Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Niyazi KARABULUT
YAZARIN TÜM YAZILARI

Gümüşhane Şehrinin Bir Kültür Planı Var Mı?

Niyazi Karabulut

Kültürel bir yozlaşma içinde olduğumuzu söylemeyen yok. Durum sağır sultanın bile gündeminde. Hepimiz sıkıntıyı biliyoruz peki hal çaresi nedir? Bu yozlaşmanın, kalitesizliğin önüne nasıl geçeceğiz? Elbette sihirli bir değnek yok. Sosyal konularda uzun zamana ihtiyaç var. Buradan şu sonuca ulaşabiliriz bozulma uzun sürdüğü gibi düzelme de uzun sürebilir.

Yeni hal çareleri, engin kültürün içinde gizlidir. Ancak herhangi bir kitabın kapağını açmamış, bu konularda yetkin kişilerin sözlerine kulak asmayanlar için yapılacak bir şey de yok. Bilgi dağarcıkları boş olanlar için, fazla alternatif yoktur.

Kültürsüzlük hastalığı sadece sokaklarımızı ele geçiren bir hastalık değil; aynı zamanda etkili ve yetkililere de sirayet etmiş bir hastalık. Hatta birçok insanın böyle bir derdi de yoktur. Şehrimiz için gelinen nokta bizim için hayal kırıklığıdır. Hayal kırıklığımızın nedeni subaşında bulunanların hayal kıtlığıdır. Hayallerinizin hayalperestliğe dönüşmemesi için hayallerinizin altının dolu olması gerekir. Bunun için de önce bu işe kafa yoranların kültürel alt yapıya sahip olması gerekir.

Mesela bu şehrin bir kültür planı var mı? Plan derken bir ufuktan bahsediyorum. Kâğıtlara yazılı şeylerden değil. İdeal bir toplumda ekonomi ve sanayi alanındaki gelişmelerle kültürel faaliyetlerin yan yana gitmesi hatta kültürel faaliyetlerin daha ağırlıkta olması gerekir. Çünkü ekonomi ve sanayi sizin daha rahat yaşamanıza imkân tanır; kültür ise daha fazla gelişmenizi sağlar. İnsanı geliştirecek, kültürlendirecek onu medeni bir varlık haline dönüştürecek olan manevi tarafını ıskaladığınızda kültürden söz edilemez.

Gerçek hayatta da böyledir. Örneğin; bir yere yaptığınız ekonomik bir kuruluşla birlikte onun önemini belirten bir anlayışı ve kültürü verememişseniz o kuruluştan da istediğiniz ölçüde verim alamazsınız.

Sezai Karakoç ”Eylemler Karşısında Gerçek Diriliş Aksiyonu” başlıklı yazısında da şunları söyler: “Gerçek aksiyon, meydanlarda yapılan şamatalar, bağırışlar, yürüyüşler, duvarlara ve yerlere yazılar yazmalar ve daha kötüsü tabanca patlatmalar, kavga döğüşler değildir. Gerçek aksiyon, inanç, ahlak, düşünce, bilim ve sanat planında ortaya konan uzun çalışmaların ve sürekli sabırların yemişi eserler, durumlar ve oluşumlardır. Yeni bir insan tipini doğurmaktır. Asıl aksiyon, çok bilinçli, bilgiyle yüklü, kültürle güçlenmiş, disiplinli ve uzak görüşlü davranışlardan doğar.”

Şehrimize eli değen, mesaisini bu şehirde tamamlayan görevli kimselerin fikri altyapılarının olmaması ve gerekli kültürel faaliyetleri yapmamaları sonucu bir arpa boyu yol alamadığımız gibi bir hisse kapılıyorum. Topu başka taraflara atarak kendi sorumluluğumu görünmez kılma çabasına girmeden yapabilecek bir eylemi olanların, söyleyecek sözü olanların sorumluluğunu da biliyorum. Yukarıda söylediklerim bu sorumluluğun gereği. Benim kendi sorumluluğumu söylemek ve hatırlatmak olarak görüyorum.

Daha güzel bir şehirde yaşamak için, daha kültürlü insanlarla muhatap olmak için yapılacaklar elbette vardır. Buna kafa yoracak, geleceğimizi güzelleştirmek isteyen herkesin biraz daha çaba göstermesi gerekiyor.

Medeni bir şehir görünümü için betondan daha çok kültür yatırımlarına gerek olduğunu düşünüyorum. Bir Mimar Sinan yetiştirirseniz kültür ve medeniyetimizi beton yapılardan daha uzun süreli bir geleceğe taşır diye düşünüyorum. Kısaca ekonomini gelişmesinden, turizmin canlanmasından daha önemlidir insan yetiştirmek.

Parayla, ekonomiyle günü kurtarırız ama insan yetiştirerek geleceği garanti altına alırız.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER