Vedat Soner Başer Gümüşhane'de Haftanın Konuğu Oldu - GÜMÜŞHANE'DEN HABER - Yerel Haber SitesiGÜMÜŞHANE'DEN HABER – Yerel Haber Sitesi

26 Nisan 2024 / Kuruluş: 15 ŞUBAT 2012

Vedat Soner Başer Gümüşhane’de Haftanın Konuğu Oldu

Giriş Tarihi: 10 Kasım 2020 - 11:07

Son Güncelleme: 07 Nisan 2021 - 22:26

GÜMÜŞHANE OLAY GAZETESİ – 10.11.2020

ECZACILAR ODASI GÜMÜŞHANE TEMSİLCİSİ VE İL GENEL MECLİSİ ÜYESİ VEDAT SONER BAŞER İLE HAFTANIN KONUĞU RÖPORTAJI

Röportaj Tarihi : 4 Kasım 2020

Yer                      :  Gümüşhane Olay Gazetesi Ofisi

Röportaj             :  Hasan Pir, Rüveyda Usta, Bekir Bulut, Uğur Bulut

OLAY: Vedat Bey, bize kendinizi tanıtır mısınız? Vedat Soner Başer kimdir?

Ecz. Vedat Soner BAŞER: Öncelikle beni buraya davet ettiğiniz için size teşekkür ediyorum. Olay Gazetesi’nin “Haftanın Konuğu” programında sizlerle beraber olmaktan son derece mutluyum. Bana bu imkânı tanıdığınız için Olay Gazetesi sahibine ve çalışanlarına teşekkür ederim. Gazeteler, halkın haber alma özgürlüğü noktasında çok önemli görev icra ediyorlar. Olay Gazetesi’nin ilkeli yayın yaptığını bizzat takip ederek görüyorum. Onun için tekrar sizlere teşekkür ediyorum.

Vedat Soner Başer kimdir? 1974 yıllında Gümüşhane merkez ilçe Gözeler köyünde doğdum. Eski ismi Tembeda…  İlkokulu doğduğum köyde tamamladıktan sonra ortaokulu Gümüşhane merkez Atatürk Ortaokulu’nda,  liseyi de Gümüşhane Lisesi’nde okudum. 1993 yılında Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni kazandım. 1998 yılında mezun oldum. 1998 yılından beri 22 yıldır Gümüşhane’de eczacılık faaliyeti yapmaktayım. Sağlık çalışanı olarak bu süre içinde birçok sivil topluk örgütlerinde görev aldım, birçok sosyal sorumluk projelerine katıldım,  bazılarını bizzat kendim yürüttüm. İnsanlarla konuşmayı, diyalog kurmayı seven bir yapım olduğu için Gümüşhane’de sürekli sosyal hayatın içinde oldum. Gümüşhane il genelinde gerek bürokrasi, gerek iş dünyası, gerek memur, köylü, çiftçi her katmanıyla büyüğüne küçüğüne varana kadar herkesle diyalog içerisinde oldum. Zaman zaman onların acılarını, üzüntülerini ve sevinçlerini paylaştık, hatta şöyle bir söz de bana sık sık söylenir “acaba Gümüşhane’de cenaze merasimlerine sizden daha  fazla katılan kim var?” Yani Gümüşhane’de toplumun her yerinde olmaya çalışıyorum. İşini seven, çalışmayı seven birisiyim. Özellikle işini dört dörtlük yapan, yapmaya çalışanlara sevgim ve saygım hep vardır. İyi bir Gümüşhaneli, iyi bir vatanperver, devletini, milletini bayrağını seven bir kişi olarak kendimi yetiştirdim. İnsanların problemlerini çözmekten de zevk alıyorum. Bekârım ama çocukları çok severim, bir çocuğun gülümsemesi, bir çocuğun sevindirilmesi bana çok büyük bir mutluluk veriyor.

OLAY: Vedat Bey, siz genç yaşınıza rağmen bir dönem Gümüşhane Belediye Meclisi’nde görev yaptınız, şimdi de bir başka karar mercii olan İl Genel Meclisi’nde görev yapıyorsunuz. Vatandaşımıza hizmet size nasıl bir haz veriyor. İstediğiniz gibi hizmet yapabiliyor musunuz?

Ecz. Vedat Soner BAŞER: Öncelikle bizim bu görevlere gelmemizi sağlayan Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) değerli yöneticilerine, il başkanımıza  çok teşekkür ediyorum. Yeni kongre yaptık,  il kongresi.  Kongrede Milliyetçi Hareket Partisi’nde göreve gelen arkadaşlarıma da başarılar diliyorum. İl başkanıma da buradan tekrar hayırlı olmasını, yolunun açık olmasını temenni ediyorum.  

31 Mart 2019 yerel seçimlerde, gerek şahsıma, gerek gerek partime halkımızın gösterdiği yüksek teveccüh ortadadır. Bu teveccühten dolayı halkımıza çok çok teşekkür ederim.  Bu süreçte beraber görev yaptığımız il genel meclis üyelerimiz gerek kendi partimiz MHP’den gerekse Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Partiden ) üye olan arkadaşlarımızla hizmetleri yürütüyoruz.   Cumhur İttifakı’nın ilkeleri doğrultusunda hareket etmeye çalışıyoruz. Bu anlamda hem kendi partimizin meclis üyelerine hem de AK Parti meclis üyelerine çok çok teşekkür ediyorum. Çünkü; İl Genel Meclisi’nde  hizmet edebilmek için hakikaten uyum şart, arkadaşlarla büyük bir uyum içinde çalışıyoruz. Bu noktada genel meclis üyesi arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. İl Özel İdaresi Genel Sekreterimiz Ekrem Bey ve ekibiyle uyum içinde çalışıyoruz. En önemlisi de Sayın Valimiz  Kamuran Taşbilek’le uyum içerisinde çalışıyoruz onlara da buradan çok teşekkür ediyorum.

Köylere Hizmet Götürme Birliğimizde de güzel bir uyum var. Sayın  Valimizin başkanlığında,  hiçbir siyasi ayrım gözetilmeden nerede hizmete ihtiyaç varsa oraya büyük bir gayretle hizmetler götürülüyor. Şuna inanın ki hakikaten yapılması gereken neyse devletin imkânları doğrultusunda en doğrusunu yapmaya çalışıyoruz. Öncelilerimiz var. Öncellikler neye göre belirleniyor, insanımızın direk yaşamına etki eden olaylar yol, su, kanalizasyon birinci önceliklerimizdir. Devletimizin verdiği imkânlar doğrultusunda elimizden geldiğince, aklımızın yettiğince güzel ve kalıcı hizmetler yapmaya çalışıyoruz. O hizmetler ortaya çıktığı zaman o eserlerin karşısına geçip 5 dakika baktığım zaman aldığım haz inanın bütün yorgunluğumu alıp götürüyor. Toplumun her talebine cevap vermeye çalışıyoruz,  koşturuyoruz. Vatandaşımızın bir talebini  yerine getirdiğimiz zaman çok mutlu oluyorum, sorunları çözene kadar geceleri uyuyamıyorum. Bu hal, galiba insanın yaratışıyla alakalı bir durum… 

OLAY: Bütün dünya koronavirüs etkisi altında. Siz de Gümüşhane İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu üyesisiniz. Hem bir eczacı, hem de Hıfzıssıhha kurul üyesi olarak pandemi ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Ecz.Vedat Soner BAŞER: Birçok ülke veya kıtaya yayılan ve   geniş toplulukları etkisi altına alan salgınlara “pandemi” diyoruz. Yaşadığımız pandemi maalesef Covit-19 virüsüyle beraber dünyanın tamamına intikal etmiş durumda. Dünya yüzünde  daha öncede pandemiler olmuştu ama covit-19 pandemisi genişliğinde bir başka salgın olmadı. Bu salgın diğerlerinden farklı olarak dünyanın tamamını etkisi altına aldı. Şu anda salgına karşı en büyük silahımız hastalığa yakalanmamaktır.  İlk yapacağımız iş hastalığa yakalanmamak olmalıdır.  Bunun için de gerek Sağlık Bakanlığımızın açıkladığı önlemleri,  gerekse İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nda alınan önlemleri takip edip uygulamamız çok önemlidir.  “hijyen, maske  ve sosyal mesafe” nin de içinde olduğu  14 tane kurallara halkımızın azami bir şekilde uyması gerekir.

İkinci sırada bağışıklık sistemimizin güçlendirilmesi gelir. Hastalığa yakalanırsak bizi koruyacak en önemli olgu her bireyin kendi bağışıklık sistemidir. Tıbbı destekten daha çok önemli olan bağışıklık sistemimizi güçlü tutmamızdır. Pandemiye karşı yeme ve içmemize dikkat etmemiz gerekir. Maalesef bu dönemi yeni normallerle geçireceğiz. Yeni normaller şart. Eski alıştığımız hayat tarzından biraz taviz vereceğiz. Bir müddet “durağan hayat” dediğimiz “ağırlaşmış hayat” dediğimiz normlarda hayatı yaşayıp, sosyal ortamlardan, kalabalıklardan uzak durarcağız.

Biz; İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nda aldığımız bir takım kısıtlayıcı tedbirler dolasıyla zaman zaman halkımızın, esnafımızın, insanımızın zor duruma düştüğünün farkındayız. Bu olayın da ekonomik boyutu var. Ama ben buradan sizin aracılığınızla vatandaşlarımızın biraz daha sabretmelerini rica ediyorum, istirham ediyorum. Çünkü bu tedbirlerle ancak biz insanları hayata tutabiliyoruz, sevdiklerimizi ayakta tutabileceğiz.  Pandeminin insan hayatındaki etkilerini en aza indirmenin gayreti içerisindeyiz, biraz ekonomik açıdan insanımıza sıkıntı yaşattığımızın farkındayız bunu bir denge olarak götürmeye çalışıyoruz. Gümüşhane İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu olarak devletimizin aldığı karaları Gümüşhane bazında uygulamaya çalışıyoruz.

Pandeminin Gümüşhane’deki etkisine gelirsek; Gümüşhane diğer illerimize bakarak ilk başladığında çok çok iyiydi. Hakikaten 3-5 hastayla uzun bir süre gittik, bir ara sıfıra kadar inmiştik, zamanla sıfırlamıştı ama okulların kapanması ve malumunuz Gümüşhane’nin yazlıkçısı, gurbetçisi gelmesiyle birlikte Gümüşhane’de pandemi tekrardan yükselişe geçti. Ama,  hiçbir zaman kontrolümüz dışına çıkmadı. Her daim kontrol altında olmuştur, düne göre bugün daha iyiyiz. Pandeminin Gümüşhane’de en zirve noktasında bile gerek sağlık alt yapımız, hekimlerimiz, sağlık çalışanlarımız noktasında hiçbir sıkıntı yaşamadık. Şu anda durumu iyi olan Türkiye’nin ilk 5 illinden birisiyiz diyebiliriz.  

OLAY: Siz sağlık sektöründe çalışan bir eczacısınız.  Doğal ortamda yetişen ve C vitamini deposu olan ve anavatanı Gümüşhane olan kuşburnuyu koronavirüse karşı  vatandaşlarımıza tavsiye ediyor musunuz?

Ecz. Vedat Soner BAŞER: İnsanların hastalıklardan korunmasında en önemli olgu “bağışıklık sistemidir”. Bağışıklık sistemi ne kadar güçlü olursa – koronavirüs de dahil akılınıza hangi hastalık gelirse gelsin, sadece virüs demiyorum, insanın başına gelecek bütün hastalıklar,  kanser de dahil- hiçbir hastalığa yakalanmazsınız.

Bağışıklık sisteminin güçlü olması için öncelikle dengeli beslenme çok önemli. Vitaminler çok önemli. C vitamininin hakikaten vücudumuzun bağışıklık sistemine inanılmaz faydaları var. En önemli vitaminlerden bir tanesidir. Tabii ortamda yetişen meyvelerden kuşburnu ise C vitamini deposu. Kuşburnu Allah’ın bir lütfu, organik ve doğal olarak yetişiyor. Gümüşhane ise kuşburnunun ana vatanı. Dağlarda yetişiyor. Kuşburnu çayı, kuşburnu marmelatı, kuşburnu pekmezi ve meyvesuyu hem koronmavirüse, hem de diğer hastalıklara karşı bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor.  Gümüşhaneliler olarak Allah’ın bu güzel nimetinden yararlanmalıyız.  Gümüşhane’de işlenen kuşburnu mamülleri doğaldır. Katkısızdır. Gönül rahatlığı ile alınıp kullanılabilir. Kuşburnu ürünlerini, çayını, marmelatını, pekmezini, meyvesuyunu C vitamini olarak bütün bilim adamları tavsiye ediyor. Ben de hemşerilerime ve bütün vatandaşlarımıza  tavsiye ediyorum.

OLAY: Komşu ziyaretleri salgını tetikliyor mu?

Ecz.Vedat Soner BAŞER: Kesinlikle evet. Koronavirüs insandan insana  bulaşan bir hastalık. Komşu ziyaretleri  genelde evlerde oluyor, evlerde kapalı ortamda metrekareye düşen insan sayısı yoğunluğunun artması  bu hastalığın en çok istediği şeyler.  Virüsün en çok sevdiği ortamlar kapalı ve kalabalık ortamlardır.  Dolayısıyla evdeki komşuluk ziyaretlerini en aza indirmek durumundayız. Hem ziyaret edilen  hem de ziyarete gelenlerin sağlığı açısından çok önemli. Bu noktada insanlarımızın anlayış göstereceklerini düşünüyorum.  Bu hastalık bulaşıcı bir hastalık. Ortada kul hakkı var. Kurallara uymayıp başkasına hastalığı geçirmek sorumsuzluktur, kul hakkıdır. Hepimiz bütün bireyler olarak sorumluluğumuzun  farkında olmalıyız. Onun için de Gümüşhanelilerin ev ziyaret alışkanlıklarını, komşu ziyaret alışkanlıklarını dondurması salgının sona ermesinde çok etkili olacaktır.

OLAY: 20 yılı aşkındır Gümüşhane’de eczacılık yapıyorsunuz. Gümüşhanelilerin sağlık sektörüne bakışı nasıldır?

Ecz.Vedat Soner BAŞER: Gerçekten Gümüşhane olarak sağlık çalışanlarına son derece saygılı, onlara karşı tutum ve davranışlarında son derece ölçülü bir insan yapısına sahibiz.  Sağlık camiasının içerisindeyim. Hekimlerimiz çeşitli illerden geldiğinde Gümüşhaneli hastaları tanıdıktan sonra söyledikleri ilk cümle şu: “son derece saygılı insanlarınız var, söylediklerimizi harfiyen yerine getirmeye çalışıyorlar, itiraz yok hiçbir şekilde bize zorluk çıkarmıyorlar.” Bu kıyaslamayı  bazen başka  illerle yaparak söylüyorlar. Allah’a şükür Gümüşhaneli vatandaşlarımız hekimlerimizin tavsiyelerine de son derece uyuyorlar, hekimlerin verdiği bütün ilaçları eksiksiz almaya çalışıyorlar Bir şuur var hastalarımızda. Hekimlerimize karşı da bir güven var.

OLAY: Lise yıllarındaki hayaliniz olan meslek ne idi?

Ecz.Vedat Soner BAŞER:  Her Türk asker doğar ve her Türk çocuğunun askerlere karşı,  üniformalara karşı bir sempatisi vardır. Benim ailemin genetik köklerinde askerlik var, soy ismimizden de zaten bellidir “Başer” erlerin başı demek. Asker kökenli bir ailenin çocuğuyum, dedem şehit, üçüncü dedem de şehit. Bir dedem Sarıkamış, bir dedem de Van şehittir. Ailemizdeki bu asker sevgisinden dolayı ben de lise yıllarının ilk başlarında Hava Harp Okulu’na girip pilot olmayı çok istedim. Liseyi bitirdiğim yıl Hava Harp Okulu’na sivil liselerden alımlar durdurulduğu için maalesef hayalim olan pilotluk mesleğine giremedim. Eczacılık mesleği ikinci sevdiğim meslekti ve ben de tercihlerimi eczacılık üzerine yaparak Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ne girmiş oldum.

Eczacılık mesleğini sevmemde Gümüşhane’nin ilk eczacılarında biri olan ve köylüm olan Sayın İrfan Çiftçi’nin tesiri olmuştur. İrfan Bey, benim için rol modelimdi. Onun da teşvikleriyle eczacılık mesleğine yönlenmiş oldum.

OLAY: Gümüşhane’de doğup büyüyen, Gümüşhane’de çalışan bir Gümüşhaneli olarak, “keşke Gümüşhane’de kalmayıp büyük şehirlere gitseydim” dediğiniz oldu mu? Yani Gümüşhane’de kalmaktan memnun musunuz?

Ecz. Vedat Soner BAŞER: Üniversiteyi ben İstanbul’da Marmara Üniversitesi’nde okudum. Pek çok arkadaşım sadece İstanbul’dan ayrılmamak adına memleketlerine gitmeyip iş yerlerini oralarda kurdular. Ben öyle bir şey yapmadım başka alternatiflerimde vardı İstanbul’da kalabilirdim, başka şehirlere de gidebilirdim ama ben memleketimi, Gümüşhane’yi  tercih ettim. Gümüşhane sevgisi, aşkı beni çok kolay bir şekilde geri getirdi. Burada kalmaktan, burada çalışmaktan, insanlarımıza hizmet etmekten, burada yaşamaktan hiçbir sıkıntı duymuyorum. Çünkü bizi biz yapan şehir burası. Biz,  birçok ilkimizi burada yaşadık, burada doğduk, burada mutlu olduk, burada karakterimiz oluştu. Bir çok insan ilk burada aşık olmuştur,  ilk burada acının büyüğünü yaşamıştır. Bizler bu şehrin sevdalısıyız. Aslında bu sevgi sadece bize ait değil.  Gümüşhane’ye gelen misafirlerimiz için de geçerli. “Gümüşhane’ye gelen ağlar, giden ağlar” bir gerçek söylemdir. Biz bu şehre aşık insanlarız. Malumunuz, benim bütün yatırımlarım Gümüşhane’dedir. Benim Gümüşhane’nin dışında bir tane dikili ağacım yoktur, her şeyim bu şehirdedir. Ben Gümüşhaneliyim, Gümüşhane’yi seviyorum. Allah nasip ederse ölürsem de bu şehrin topraklarına gömüleceğim. Başka yerin 5 lirası benim Gümüşhane’min 1lirasından değerli değil. Onun için şehrimin dışına çıkmadım, hiçbir şekilde de yatırım yapmadım bu durumdan da hiçbir zaman pişman olmadım.

OLAY: Örnek aldığınız insanlar kimlerdir?

Ecz. Vedat Soner BAŞER: Ben Annelerden çok etkileniyorum,  çok örnek alıyorum anneleri. Kendi annemi de, bütün anneleri de örnek alıyorum. Annelik müthiş bir duygu, müthiş bir durum. Annelik  müthiş bir enerji… Anne, enerjisi ile aileyi toparlıyor, hayata direniyor, sabrediyor, organizatörlük yapıp aileyi bir arada tutuyor. Bu görevleri hayatı boyunca devamlı yapıyor. Bitmeyen müthiş bir enerji… Bir gün değil,  iki gün değil, üç gün değil, bir hayat boyu… aynı enerjiyi yaşıyor… Ve bu kadar ağır işleri gönüllü yapıyor.  Bunları bir erkeğin yapma şansı yok.  

Takip ettiğim, örnek aldığım, öğretilerine önem verip örnek aldığım insanların başında ise Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) geliyor.  O, bizim için en büyük yol gösterici rehberimiz.

Örnek aldığım milli şahsiyetlerinin başında ise Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk geliyor. İngiltere Başbakanı Çörçil’in  dediği gibi dâhiler 100 yılda bir gelir.  Atatürk, o dâhilerden biridir. Atatürk’ün dâhiliği tek alanda değildi askeri alanda da, siyasi alanda da, idari alanda da o bir dâhiydi. Onun için etkilendiğim ve örnek aldığım liderlerden biri Atatürk’tür. Gümüşhane bazında ise etkilendiğim isim olarak Nihal Atsız’ı örnek verebilirim Karacaahmet’te mezarına gittim, ziyaret ettim. Kitap ve şiirlerinden çok etkilendim. Türkçe’yi en iyi kullanan insanlar biridir Nihal Atsız.

OLAY: Kayak sporuna olan merakınız hâlâ devam ediyor mu?

Ecz. Vedat Soner BAŞER: Evet devam ediyor. Kayağa küçük yaşlarda başladım, kayak sporunu çok severim. Sırf kayak yapmak için Bulgaristan’a gittim,  Gürcistan’a gittim. Ortaokul birinci sınıftayken Gümüşhane’yi temsilen Sarıkamış’ta kayak yarışmasına katıldım. Uzun yıllar Gümüşhane Kayak Kulübü’nün sporcusu olarak bulundum Türkiye’nin belirli yerlerinde yarışmalara gittim, kendi üniversitemde kayak kulübünün kurucularındanım. Süleymaniye Gümüş Kayak Grubu’nun başkanlığını yaptım. Süleymaniye Kış Sporları Merkezini çok önemsiyorum. Süleymaniye kayak pisti Türkiye’nin en verimli pistlerinden biri olacaktır. İnşallah kısa süre içinde tamamlanacağını umut ediyorum.

OLAY: Seyahat etmeyi çok seviyorsunuz. Pek çok ülkeyi gezdiğinizi biliyoruz. Gezdiğiniz ülkelerde keşke bunlar  Gümüşhane’de de olsa dediğiniz şeyler var mı?

Ecz. Vedat Soner BAŞER: Bugüne kadar 25 ülke ve bu ülkelerde 55 şehir gezdim. Ağırlıklı olarak Balkanlar ve Avrupa’ya gittim. Çok enteresan yerler var. Mesela Almanya’da 2008 de enerjisini kendi üreten şehir projeleri vardı orada sıfır atık ve sıfır hava kirliliği vardı.  Güneş enerjisini hayatın her yerine o yıllarda entegre etmişler. Bu enerji çalışması Gümüşhane’de neden olmasın. Gezilerimde en çok dikkatimi şehir meydanları çekmiştir. Batı’da hemen hemen bütün şehirlerin çok güzel meydanları var. Gümüşhane’nin de meydanları geniş olmalı. Yeni meydanlar olmalı. Bu bağlamda ben Gümüş Otel’ın bina ve bahçesinin de kent meydanı olmasını çok arzu ediyorum. Şehirler meydanları ile kimlik kazanır. Bir de şehir içlerinden geçen nehir ve çayların insanların piknik mekânları tarzında düzenlenmesi çok önemli. İnsanlar akıp giden su ile temas kurabilmeliler. Bu Gümüşhane’de de yapılmalı. Tıpkı Eskişehir’in Porsuk Çayı gibi Gümüşhane’nin de Harşit Çayının çevresinde insanlar dolaşabilmeli bunun için alanlar oluşturulmalı.

Dış ülkelerde de gördüğüm sokak sağlamlaştırma projesinin Gümüşhane’de olmasını istiyordum. Cumhuriyet caddesinde bu proje çok güzel uygulanıyor. Ben buradan gerek Belediye Başkanımız Ercan Bey’e,  gerek Valimiz Kamuran Taşbilek’e, Çevre ve Şehircilik Bakanımıza ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a teşekkür ediyorum.

OLAY: Türkiye’de en beğendiğiniz şehirler hangileridir?

Ecz. Vedat Soner Başer: Türkiye’nin çok güzel şehirleri var Mardin, İzmir, Eskişehir fakat öğrenciliğimin geçtiği İstanbul benim en sevdiğim şehirdir. Asya ve Avrupa’nın birleştiği bir konumda olmasından dolayı kültür olarak çok zengin bir şehir İstanbul benim için dünyada tektir.

OLAY: Gümüşhane için yeni nesil projeleriniz var mı ?

Ecz. Vedat Soner BAŞER: Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi yatay mimari gerekli Gümüşhaneye. Gümüşhane’nin  doğu ve batıya doğru genişlemesi lazım. Büyüdüğü zaman ise raylı sisteme geçilmesi gerekiyor, bu aynı zamanda ekonomik tasarruf demektir. Benim Harşit çayına karşı özel bir ilgim var.  Harşit’le ile insanları buluşturmamız lazım. Harşit’e üstten bakarak değil hat boyunca dere kenarında yürüyüp zaman geçirebilecekleri, ayaklarını suya sokacakları temiz bir yaşam alanı oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Harşit’ten şuanda sıfır verim alındığını düşünüyorum. Üstüne küçük köprüler yapılıp güzel bir şekilde ışıklandırılabilir, bu benim çok önemsediğim bir konu gerekli mercilerde umarım bu yönde harekete geçeceklerdir. Tabiiki yine son olarak Gümüş Otel’in yerinin de yeni kent meydanı olması lazım.

OLAY: Vedat Bey, sohbetimize katıldığınız ve sorularımızı cevaplandırdığınız için teşekkür ediyoruz.

Ecz. Vedat Soner BAŞER: Ben de sizlere teşekkür ediyor, Olay Gazetesi’ne yayın hayatında başarılar diliyorum.

KAYNAK: GÜMÜŞHANE OLAY GAZETESİ

image_print

HABERLER