecerrüd hem geçmişe reddiye
Mûsıkî öğrenmeye yüzün var mı ıtrî’ye
Hadi git kanto dinle hem çağdaş ol hem zârif
Mûsıkîme dokunma incinir hacı Arif
GÖNLÜM
Yine cevr-i yâre düşmüş yine pâre pâre gönlüm
Nice çekti yar elinden nicedür avâre gönlüm
Soracak olursa aşktan de bî çâre yâre gönlüm
Nice çekti yar elinden nicedür avâre gönlüm
MAKAMA TAMAH ETMİŞ
Makama tamah etmiş yalandır solu sağı
Yeter orada kalsın çeker şeytana yağı
Dürüstlük ağzındadır adım gitmez ayağı
Millet bilse de demez bayağısın bayağı
Güya haktan bahseder haram bekler kursağı
Âdî edepsiz rezil, milletin bağırsağı
YA RÂB
Ah değerli fâni kavuk
Peşinde var onca tavuk
Adam olur mu dalkavuk
Ya Râb yakın kılma bizi
Kimi harama teşnedür
Sanki bilmez ateş nedür
Uzak kalmak ne neş’edür
Ya Rab yakın kılma bizi
Kimi tapar güce haşa
Hak nedür etmez temaşa
Rezillikler ortaklaşa
Ya Rab yakın kılma bizi
Yoksa dahi elde şişe
Sarhoş gelde şaşma işe
Kimi fırıldak fahişe
Ya Rab yakın kılma bizi
Yazık insanlıktan aciz
Siyasi er eder taciz
Zanneder biz de muhtacız
Ya Rab yakın kılma bizi
ULEMA
Can feda kim ol ulemâ ümmet içün sây eyledi
Va esefâ üç beş nadan ânı nefse pay eyledi
Elzem olan şol ümmete nefsün meftununu tekdîr
Sonrası hakkı kötektir din ile alay eyledi
TAM MAKAMA YÜKSELÜRKEN
Tam makama yükselürken arz’a duhûl eylenür
Âmâ misal görmez âdem ne bir tek söz söylenür
Va esefa aynı derttür cem-i cümle muzdarip
Hepsi turâb içün garip coşa coşa eğlenür
GÖNÜL
Geç be artık geç o yardan sevmiyor bilmez gönül
Aşka kıymet vermeyenler gözyaşın silmez gönül
Sus yeter sus sen gülersin sevmeyen gülmez gönül
Aşka kıymet vermeyenler gözyaşın silmez gönül
AŞIK
Etvârı nazdır bin cevri azdır
Fermânı yazdır gel öyle sev sen
Durmaz anarsın söyler kanarsın
Ah bil yanarsın gel öyle sev sen
Ölsen de bilmez göz yaşlı silmez
Aşıklar ölmez gel öyle sev sen
SAMİMİYET
İki ara bir dere belli olmamış niyet
Cüz’i bir muhabbete isteriz onca diyet
Diller hep doğru söyler içte yok samimiyet
O biçim Müslümanız dinimiz İslamiyet
EY GÜZ
Şen rakseder yaprakların
Kıskançlığı var baharın
Kısa da olsa neharın
Sen de güzelmişsin ey güz
Seninle de gülermiş yüz
Çözemediğim heyecan
Hüzünlü bir coşkuda can
Ömür müdür yoksa kaçan
Sen de güzelmişsin ey güz
Seninle de gülermiş yüz
ENEYİ YIRT HÜVE GÖSTER
Nef’s bedende mahpus etmiş çık kurtul kûşe-i şerden
Din-i mübin-i İslama gör darbeler aynı yerden
Eneyi yırt hüve göster Allah de hû de geç serden
Din-i mübin-i İslam’a darbeler hep aynı yerden
GÖR
Uykun bile ibrettir gözlerini yum da gör
Bî habersin işleyen hücreler uyumda gör
Kör benlik ne tuzaktır olsan da cihan şah’ı
Nefes iznini dahi ol Hayy-ı Kayyumda gör
GÖNÜL
O var eder ise varsın ah ne varsın ne de yar’sın
Şol nefsine mi uyarsın aşk bu değil bil a gönül
Hû hû de rahmeti sarsın gayri firaktan yanarsın
Gölgeleri mi sararsın aşk bu değil bil a gönül
İSTEME BENDEN
Gör firkati cânâ nedür zehri nûş isteme benden
Dü çeşmim gör dü çeşmedür tevahhûş isteme benden
Firkat ki an’dan beterdür nakd-i hûş isteme benden
Dü çeşmim gör dü çeşmedür tevahhûş isteme benden