Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Ali ÖZDOĞAN

Aruz Kalıplarında Hikmet Pırıltıları (13)

Şair Ali Özdoğan

EY GONCA

Ey gonca açmadasın sırrı nedir devr-i bahârın

Gülzâr seninle bezensin bana yar daldaki hârın

Aşk der şu rûhuma feryadı vü efgânı hezârın

Gülzâr seninle bezensin bana yar daldaki hârın

Müstef’ilün feilâtün feilâtün feilâtün

DÜNYA

Meğer fâni hayattan kurtulmak yeri dünya

Rahim ismiyle baksan cennet meşheri dünya

Tuzaktır aldığından vermez hiç geri dünya

Rahim ismiyle baksan cennet meşheri dünya

Feûlün fâilâtün mefûlün feilâtün

ELMAS VEYA KÖMÜR

Elbet geçer ömürdür yas eyleme kıyas et

Elmas veyâ kömürdür sen bâkiyi niyâz et

Mefûlü fâilâtün mefûlü feilâtün

CÂNA

Kimi derd içre gülistan kimi âteş-bâr imiş

Diyemem hâlimi cânâ sana aşk icbar imiş

Severim cân ü gönülden ama dünyâ bâr imiş

Diyemem hâlimi cânâ sana aşk icbar imiş

Feilâtün feilâtün feilâtün fâilün

YA RABBİ

Binler bebek donuyor keyif tütmüş ocağı

Ahlakı küf tutanın rezil lânetli çağı

Ya Rabbi kahrediver şu küffar ordusunu

Zülmüyle nam salanın ateş dolsun kucağı

Mefûlü müfteilün feûlün müfteilün

GÜNEŞ SENİN DEĞİL Kİ

Niçin hüzün içinde bitmiyor derd ü yasın

Güneş senin değil ki sen ışıksız aynasın

Işıklarında sırrı ölmeden ölmekle bul

Şu ruh hayat-ı bâki aşkı bulsun kaynasın

Mefâilün mefâilün mefâîlün feûl

HEYHAT

Ağlansa dâhi azdır cennete yok iştiyak

Geçmek kabir içinden gel dese çekmez ayak

Heyhat unuttu âdem ölse muammâ mıdır

En âşikar o madem gözleri âmâ mıdır

Müstefilün feûlün müfteilün fâilün

KEMAN

Bilmem ki nedir derdi mi var susmadı keman

Aldanma gönül der gibidir geçmede zaman

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feilün

ZANNETME

Zannetme unutmuş şu gönül derdini gizler

Çıkmaz ki derununda kalan yârede izler

Ah nerde bahar nerde o mehtap o denizler

Firkatle yanar geçmeyecek yârede izler

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

GEL SEVME GÖNÜL

Cam üzre güneş firkate eş firkate eştir

Gel sevme gönül kor edecek aşk ne ateştir

Şeydâ dili deş ah çilekeş gör çilekeştir

Vallahi ciğer-suz edecek sevme ateştir

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

EMANET

Küfrân olur elmasa kömür diyemem haset

Allah verir nîmeti vârım da emânettir

Atf’eyle ister bana üzül yanarak yas et

Yahut da Hakk mülkü de şu nefsi imân ettir

Mefûlü müstefilü mefâilü mefulün

İNSAN

Ne insan kaldı içte, boş sadır zâyi hatır

Ebed’çün halk olundu, amma dünyâ donatır

Feûlün fâilâtü fâilün müfteilün

SORULAR

Bir duruş bin koşturuş murâd u zevk u sefâ

Hakk ne der dünyâ niçün düşünmek yok bir defâ

Sanki ondan gelmedük idüb ruhtan istifa

Benlüğün dâvâsı içre gâfil göçtük bî vefâ

Fâilün müstefilün feûlün müstefilün

SUSMAZ Kİ

Susmaz ki hezâr dîde-i giryânı mı söyler

Her nağme-i dem rûhuma hicrânı mı söyler

Mecnun gibidir hâli harâb aşkı serâb hey

Leylâda kalan kalb-i perişânı mı söyler

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

ELVAN-I SEBA

Elvan-ı sebâ Şems’e döner camda ararsın

Vallâhi şikest olmadadır ye’si sararsın

Bak geçti ömür hep bi karar hep bi kararsın

Vallâhi şikest olmada cam ye’si sararsın

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

SOR KALBİNE

Sor kalbine aşktan yana sen derdini dinle

Sevdinse o firkat demidir ağla eninle

Ey gamlı gönül ben nideyim söyle seninle

Sevdin ise firkat demidir ağla ve inle

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

GİRYAN OLAMAM

Giryân olamâm âteşi eşk sîneme yüktür

Derdim de geçer mahkumudur hepsi zemânın

Allah diyerek zikrederim Rab ne büyüktür

Ümmîdi yeter böylesi hoş emn-ü emânın

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

ŞEMSE MUHTAÇ

Gel temâşâ eyle hâlim bir defâ olsun benim

Ah ışık’çün şemse muhtaç ay misâlî bendenim

Geçti ömrüm geçti cânâ ihtiyâr olmuş tenim

Ah ışık’çün şemse muhtaç ay misalî bendenim

Fâilâtün fâilatün fâilatün fâilün

BİR TEK SENİ SEVDİM

Olmaz şu gönül çeşm-i siyeh çeşm-i elâda

Bir tek seni sevdim seni ben koyma belâda

Bilmiş gibiyim aşkını tâ gâlu belâda

Bir tek seni sevdim seni ben koyma belâda

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

AYNA

Baktığım ayna der ki söyle nî’çündür yasın

Sen de terkibi farklı muhteşem bir aynasın

Nur-u Hakk’tan tecellî gösterir dâim siman

Hem ölür sanma rûhu Bâkîdendir der iman

Fâilâtün mefâilün mefâîlün feûl

DİL YARESİ

Dil yâresi var rahnelenen rûha eman ver

Bil lâne-i kalbimde yerin aşka zaman ver

Hep nâz ü tegâfül yetişir âşığa can ver

Bil lâne-i kalbimde yerin aşka zaman ver

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

EY GÖNÜL

Ey gönül bîmar-ı aşktan çektiğin mihnet değil

Hâr içinden neş’e bulmuş bülbül-i şeydâya bak

Zannedersin derde düşmek yar içün nîmet değil

Nûra gark eyler siyahtan gözde süveydâya bak

Fâilâtün fâilatün fâilatün fâilün

İNCİNDİ GÖNÜL

İncindi gönül âhını dildâre duyurmaz

Bülbül gibidir yârelenir hâre duyurmaz

Ah hıçkırarak ağlasa ağyâre duyurmaz

Bülbül gibidir yârelenir hâre duyurmaz

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

GEL CÂNA

Mehtabımda hâtıran aksin o sularda ay

Gel cânâ şu ömrümün şad olduğu ânı say

Ah zannetme firkatin çekmek bana çok kolay

Gel cânâ şu ömrümün şad olduğu ânı say

Mefûlün mefâilün mefûlü mefâilün

VEFASIZ

Nâdim eylersin vefasız hoş nigâhın yok mudur

Âteş almış gör ciğer sûz şol sitemler ok mudur

Bir kez olsun sor şu hâlim çok mudur ah çok mudur

Âteş almış gör ciğer sûz şol sitemler ok mudur

Mefûlün müstefilâtün fâilün müstefilün

AYİNEYDİ

Ah âyineydi oysa sanki güneşti kendi

Benden deyip sununca nûru sönüp tükendi

Eyvâha vakti var mı yandı tutuştu âdem

Hırsızlığıyla gitti ağlanacak demâdem

Mefûlü fâilâtü müfteilün feûlün

GÖNÜL

Bî vefâ dünyâya dönmez gayri gam dolmuş gönül

Derd-i firkatten yorulmuş cam şikest olmuş gönül

Bin hazanın bahçesinden gül misâl solmuş gönül

Derd-i firkatten yorulmuş cam şikest olmuş gönül

Fâilâtün fâilatün fâilatün fâilün

İLAHİ

Ah kemâle erdi yaş can görüp eyler telaş

Sûz-i dil şu gözde yaş rahmetin yar et bana

Iftirak ne yâredir sanki sevdâ çaredir

Gül dalında hâredir cennetin dâr et bana

Fâilün mefâilün fâilün müstefilün

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER