Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Sosyal Medya

Yeni Ders Programlarında Önemli Bir Noksanlık “Olayları ve Konuları Öznesiz Anlatım Yanlışlığı”

Hasan Pir Millî Eğitim

Hasan Pir

Millî Eğitim Bakanlığı’nın okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim kurumlarına ait toplam 26 dersle ilgili yeni öğretim programlarını askıya çıkarıp görüş ve önerilere açması Türkiye’de gündem oldu.

Ülke ve eğitim konularına duyarlı kişi ve kesimlerce ders programları incelendi ve gerekli tenkit, teklif ve tavsiyeler yapıldı. Biz de 11 ders için teklif ve tavsiyelerimizi süreci içinde e-devlet üzerinden Millî Eğitim Bakanlığı’na ileterek vatandaşlık görevimizi yaptık. Bundan sonra yapılan teklifleri bakanlık yetkileri nasıl değerlendirecekler onu bilemiyoruz, bekleyip göreceğiz.

ÖZNESİZ ANLATIMLAR

Ders programlarında en çok dikkatimizi çeken hususlardan biri “öznesiz” anlatımlar oldu. Biyoloji, fizik, kimya, fen bilimleri, coğrafya gibi derslerde öğrencilerin önüne onlarca tabiat kanunu ve yüzlerce bilimsel olay serilirken bu kanun ve olaylarla ilgili olarak “Yapan Kim? Eden Kim?..” gibi özneyi bulmaya yönelik soru ve analizlere hiç girilmemiş.

Şuurlu, akıllı, düzenli işlerin meydana gelmesinde tesadüflerin bir etkisinin olmayacağını herkes bildiği halde, kanun varsa kanun koyucu olması gerektiğini herkes bildiği halde bu kanunların ve olayların öznesinin sorgulanmasına ders programlarda niçin yer verilmez?

Ders programlarının son şekli netleşmeden önce Millî Eğitim Bakanlığı yetkilileri bu “Özne” işine el atmalıdır. Zira; kâinatta tesadüf yoktur, bilim vardır. Bilim ise kurallar zinciridir. Bilim varsa kural vardır. Kural varsa kuralı koyan yani özne, yani fâil vardır.  Başta biyoloji, fizik, kimya, fen bilimleri, matematik ders programlarına bu kazanım ve bakış açısı mutlaka konulmalıdır.

ÖZNELİ ANLATIM, ÖĞRENCİLERDE DÜŞÜNCE KAOSUNU GİDERECEKTİR

Bilimsel bilgiler, öznenin olması ile değer kazanır. Yoksa hiçbir değeri olmaz.

Özneli anlatımın bilimi Allah’a götürmesinden kimse korkmamalıdır. Bir basit iğne bile ustasız olamazken, bir çiçeğin, bir böceğin, bir mikrobun, bir hücrenin, bir galaksinin, bir güneşin ustasız, öznesiz, fâilsiz olamayacağını bize zaten bilim gösteriyor. O zaman biz bilimlerin bizi Allah’a götürdüğü gerçeğini ders programlarında neden saklayalım? 

Ders programlarında özneli anlatım, yani kâinatın bir yaratıcı tarafından dizayn edildiği gerçeği anlatılmazsa o zaman öğrencinin düşünce âleminde kaoslar ve cevap bulamadığı sorular başlayacaktır ki, bu durum da ateizm gibi batıl düşünce sistemlerine yol açar. Öğrencileri bu tehlikelerden korumanın tek yolu “Yapan Kim, Eden Kim?..” düşünce sisteminin ders programlarında önünü açmaktır.

BİR HARF DE BİR KİTAP DA KATİPSİZ OLMAZ

Bir iğne ustasız olmayacağı gibi, bir harf de, bir kitap da kâtipsiz, öznesiz olmaz. Madem bir harf, kâtibini göstermeksizin olmaz. San’atlı bir nakış, nakkaşını bildirmemek olmaz. Nasıl olur ki, bir harfte koca bir kitabı yazan, bir nakışta bin nakşı nakşeden nakkaş, kendi kitabıyla ve nakşıyla bilinmesin?

DERS PROGRAMLARI BİLGİ MERKEZLİ DEĞİL, DÜŞÜNME VE SORGULAMA MERKEZLİ OLMALIDIR

Bilim ve internet cağında her gün yenilenen bilgilere öğrenciler öğretmenlerinden önce ulaşıyorlar. Bu bir gerçek. O zaman ders programları ve bu programlara bağlı olarak yazılacak ders kitapları bilgi deposu olmaktan çıkıp, bilgiden düşünceye ve sorgulamaya geçişi sağlayan birer köprü görevi üstlenmelidirler. Bu köprü görevindeki en önemli anahtar kelimeler ise “Yapan Kim? Eden Kim?..” kelimeleridir?

ALLAH’A AİT BİLGİLERİ DİN KÜLTÜRÜ DERSLERİNE HAPSETMEK EN BÜYÜK HATADIR

İnkârcı, ateist kesim, bilimi kendilerine paravan olarak kullanırken, Asıl, bilim Allah’ı insanlara anlattığı halde, fizik, kimya, biyoloji, fen bilimleri, coğrafya ve matematik bilimlerinde Allah’ı öğrencilere anlatmayıp, sadece din bilgisi derslerine Allah’a ait bilgileri hapsedersek bu durum çok büyük bir yanlış ve vebal olur. Halbuki Allah’ı insanlara anlatan iki kitaptan bir Kur’an diğeri de kâinat kitabıdır… Kâinat kitabı ise; bilimlerdir, fiziktir, kimyadır, biyolojidir, fen bilimleridir, coğrafyadır, matematiktir.

BAKANIMIZ YUSUF TEKİN İÇİN TARİHİ GÖREV

Uzun süreli yoğun çalışmalarla ortaya çıkan yeni ders programlarının konu içeriklerinde hangi konular işlenirse işlensin önemli olan bu konuların işlenişinde öğrenciye kazandırılacak bakış açısıdır.

Maddeci felsefe ile yaratılış felsefesinin ikisi de dünyanın güneşten ayrılması olayını anlatır.

Maddeci felsefe “Dünya güneşten koptu” der bırakır. Yaratılış felsefesi ise “Dünya güneşten koparıldı” der. Yani bir özneyi nazara verir. Çünkü; dünyanın güneşten koparılıp belirli bir noktada durması, bu noktadan bir metre güneşe yakın veya uzakta durması halinde hayatın sona ereceği gerçeği, dünyanın güneşten koparılmasının tesadüfi bir olay olmadığını, tabiri caiz ise, düşünülerek, hesaplanarak yapılan bir şuurlu iş olduğunu ve şuurlu birisi tarafından, yani bir özne, bir fail tarafından yapıldığını ispatlamaktadır. Bu fail ve özne de ancak Allah olabilir, başka olamaz. Bu örnek gibi daha binlerce örnek verilebilir.

Sayın Bakanımız, yeni ders programlarını bu “Özne” gerekliliği bakışı ile yeniden inceletmelidir diye düşünüyoruz.   Bu bir tarihi fırsattır. Öğrencilerimizin düşünce dünyalarının önünü açacak çok hayırlı bir hizmet olacaktır.

Sayın Bakanımıza arz ediyoruz.

Güzel günler dileğiyle.

Hasan Pir Türk Milleti’nin en
Sıradaki Haber Bediüzzaman’dan Gençlerimize Mesaj Var