Ali Özdoğan
‘Onun için mi gönderilmiştin?’ Sorusu ile, bir anda âdetâ sıfırla çarpılıp ‘hiç’ olan o parlak biyografiler…
Hani tarz-ı hayatımız olması adına özendirilip peşinden koşturulduğumuz…
Öylesine bir ezberle….
Köklü bir iz’an adına bir an dahi harcamadan…
Acaba, ‘akletmez misiniz?’ İlâhi hitabı, en başından beri şu dünyâ ‘otobanında heva heves peşinde olabildiğince hızlanan’ bizlere, yolun biteceğini mi haber veriyor..
Sâhi, otoban üzerinde 14 asırdır hakikattan haber veren ve gerçeği haykıran tabiri caizse, ışık saçan uyarıcı levhalar misali o mübarek zatlar, yol durumunu bildirmiyor mu?
Ah kurallara rağmen böylesi kuralsız bir gidiş..
Ve, ‘fe eyne tezhebun’ ayet-i müthîşesi.. ‘Bu gidiş nereye..’
“Allah’ım sonumuzu hayreyle..” Ne güzel bir duadır..
Hürmetle..
