Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Niyazi KARABULUT
YAZARIN TÜM YAZILARI

Son Gelişmeleri İyi Okumak

Niyazi Karabulut

Peygamber aleyhisselam’ın hayatında Müslümanların bütün problemlerine derman olacak nice güzellikler mevcut. Bu yüzden Peygamberimizin hayatını detaylı bir şekilde bilmek, hadisi şerifler hakkında temel seviyede bir birikime sahip olmak oldukça önemlidir.

Müslümanların problemi, kısaca İslam âleminin içine düştüğü kriz, siyasi ve askeri olmaktan öte medeniyet problemidir, medeniyet meselesidir. Medeniyet köklerinden uzaklaşan Müslümanların maalesef başları beladan kurtulamıyor.

İnancın en önemli üç unsuru tevhid, nübüvvet ve âhirettir. Müslümanların bu üç konuda oldukça karışık zihinleri vardır. Modern dünyanın bakış açısıyla yoğrulan zihinler maalesef İslami bir düşünce tarzına geçemiyor.

“Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!” diye Nûh’a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrâhim’e, Mûsâ’ya ve İsâ’ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın şey (İslâm dini), Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah, ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır. (Şûrâ Suresi; Ayet: 13)

Son bir asırdır emperyalistlerin aramıza çizdiği sınırları aşacak bir düşünce yapısı geliştiremedik. Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki esirgenesiniz. (Hucurat Suresi; Ayet: 10) Suriye’ye, Afrika’ya, bu açıdan bakamıyoruz. Çünkü zihinlerimiz sınırlarla abluka altına alınmış. Kardeş olduğumuzu bir türlü kabul edemiyoruz. Suriyeli mültecilere bu zaviyeden bakamıyoruz.

“O ortak koşanlar ki, dini bir bütün hâlinde kabul edip uygulamaları gerekirken, onu parçalayıp bölük bölük olmuşlardır. Üstelik her grup, parçaladıkları dinden yanlarında kalan bilgi kırıntılarıyla böbürlenip durmaktadır.” (Rûm Suresi; Ayet: 32)

Zaferin biricik şartı tevhid üzere gönüllerin birleşmesiyle mümkündür. İslam kardeşliğinin esas alınmasıdır. İslam medeniyetinin yeniden canlanması fetih şuuru ve bu şuuru tasarlayacak üst aklın yani bir yönetimin olmasıdır. Tevhid ve Fetih toplumu olmak, İslam milletinin ve medeniyetinin tek güvencesidir.

Uluslararası ilişkilerde caydırıcı bir aktör olmak, düşman(lar)dan daha güçlü orduya sahip olmakla mümkündür. “Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz. Allah yolunda her ne harcarsanız karşılığı size tam olarak ödenir. Size zulmedilmez.” (Enfal Suresi, 60)

Son dönemde gelişen olayları bu pencereden değerlendirebilirsek İslam medeniyetinin uyanışına şahit oluruz. İslamın ana omurgası Ehlisünnet tarih boyunca medeniyet probleminin çözümünü, birlik, güçlülük, İslami düzen, emniyet ve adalet olarak anlamış ve uygulamıştır.

Geleceğin Müslümanların lehine olacağına dair ümit ve inancımız var; ancak bunun gerçekleşmesi birlik ve beraberlikten geçiyor. Suriye’deki son duruma bu açıdan bakınca daha ümitvar olamamak için bir sebep yok. “Ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslam’ın sadası olacaktır.”

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER