ALİ ÖZDOĞAN
Elbette hükümetlere muhalefet edilir, edilmeli de ancak İslam hükümleri adına bu hükümetin eleştirilmesini, yüzyıldır zulüm altında çile çeken bir milletin, bu zulümlerin tezâhüründen çeşitli yönleriyle etkilenmiş bir ferdi olarak yerinde ve samimi bulamıyorum hem anlayamıyorum.
Şer zamanında şerlerin def’i adına gayretsiz kalanların, “ki şerlerin def’i hayırların getirilmesinden önceliklidir” yıllardır gayreti ve mücadelesi âyan olan, hem zaman içinde o şerleri bir bir def eden bir hükümet başkanına şeriat üzerinden üstü kapalı sitem etmeyi ise, dini, ard niyet güdüsü ile ‘kini örtmede kullanmak’ olarak algılıyorum..
İslam adına bir sürü kusuru ayan olan bizlerin ki, zaaflarımız, sohbetlerimiz, arkadaşlarımız, tarzımız tavrımız, ölçü samimiyetimiz ve kurallarımız ortada iken, kendimizi düzeltmeden, kendi hallerimizi süreçli bir müsamaha ile değerlendirip hükümeti ise ‘çabuk, neden, bak’ imalarıyla hemen acilen eleştirip güya İslam’a çağırma ameliyemizi ve ondan bu acil beklentilerimizi de samimiyet adına değerlendirmenin elzem olduğuna inanıyorum.
Bu tavrı adet edinen kimi kardeşlerimizi de haddim olmayarak kendileri ile hemhal olmak için kendi vicdanlarına müracaata çağırıyorum.
Bir de, bir büyüğümüzün şu sözünün taşıdığı mana bizim gibi bir toplumda gözden kaçmamalı diye eklemek istiyorum, diyor ki;
”Zerrâtı günahkârlardan mürekkep bir hükûmet tamamıyla mâsum olamaz. Demek, nokta-i nazar, hükûmetin hasenâtı, seyyiatına tereccuhudur.”