Aruz Kalıplarında Hikmet Pırıltıları (9) - GÜMÜŞHANE'DEN HABER - Yerel Haber SitesiGÜMÜŞHANE'DEN HABER – Yerel Haber Sitesi

2 Mayıs 2024 / Kuruluş: 15 ŞUBAT 2012

Aruz Kalıplarında Hikmet Pırıltıları (9)

Giriş Tarihi: 08 Ocak 2024 - 22:56

Son Güncelleme: 08 Ocak 2024 - 23:42

Şair Ali Özdoğan

NESİRLİ ARUZ

Söyle cânâ ne imiş bize fikdân ü firak

Şöyle fıkdanına bak beri gel haykırarak

Amma firkat ne demek, olamaz vaslı ırak

Mezcedüp yandı gönül nicedür kavrularak

Fâilün müfteilün feilün müfteilün

ACABA…

Bilirim sormayacak aşk ile hûn-dîde midir

Acabâ aşka düşenler yine âsûde midir

Sanıyor bitmeyecek neşve-i sevdâ demidir

Acaba aşka düşenler yine âsûde midir

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

USTASIZ OLMAZ İĞNE

Ustasız olmaz ki iğne göz kulak olsun duyu

Hakkı inkâr etme haydi bak bu huy küffar huyu

Tez biter hep bir rüyada sanki insan gel ayıl

Affeder Rahman’a dön ve tövbe et dök göz suyu

Fâilâtün fâilâtü fâilâtün fâilün

AH MECAZ AH!..

Hülyâ-yı visâlin ile bir lahza avunsam

Cânâ seni sevmekle harab kalbimi sunsam

Yandım ne olur âteşi aşkınla cünûnsam

Cânâ seni sevmekle harab kalbimi sunsam

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

ZANNETME

Zannetme şu âşığa zâr ü bârını yüktür

Aşk nîmetidir ona Hakk teâla büyüktür

Bin yâresi varsa da yâre boynu büküktür

Aşk nîmetidir ona Hakk teâla büyüktür

Mefûlû mefâaletün mefâaletün fâ

ÂSUDE GÖNÜL

Âsûde gönül şimdi nedir bâis-i zarın

Bir gonca-i rânâda mısın misl-i hezârın

Ah yârelerin hûn ediyor dehşeti hârın

Bir gonca-i rânâda mısın misli hezârın

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

AŞK NE DEMEK?

Bin cevr ile sen ağlatarak halimi sordun

Ah söyle güzel aşk ne demek sen neye yordun

Güz mevsimidir bir de bahar yaz sanıyordun

Anlat a güzel aşk ne demek sen neye yordun

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

GÖNÜLDE TALAN

Elbette kutlu olsun senin de gecen

Benzer mi tavr ü hâlin dilinde yalan

Menfaatin hevân’çün sözünle hecen

Kalbinde fani dünya gönülde talan

Mefûlü fâilâtün mefâaletün

DUA

Ne dehşet zemandır bu nefse râm olup battık

İlâhî meded eyle rûha can veren sensin

O hikmetli Kuran’ı az bedel alıp sattık

Günah içre terketme çâre gösteren sensin

Feûlün mefâîlü fâilün mefâîlün

EY NAZLI GÖNÜL

Ey nazlı gönül bülbül-i şeydâ gibi kuşsun

Sevdin mi nedir coşkuların cûş u huruşsun

Nimet bilirim aşka düşen aşkla tutuşsun

Sevdin mi nedir coşkuların cûş u huruşsun

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

AŞK-I MECÂZÎ

Mehtapla kamer misli simâ vardı o akşam

Bir tatlı nigâh aşka imâ vardı o akşam

Çırpındı gönül bin heyecan sardı o akşam

Ah sanki sitemkâr bi vefâ yardı o akşam

Bir tatlı nigâh aşka imâ vardı o akşam

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

SORULAR

Yahu susmaz sus desem rûhumda gizli sese

Kim mişim nerden mişim kimden sorar nefese

Hem kimin mahlukuyum kim gönderir bura ne

Sanki kervan mislidür durmaz göçer sıra ne

Der ki binler fabrikam var şol bedende benim

Her birinden bî haber durmaz yürür bedenim

Çağdaşım ben çağdaşım câhil desem mi durup

Düş içinden ölmeyen dünya hayâli kurup

Fâilâtün fâilün müstefilün feilün

BEDENDİR ÖLEN

Îtiraz eyler şu rûhum der ki; bedendür ölen

Şüphe yok Rab dâvetinden mülk-i bekâdan gelen

Ko’ sınanmak’çün verilmiş câna libas eskisün

Gel hazırlan tek kelamdan cennete koymuş şölen

Fâilâtün fâilâtün müfteilün fâilün

REZİL

Ah ne ibret üç kuruşluk akçe gördü oldu râm

Şol rezil’çün gösteren dâhil rezildür ihtirâm

Öldürüp vicdânı gâfil nefsi koymuş tâ başa

Hakk selâmdan kaçma ammâ kaç yanından uz yaşa

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

KÖKSÜZ MÜYÜM?

Köksüz müyüm tanınmaz dil ü ecdadım bana

Nîçün unutturulmuş ceddimi yâdım bana

Hâlim frenke benzer gizli evrâdım bana

Heyhat işittirilmez kendi feryâdım bana

Müstefiün feûlün Fâilâtün fâilün

RUH

Kuş misâli hapse konmuş cânı kaçırmaz beden

Yahu sormuyor da insan ruh ne ki ölmez neden

Hem şu mevte dâhi düşman sırrı nedür bilmeden

Gülse bâri bilse mânâ vakti gelip ölmeden

Fâilâtü fâilâtün müfteilün fâilün

CENNET DEYU

Çeşmimiz der eşk saçub sussa dil-i lâlimiz

Aşk elinden pür harâb şol melal-i hâlimiz

Vermeyiz kıymet bu dâr olmayub hayalimiz

Bekleriz cennet deyû gün çeker leyâlimiz

Fâilâtün fâilün fâilâtü fâilün

ZİKREDEN KİM?

Hû deyûben zikreden kim kâinat zâkîr görüb

Zemmederler gör harâbât ehli der hâkir görüb

Kıl basîret şol nazârun zâyolmasun Hakk içün

Sen de iz’an eyle ey can zâkir ü şâkir görüb

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

EMİRBER NEFER

Zikrider Allah deyûben cevv ü semâ zerreler

Gel temâşa eyle derler misl-i emirber nefer

Nerdesin ey ceşm ü dîl hey sen de katıl bir sefer

Gel temâşa eyle gel bak hepsi emirber nefer

Fâilâtün fâilâtün müfteilün fâilün

GÖNÜL

Sen de inler sen de ağlar sen de çağlarsın gönül

Kim demiş ah aşka düşmez hem giriftarsın gönül

Gül misalsin yâreler hâr yar gelip sarsın gönül

Kim demiş ah aşka düşmez hem giriftarsın gönül

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

GÖZLER YOLUNU BEKLER

Rûhumda kanıyorken firâkınla yâreler

Gözler yolunu bekler ümîd içre çareler

Mecnûn gibi bıraktın gülermiş avâraler

Gözler yolunu bekler ümîd içre çareler

Mefûlü feilâtün feûlün mefâilün

ÖZGÜR YAŞAYACAKMIŞ!..

Özgür yaşayacakmış beyân eyledi âdem

Her bir nefesi Hû der değiştirse ya mâdem

Kurtarsa da kabirden nedür toprağa koşmak

Rûh u bedeni âşık diler Rabbe kavuşmak

Ah kendini mi bilmez şu haliyle ne âciz

Küstahlığı mı seçmiş çekişgen dili tâciz

Mefûlü feilâtün feûlün feilâtün

SİTEMLER

Severek yârelenir yine yâr der aratır

Nice bekler şu gönül bilemez kimse hatır

Kanatır rûhumu hep o sitemler kanatır

Nice bekler şu gönül bilemez kimse hatır

Feilâtün feilün Feilâtün feilün

YANILTMA BENİ

Yâhû dilinde bekâ yer toplanur rüfekâ

Pür afiyet şürekâ durdur yanıltma beni

Elbet önümde cefâ tehlûke çok bu defa

Ammâ ya zevk u safâ durdur yanıltma beni

Vallahi içte kusur söylendi onca küsür

Artar şu kir ü püsür durdur yanıltma beni

Zannetme küfre prim elbet eleştiririm

Yanmış içim ki derim durdur yanıltma beni

Müstefilün feilün müstefilün feilün

SEN SEV

Varsın bin bir sitemle cevredip çatsın kaşı

Sen sev gönlüm bırakma gülistandan gül taşı

Ah firkat var unutma hûn olur çeşmin yaşı

Sen sev gönlüm bırakma o gülzardan gül taşı

Mefûlün fâilâtü fâilâtün fâilün

İLÂHİ

Kırdığım kalpler içün tövbe estağfirullah

Bilmeden dünyâ niçün tövbe estağfirullah

Hepsi fânî iş güç’ün tövbe estağfirullah

Yâ îlâhî af derim tövbe estağfirullah

Ah kapındır son yerim tövbe estağfirullah

Sen Rahimsin hem Kerim tövbe estağfirullah

Fâilâtün fâilün fâilâtün feûlün

KIRIK KALPLİ ARUZ

Sus sorma sakın hâlimi hiç, sen de bırak git

Git ey bi vefâ durma yakın, durma ırak git

İncindi gönül sen de kırıl, hıçkırarak git

Git ey bi vefâ durma yakın, durma ırak git

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

ÖMRÜM

Vallahi anlamadım ben nasıl geçti

Rüzgar misâli uçup kaçtı ömrüm hey

Fânîde kâm arayan iftirâk seçti

Sermest mi hüzne kucak açtı ömrüm hey

Müstefilün feilâtün mefâîlün

SEN

Değmez ki gönül değmez yâhu değil Hû de sen

Eğmez o başın eğmez nefse eman verme sen

Vallahi kalan yoktur bâd-ı firaktır esen

Eğmez o başın eğmez nefse eman verme sen

Mefûlü mefâîlün müfteilün fâilün

SÖYLE

Ruhumun aks-i sadâsı câna berceste midir

Söyle nâyi bana aşkı bezmi elestte midir

Seste nâyinde nefeste tende kâfeste midir

Söyle nâyi bana aşkı bezmi elestte midir

Fâilün müfteilün mefâilün müfteilün

RUHUMA YARSIN

Bana dünyâları versen veremem bende seni

Severim rûhuma yarsın nideyim tende seni

Tutarım solmayacak sîne-i gülşende seni

Severim rûhuma yarsın nideyim tende seni

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

SERAB-I AŞK

Bir serâb-ı aşka düştüm ağlasın gülzar bana

Sor hezârı nerde ey gül sanki ağyar yar bana

Geldi sonbahârı ömrün gûlizârım har bana

Sor hezârı nerde ey gül sanki ağyar yar bana

Fâilâtü fâilâtün fâilâtün fâilün

BAHARIN İFTİRAKI

Bir sararmış yaprağından farkımız yoktur güzün

Bin hazan var her bahârın iftirâkından bize

Damlıyor kan ruhumuzdan geçmiyor aslâ hüzün

Ağlıyor Leylâ-yı Mecnun geçti çâkından bize

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilâtün

GEL IRAK DUR

Bak düşürmez şol dilinden Hakk’a dâir ismeti

Dil hamiyyet perdesinden hû deyû taksim eder

Ah gariptür fırkasından geldi dünya kısmeti

Gel ırak dur âleminden kalbi zer ü sim eder

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

RUZ-U MAHŞERLİ ARUZ

Bin adetten sanki çoktur hem tanınmaz sureti

Gizlenen sırtlanla eştür şol siyâset sîreti

Burda tercihtür adâlet devreder cem’î hesab

Zanneder yok pis hevâsından unutmuş ahreti

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

RUZ-U MAHŞERLİ ARUZ

Önce fırka sonra hırka buna kaldı memleket

Çözdü derdi şal desenli kravat siyah ceket

Menfaat deyip de taptı kimi gark olup güce

Başta örtü benzetildi deve misli hörgüce

Sağcı oldu solcu oldu kimi kandırır bizi

Gel kaçırma ey ahâli görünür haram izi

Fâilâtü fâilâtü feilâtü fâilün

BİZE LAYIK BU DEĞİL

Ne felaket ne helâket ne cehalet vü cehil

Şu asil millete cevr et ama fırkanda eğil

Ne yazık amir ü memur okumuş âlime bak

Döne rakkâse misali bize lâyık bu değil

Feilatün feilatün feilatün feilün

MUZDARİP OLDU MİLLET

Muzaaf bir zaaftan muzdarip oldu millet

Kusurundan habersiz sanki rûhunda illet

Yetişir iltimâslar nâra dâvet temaslar

Çeke ukbâda yaslar kim elinden bu zillet

Feilâtün feûlün Fâilâtün feûlün

BU MUAMMA ÇÖZÜLÜR SANMA

Kimi şâd oldu sevip kimi feryad ediyor

Kimi hasretle garip duramaz yâd ediyor

Çözülür sanma sakın bu muammâ nicedir

Sonu firkat ü firâk ne karanlık gecedir

Feilâtün feilün Feilâtün feilün

SERAB-I AŞK

Hani sen o gûl-i rânâ beni bin derde salan

O yalan ümîd-i aşktan şu gönül oldu talan

Soramam ki sevgimizden soramam arda kalan

O yalan serâb-ı aşktan oyalan sen oyalan

Mütefâilün feûlün feilâtün feilün

SÖYLE CÂNÂ

Ne zaman geçip şifâyâb olacak yârelerim

Soramam ki söyle cânâ tükenir çârelerim

Nicedir ümîdi aşkın ne derindir ne derin

Soramam ki söyle cânâ tükenir çârelerim

Mütefâilün feûlün feilâtün feilün

NE ÇIKAR

Ne çıkar derûnu dîlden ne hatırlar bi vefâ

Bilirim ki kıymetim yok nice çeksem de cefâ

Geçiyor zamânı aşkın esefâ vâ esefâ

Bilirim ki kıymetim yok nice çeksem de cefâ

Mütefâilün feûlün feilâtün feilün

BİLMEZ HEKİM

Yârem geçmedi cânâ firkati bilmez hekim

Ağlatsan beni duymaz gözyaşı silmez hekim

Sevdâ darbını saymaz kalbe eğilmez hekim

Ağlatsan beni duymaz gözyaşı silmez hekim

Mefûlün feilâtün müfteilün fâilün

SANAL ÖMÜR

Ah bilseydi o andır elde sanal bir ömür

Çok sanmış da savurmuş elmasa almış kömür

Beklermiydi ki heyhât vâki olan emr-i hak

Sen zâyetme hayattan ahreti iz’âna bak

Mefûlün feilâtün müfteilün fâilün

SENSİZ

Vuslat ümidiyle hâlâ benimlesin unutmam ki

Sensiz dü çeşmimde yaşlar akar hüzünle tutmam ki

Sînem hayâlinle yalnız uyutmadım uyutmam ki

Sensiz dü çeşmimde yaşlar akar hüzünle tutmam ki

Mefûlü mustefilâtün mefâilün mefâîlûn

ÖMRÜM

Sen yanma dünyâ deyûben şarâb-ı zevk serâb oldu

Sermest ü mest geçti ömrüm hevâsı ızdırab oldu

Vermez idüm zerre vârım ne vâr hârab turâb oldu

Sermest ü mest geçti ömrüm hevâsı ızdırab oldu

Mefûlü Müstefilâtün mefâilün mefâîlün

GONCA-İ RANA

Etvârını saklar gibi ol gonca-i rânâ

Ah kıldı nazar dertli hezar aşk ile ânâ

Durmaz mı zaman girmese şol devr-i revâna

Gel sen de gönül gül ile ver aşkına mânâ

Gül sen de gönül gül ile ver aşkına mânâ

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

TELLER Mİ AVAZ EYLEDİ

Teller mi avâz eyledi sînemde mi feryâd

Sazkâr ü hicazkâr ü nevâ çınladı heyhât

Hep yad ü kerem yâd–ı şirin yâd ile ferhâd

Sazkâr ü hicazkâr ü nevâ çınladı heyhât

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

SEDA YELİSİN

Sevdâ yelisin bâd-ı sabâdır rûhuma aşkın

Taşkın şu gönül aşk ile coşmuş sel gibi taşkın

Cevrin de güzel nâz ü tegâfül etmedi şaşkın

Taşkın şu gönül aşk ile coşmuş sel gibi taşkın

Müstefilü Müstefilü müstefîlün feûlün

image_print

HABERLER