RUBAİ MISRALARINDA HİKMET DAMLALARI (38) - GÜMÜŞHANE'DEN HABER - Yerel Haber SitesiGÜMÜŞHANE'DEN HABER – Yerel Haber Sitesi

20 Nisan 2024 / Kuruluş: 15 ŞUBAT 2012

RUBAİ MISRALARINDA HİKMET DAMLALARI (38)

Giriş Tarihi: 19 Nisan 2020 - 21:50

Son Güncelleme: 19 Nisan 2020 - 21:59

ŞAİR ALİ ÖZDOĞAN

HÜZÜN DESEM ADINI

Sustu nâyî bastırdı gam şol ney’in feryâdını

Va esefâ etmez artık âşıkan yâr yâdını

Söndü nuru şol meclisin câm şikeste târümâr

Nağme-i bâr-ı âh-u zâr hüzün desem adını

BENLİĞİN ATI

İnsan olan inmeli şu benliğin atından.

Derd etmeli elbette gayrın’da hayatından

Müstakim yol bu ola bunla gelinir yola

Nasib ola her kula emir hakkın katından

ÇATLAYAN AR DAMARI

İlla kendin göstere pis benliğin şiarı

Sanat oyuncak sanki edepsiz gitmiş ar’ı

Üç beş alkışa oynar kısa gününün kârı

Allâme olsa n’olur çatlamış ar damarı

ŞİKAYETE NE HACET VAR

Şikayete ne hâcet yar velev cânan cefâsından.

Bin minhâc-ı hidayeti gör bâb-ı nâ vefâsından

Bil ey gafil hâr-ı gonca işarettür yol boyunca

Anlatılur sana bunca cefa içre safâsından

KABİR GÖRÜNÜR AHİR

Muhalif olmuş güya diyor göreyim üret

Yüz yılı dökmüş suya utan yahu ne cüret

Sahte yüz tek onda mı elbet yanında da da var

Basiret ver ya Rabbi sanmışlar bizi davar

Suratlarında maske ardında saklı tilki

Menfaatli ne varsa onların olsun ilki

Niçin susmuş şu millet kimse dur yahu demez

Zannettim herkes temiz fırsat bulursa yemez

Hakşinas olmuş âdem dilinde hep hamiyyet

Niçin hak bilmez madem şerre mi etmiş niyet

Arar durur siyasi eyleyecek iltimas

Allaha olur asi harama edip temas

Affet bizi Rabbimiz bunları ettik vekil

Oldular bin bir şekil dediler bize çekil

Kıstık seslerimizi meydan onların zâhir

Zaman yıldırım sanki kabir görünür âhir

ÜNVANIMDAM SANA NE!…

Hoş amedi’n hoştur amma nâ hoştur şu anane

İşim unvanımı soran ünvanımdan sana ne

Ne menem bir iç pazarlık çıkar odaklı âdem

Fakirse bas sırra kadem zengine de beyzadem

İnsandır bu var bin kemal hamal yahut kabzımal

Farkı nedir neden bu hal pis nefsi ortadan al

Ne menem bir iç pazarlık çıkar odaklı âdem

Fakirse bas sırra kadem zengine de beyzadem

Menfaat arar durursun ah boş bakar o gözün

Ne çirkin hesaplar dolmuş ne çok kirlenmiş özün

Ne menem bir iç pazarlık çıkar odaklı âdem

Fakirse bas sırra kadem zengin olsun beyzadem

Saklı o kalp gelse dile içte var binbir hile

Şöhret boştur çekme çile desen bile nafile

Ne menem bir iç pazarlık çıkar odaklı âdem

Fakirse bas sırra kadem zengin olsun beyzadem

Allah verir ya şu malı hicveden utanmalı

Giymek onurdur yamalı sen fâni mal hamalı

Ne menem bir iç pazarlık çıkar odaklı âdem

Fakirse bas sırra kadem zengin olsun beyzadem

HEP BAŞKALAR ÖLECEK!…

Ölmeyecek ya adam hep başkalar ölecek.

Çalar çırpar koşturur sanki karınca böcek.

BİR HAL TASVİRİ…

O faltaşı gözlerle soruyor saçma sapan

Hamal desem de kaçsa hâşâ ünvana tapan

CAZİP SİRKAT

Câzip geldi Hak mülkünün sirkati

Lâkin yaktı ol sirkatin firkati

ÜMMETİN FİTNESİ MAL

Ne müthiş bir ifade ümmetin fitnesi mal

Ya dinle dikkate al yahut boğulmaya dal

Yol göstermiş ol nebî takınmalı edebi

Ah kefen yok ki cebi ya insan kal ya çakal

KİMDE GAM VAR İSE KÂMDIR

Gam içre can içredür sır âdem ırak eyler ânı

Ah fâniye müptelâdır lezzetle âlûde canı

Varı yokta yok’u varda giz eylemiş Rabb-i Rahîm

Kimde gam var ise kâm’dur ânı nimet ile tanı

EY ÂDEM

Sahib-i mal velev çırak ırak vehmeyleyip firâk

Gör Fâni’çün haykırarak feryâd eyleme ey âdem

Vuslat gizlermiş seccadem de gel aldanmayı bırak

Şol Fâni’çün haykırarak feryad eyleme ey âdem

ŞU ÖMÜR

Ne çabuk geçer hayret uçar gider şu ömür

Son için biraz gayret ya elmastır ya kömür

EKABİR KAFTANI

Bir kör yarış ki sorma olmak içün ekâbir

Ekâbir kaftanını dışarı atar kabir

DÜRÜST İNSAN SAYISI

Herkes yakınındaki dürüst insanı saya

Akibet belli olur ya aya ya da yaya

LİSAN-I HAL

Mâlumâtı çok zâhir ah zât-ı âlînizin

Kelamından bin hikmet damlıyor kâlinizin

Her ânı hizmet olsa gün hem leyâlinizin

Yazık şeytan meftûnu lisân-ı hâlinizin

‘OTO”BİYOGRAFİ

Dinleme sakın âdemi kimdir hem nasıl diye

Anlatır sana halini sor dikiz aynasından

MANTALİTE…

Hikmetini bilmeden bunca mübarek dağın

Ya bedeni kuşatan sinir denilen ağın

Bostan üzüm uzatıp dalıyla sunan bağın

Söylemini dinlemem ne solun ne de sağın

MECAZDA AŞK ARAR RUHUM

Gül olur solar goncalar hâr içre hâr kanar ruhum

Hayat hazan bâr ah u zâr azap içre yanar ruhum

Ah fâniden medet umar serap ateşlere salar

Gönül koşar hayal kaçar mecazda aşk arar ruhum

DEVLET İŞİ

Gitti kaldı der iken egolar yarışmasın

Devlet işi ciddî iş çocukluk karışmasın

AH GÖNÜL

Güyâ aşkta buldun safâ ah gönül

Yalandır o cevr vû cefâ ah gönül

Yanup od’da binbir defâ ah gönül

Yeter yanma vâ essefâ ah gönül

Yeter yanma vâ hasretâ ah gönül

HAK’TAN KULA İKRAM

Aşkı bildim ben de aşık efendi

Elinde çiçekler aman solmasın

Bu bahar da dağ taş yine bezendi

Bunlar Haktan kula ikram olmasın

ÂMÂ GÖZ

Menzilini nefs karartmış hakkı nerden görecek

Esfelînin müşterisi şerir şerden görecek

Ne umumi belâdır bu dilden âmâdır şu göz

Geçmez ki söz gayra bakıp eğri yerden görecek

image_print

HABERLER